• Turkhane Logo

Kaşıkçı'nın nişanlısı konuştu: Cemal oraya ilk kez gitmedi

Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, olay günü yaşananlara dair konuştu.

17:01 26 Ekim 2018 Cuma
Kaşıkçı'nın nişanlısı konuştu: Cemal oraya ilk kez gitmedi
Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, olay günü yaşananlara dair konuştu.

Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçının nişanlısı Hatice Cengiz olayın ardından ilk kez canlı yayında konuştu.

Habertürk TVde Mehmet Akif Ersoya açıklamalarda bulunan Cengiz şunları söyledi:

Cemal Beyi çok yakından takip ettim. Ortadoğu Mısır, Tunustan dolayı biraz ön planda ama Körfez bölgesi çok fazla ön plana çıkmıyor. O bölgeyi tanımak bana göre daha elzemdi. İşim gereği birçok konferansa katılıyorum. Özellikle Körfez bölgesiyle ilgili alanlarda. Cemal Bey ile de böyle tanıştım. Kendisiyle ben tanışmak istedim. Suudi Arabistan ile alakalı elimde birçok soru vardı. Sohbet, olması gereken yere evrildi. Kısa ama dolu bir sohbetti. Cemal Bey her ne kadar Avrupada ve yurtdışında çok fazla tanınsa da, ülkemizde öyle değildi. Ben bu röportajı, ülkemizde yayınlayamamıştım farklı sebeplerden. Kendisi bana e-posta yolladı ve bunun çok hoşuna gittiğini, ilgilenmemin çok değerli olduğunu söyledi. İstanbula geldiğinde görüşmeyi teklif etti. Akabinde Türkiyeye geldi, görüştük. Çok hızlı bir görüşme oldu. Amerikaya döndükten sonra da benimle görüşmek istediğini söyledi, zaten ilişkimiz başlamış oldu.


ÇOK BÜYÜK BİR YALNIZLIK HİSSEDİYORDU

Biz tanıştığımız zaman 1.5 yıldır Amerikada yaşıyordu. O dönem bana Amerikayı anlattığında, bu dönüşümün içinde yer alıp yıpranmaktansa, bu süreci orada kendi kendine geriye alıp üretmek için Amerikaya yerleşiyor. Kısa süre sonra Washington Postta yazmaya başlıyor. Ancak ABD vatandaşı değil. Kısa süre önce başvuruda bulunmuştu. Suudi arabistan vatandaşı olmasının pasaport gibi sebeplerden zorluk çıkaracağını bildiği için bu yönde isteği vardı. Suudi Arabistan vatandaşlarının çoğu şu an içeride. Bunun manevi bir sorumluluğunu hissediyordu üzerinde. Arkadaşlarım yazamıyor ve hapiste diyordu. Çok büyük bir yalnızlık, manevi bir sorumluluk hissediyordu.

CEMAL BEYİ MUHALİF OLARAK NİTELEMEK NE KADAR DOĞRU BİLEMİYORUM

Tek başına hissetmesi, arkadaşlarından haber alamaması, içinde bulunduğu aşamadığından bahsediyordu sıklıkla. Cemal Beyin duruşunu muhalif olarak tanımlamak ne kadar doğru bilemiyorum. Ülkesinde bir dönüşüm var. Yeni yapılanmadan, reformlardan, Veliaht Prensten bahsediyorum. Bir o kadar endişe ve heyecanla takip ediyordu. Çok eleştirdiği, ancak çok mutlu olarak yazdığı makaleleri de var. Çok vatansever olduğu yazılarından anlaşılıyordu takip ederseniz. İçerideki arkadaşlarının sorumluluğu vardı. Günün birçok kısmını bu üzüntü ve düşüncelerle geçiriyordu.

CUMHURBAŞKANIYLA YAKIN BİR ARKADAŞLIĞI VARDI

Amerika-İstanbul arasında yaşamak istiyorduk. Başlangıç çok önemli diyordu, bu yüzden İstanbulda ev almıştı. Türkiyeyi çok sık ziyaret eden birisiydi. Burayı çok seviyordu. Cumhurbaşkanıyla yakın bir arkadaşlığı var. Bu programında bile 3 tane programa katıldı evlilik için gelmesine rağmen. Babamın da bu yönde bir talebi vardı İstanbulda yaşamamıza dair. Biz 10 Eylül tarihinde geldiğinde, 2 Ekime kadar geçen süre içinde evlilik hazırlıklarına başladık. Aynı zamanda onun da orada planları vardı. Dolayısıyla ailemle görüşmesi, onay vermesiyle beraber hızlı bir şekilde evlilik çalışmalarına başladık. Önce ev aldı, resmi işlemler biraz zaman alıyor, evin eşyalarını sipariş vermeye başladık. Bu en azından bir yere kadar gelsin, sonra düğün yaparız diye düşünüyorduk. 2 Ekime kadar geçen süreç bu şekilde tamamlandı. Belediyeye resmi müracaat yapmak için gittik.

KONSOLOSLUĞA GİTME NEDENİ EVLİLİKTİ

Konsolosluğa gitme nedenimiz yabancı olan Türk vatandaşıyla evlenmek için hali hazırda evli olmadığını gösteren bir evrak alması gerekiyordu. Cemal Bey ile ikimiz gidip bunu bu yolla mı alabiliriz, yoksa başka bir yolu var mıdır diye Fatih Belediyesine gidip görüştük, konuştuk. Konsolosluğa gidip bu kağıdı alması gerektiğini ben kendisine söylemiştim. Evlilik prosedürüne dair işlemlerin bu şekilde olduğunu söylemiştim. Konsoloslukta sıkıntı olabileceğini düşünmüştü ama onu buraya gelince araştıracağını söylemişti. Amerikaya gidip Suudi Arabistan konsolosluğuna gidip bu evrağı istediğini ve verilmediğini, Türkiyeye yönlendirdiklerine dair bir bilgi bana gelmedi, bunlar konuşuluyor ama böyle bir şey olsa bana söylerdi.

KONSOLOSLUĞA GİTMEK İSTEMİYORDU

7-8 Eylül tarihinde Fatih Belediyesinin nikah işlemlerinin yapıldığı yerde buluştuk, benim Türk, Cemal Beyin Suudi vatandaşı olduğunu, nasıl işlem yapacağımızı sorduk. Evraklar istenildi. Cemalin halledebilir miyim diye düşündüğü asıl konu konsolosluğa gidip bunu halledebilir miyim oldu. Hatta bunu burada yapmayıp, başka bir ülkede evlenebilir miyiz diye de sordu. Yazdığı yazılar nedeniyle bu topa girmeyi, konsoloslukta gerginlik çıkmasını istemiyordu. Reddedilme endişesi vardı. Bir sorgu, ülkesine geri dönmesinin istenmesi, belki sorgu gibi bir şey yaşanmasını istemiyordu. Başka ülkeye de gitse, Suudi Arabistan Konsolosluğuna gitmesi gerektiği söylendi bir Türk vatandaşıyla evleneceği için. Türkiyede diğer yerlere nazaran daha kolay olabilir. Türkiyenin güvenli bir ülke olduğu, başına istenmeyen bir hadise gelirse daha kolay çözüleceğine inanıyordu. Başına nasıl bir şey geleceğinden şüphelendiğini soruyordum. Ama Türkiyenin uluslararası anlamda güçlü bir ülke olduğunu, Suudi Arabistanın gerginlik oluşturabilecek bir olay gerçekleştiremeyeceğini düşünüyordu.

KONSOLOSLUKTAN ÇIKIP TELEFONLARINI BANA VERDİ

Nikah memurluğunda yapacak bir şey kalmadığını düşününce, deneyelim mi, gidelim mi gibi bir konuşma geçti aramızda. Biz de beraber olduğumuz için, evlilik sürecinde her şeyi beraber yaptığımız için, seninle gelebilirim dedim, belki de bir arkadaşıyla gidecekti. Uçağı o gün 14 sularındaydı. Yakın bir yerden taksiye bindik ve konsolosluğa yöneldik. Herhangi bir bildirim vs. olmadı. Basit bir evrak talebi vardı, ama bunu talep eden Cemal Kaşıkçıydı. Biraz endişeliydi, ben daha fazla endişeliydim. Girip bir arkadaşıma bakacağım diyemeyeceğiniz kadar çok güvenlik vardı. O nedenle sadece kağıda endişeli şekilde bakıp etrafı kolladım o süreçte. 1 saat geçti, bir 10-15 dakika daha çıkmazsa, benim mutlaka gidip sormam gerek, uçağı kaçacak diye düşündüm. Ben bunu düşünürken, Cemal hemen çıktı, telefonlarını bana bıraktı. Bildiğim kadarıyla konsolosluğa bırakılıyor telefon, bana bırakmak daha güvenilir gelmiş olabilir. Çok neşeli bir şekilde dışarı çıktı. Ondan çok ben mutlu oldum. 1.5 yıldır ilk kez ülkesinin toprağına girmiş oldu. Sevgiyi,i alakayı, çalışanların kendisiyle ilgilendiklerini, gelip selamlaştıklarını, çok iyi davrandıklarını anlattı.

Evrakın birkaç gün içinde çıkacağını söylemişler. O da hali hazırda seferinin olduğunu, ayrılmak istediğini söylüyor. Heralde onlar da ne zaman döneceğini soruyor. O da Salı günü döneceğini söylüyor. Onlar da tamam biz hazırlarız diyorlar. Tepkilerini, orada geçenlerini anlattığında ben de onunla birlikte mutlu oldum. Bu sevinçle ayrıldık ve Londraya gittik. Yavaş yavaş eşyalar gelmeye başladı. Çantasını eve bırakmamı istedi, ben de çantasını alıp eve yöneldim havaalanına onu bıraktıktan sonra.

VE 2 EKİM GÜNÜ...

2 Ekim gerçekten çok çok zor bir gün. Hâlâ anlayamadığım, anlatabildiğim olaylar değil. Bir yerde acaba bir şeyi mi atladık, ben bir şeyi mi farkedemedim dediğim bir gün. Londradan dönüyor. Uçağının erken gelmesi, normalden bir arkadaşıyla karşılayacaktık. O güne dair plan yapıyoruz. Salı günü gelir gelmez, hemen konsolosluğa gideceğini bilmiyordum. Ben de ona kendisiyle geleyim mi diye sordum, okulum var o gün, arkadaşıyla gideceğini söyledi. O kağıdın alınmasıyla beraber, aldığımız eşyalarla ilgili bir işimiz vardı, aynı gün Fatih Belediyesine gidecektik, hepsini aynı gün halledecektik, o gün onunla gitmem gerektiği, yalnız bırakmamam gerektiğine dair anlık bir his oluştu içimde. Ben hemen arayayım diyerek, konsolosluk yetkililerini aradılar. Sanırım konuştuğu kişi size hemen döneceğiz dediler, ki biz yakınlarda bir yerde kahvaltı yaptık, saat 13.00te uygun olduğunu söyledi arayan kişi ve biz bir taksiye binerek konsolosluğa yöneldik. İkinci gidişimizde beden dilinden hiç endişe hissetmedim.

KONSOLOSLUĞA BENİ ALMADILAR

Nikah tarihi alacağımızı da düşündükten sonra akşam yemek yeriz diye konuştuk, bu kısım beraber hayal kısmı. Konsolosluğa içeri beraber girmeyi talep etmiştim, almadılar. İlk gidişindeki prosedürü bildiğimizi için bana telefonunu vererek gitti, sonra uzun bir bekleyiş başladı. Cemal Bey ağır bir gribe yakalanmıştı bir program esnasında, hasta olduğunu söylemişti, beni katıldığı programa davet etmişti, o gün hastanede uzun bir süre kaldık. Burada kendisine bir şey olursa, arkadaşları, ailesi burada değil, ne yapabilirim diye sormuştum kendisine hastaneden dönerken, bana tavsiye edebileceğin biri var mı diye sormuştum. Bu olay, konsolosluktaki olaydan 4-5 gün kadar önce olmuştu. Bana Yasin Hocayı arayabilirsin, eski dostumdur dedi. Burası Türkiye, Türklerle ilgili kısım yoğunlukta olur, bunun için Yasin Hoca doğru isim olur dedi. Biz konsolosluğa giderken aklıma bu geldi. Konsolosluğa giderken, başıma bir şey gelirse Yasin Hocayı ara gibi bir şey söylemedi. Bana sıkı sıkıya tembih etse, ciddi bir endişesi var ve ben çok geç aramışım büyük bir ihmal var demektir bu. İkinci gidişinde hiç tereddütü yoktu. Bu anlamda bu bilgi önemli.

AKLIMA ZERRE BÖYLE BİR DÜŞÜNCE GELMEDİ

Ben Cemalin onlarla sohbet ettiğini, uzun süre geçtiği için ülkesinden çıktıktan sonra yaşadıklarını merak ettiklerini düşündüm, orada bir sohbet ortamı var diye düşündüm, beni bu düşünceye iten oraya girerkenki tutumuydu. Ben Suudi Arabistan Konsolosluğunun böyle bir kumpas kurduğunu hissetsem oraya ilk ben koşarak girerdim. Uzun bir süre bekledim orada, aman kağıdı versinler de, yeter ki sohbet etsinler diye düşündüm, aklıma zerre böyle bir düşünce gelmedi.

TÜRK YETKİLİ, İÇERİDE KİMSE YOK, ÇIKTILAR DEDİ

İlk etapta kötü bir şeyler olduğunu hissetmeye başladığımda, hemen kardeşime mesaj atarak konsolosluğun mesaisinin ne zaman bittiğini sordum, 15.30 dedi, ben bunu sorduğumda saat 16.00dı. Birkaç arkadaşıma mesaj attım, çok büyük bir korkuya kapıldım. Kendimi yürüyecek halde bile hissetmedim ama kalkıp bir şey yapmam gerekiyordu. Dünyadaki her şey aklımdan geçmeye başladı. İnanılmaz bir bağırma hissiyatı duydum. En yakın arkadaşımı yanıma gelmesi için çağırdım. Orada gördüğüm bir Türk çalışana Cemal Beyi sordum, hayatımın kalanında bunu unutabileceğimi sanmıyorum. Türk yetkili bana içeride kimse olmadığını, çıktıklarını söyledi. Belki haberi yoktur diye, hemen konsolosluğu aradım, kapıda olduğumu söyledim. Hemen dışarı çıktı bu kişi ve içeride kimse olmadığını, benim yanlışım olduğunu söyledi.

GÖREVLİLERLE KONUŞTULAR AMA NASIL BİR İLETİŞİM OLDU BİLMİYORUM

Geçen sefer de burada beklediğimi söyledim, telefonu burada, benim yanıma getirdi, o sırada çok büyük bir şey kaybettiğimi anladım. Çocuk sahibi değilim ama anneler böyle bir duygu hisseder snaırım. Hemen Yasin Beyi ve Turan Kışlakçıyı aradım. Cemal Beyi,n çok yakını kendisi. Bu aramaları yaparken çok geç kaldım mı, bir şey oldu mu diye düşündüm. Sonra arkadaşım geldi, Turan ağabey geldi, onun aracılığıyla birkaç medya kuruluşu gelmeye başladı. Sonra bölgeden polisler gelmeye başladı. Hemen karakola giderek ifade verdim, şikayette bulundum. Gidip görevlilerle konuştular ama nasıl bir iletişim oldu aralarında bilmiyorum. O gün geceye kadar bekledim. İlk 1 saatte belki korkutmak için yapılmış olabileceğini düşündüm. Böyle bir şey aklıma hiç gelmedi. İçimde çok büyük bir manevi sorumluluk kaldı. Evlenmek isteyen birinin başına böyle bir şey gelmesi hangi dilde açıklanır. Cemal Kaşıkçı gibi dünyaya mal olmuş, vatansever, milliyetçi birine böyle bir şey yapılması aklıma uzaktan yakında aklıma gelmedi. 
  /
/ KAŞIKÇI CİNAYETİNDE ERDOĞAN TÜM KARTLARI AÇTI MI? / KAŞIKÇI CİNAYETİNDE ABD’DEN İLK YAPTIRIM GELDİ / REUTERS: TÜRKİYE KAŞIKÇI KAYDINI CIA BAŞKANINA VERMEDİ / SUUDİ VELİAHT PRENSİ KAŞIKÇI SESSİZLİĞİNİ BOZDU / KAŞIKÇININ İNFAZ GÖRÜNTÜLERİ CIA VE MİTİN ELİNDE / ‘KAŞIKÇI CİNAYETİNİ ULUSLARARASI MAHKEMEYE TAŞIMA NİYETİMİZ YOK’ / FEHİM TAŞTEKİN: KAŞIKÇI OLAYI PAZARLIK SÜRECİNDE, SELMAN KOLAY BİR HEDEF DEĞİL / KAŞIKÇI SORUŞTURMASI: 38 KONSOLOSLUK ÇALIŞANININ İFADESİ ALINDI / GAZETECİ CEMAL KAŞIKÇININ OĞLU SUUDİ ARABİSTANDAN AYRILDI CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ: CIA BAŞKANI HASPEL TRUMPA BİLGİ VERECEK

Son güncelleme: 17:01 26.10.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı