• Turkhane Logo

Türkiye fon alabilmek için 'gelişmiş ülke listesi'nden çıkmak istedi

Türkiye'nin iklim koruma önlemleri fonlarından yararlanabilmek için statü değişikliği talebi BM İklim Konferansı'da diplomatik hareketliğe yol açtı.

14:15 08 Aralık 2018 Cumartesi
Türkiye fon alabilmek için 'gelişmiş ülke listesi'nden çıkmak istedi
Türkiye'nin iklim koruma önlemleri fonlarından yararlanabilmek için statü değişikliği talebi BM İklim Konferansı'da diplomatik hareketliğe yol açtı.

Paris İklim Anlaşmasını 2016da imzalarken kendisine verilen sözlerin tutulmadığını söyleyen, bu nedenle de anlaşmayı TBMMden geçirmeyen Türk hükümeti şimdi de Polonyanın Katowice kentinde düzenlenen BM İklim Konferansında gelişmiş ülkeler” listesinden çıkarak gelişmekte olan ülkeler” kategorisine dahil edilmek istiyor. Bu şekilde iklim koruma önlemlerine ilişkin yardım fonlarından yararlanmayı ve bazı kısıtlamalardan muaf kalmayı hedefleyen Türkiye, statü değişikliği için zorlu bir diplomasi trafiği başlattı.
DW Türkçenin haberine göre Ankara, bu konuda ilk adımı zirve öncesi attı. Berlin Büyükelçiliği aracılığıyla Bonn merkezli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryasına ilettiği yazılı notayla, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin (UNFCCC) gelişmiş ülkelerin yer aldığı Ek-1 listesinden Türkiyenin çıkartılmasını talep eden Ankara, bunu sahip olduğu özgün koşullarla temellendirmeye çalıştı. Pariste Türkiyenin özgün koşullarını dikkate alan sürdürülebilir bir çözüm” için kendisine güvence verildiğini belirten Ankara, Türkiyenin gelişmekte olan ülkeler kategorisine dahil edilmesi durumunda, iklim değişikliğiyle mücadeleye daha büyük ve etkin katkı sağlayabileceğini vurguladı.
Zirvenin ilk gününde gündeme gelen Türkiyenin bu talebi İklim Değişikliği Konferansında diplomatik hareketliliğe yol açtı, hatta konferansın iki saat gecikmeli olarak başlamasının nedeni olarak ifade edildi. Konferansa ev sahipliği yapan Polonya Türkiyenin değişiklik talebini konferansın gündemine almazken olası bir krizi engellemek için Türk heyeti ile AB adına Fransanın da müdahil olduğu, yeni bir istişare süreci başlattı.
Türkiye neden Ek1den çıkmak istiyor?
Türkiye, 1992 yılında imzaladığı UNFCCC sözleşmesinin EK-1 listesinden, dolayısıyla gelişmiş ülke” sınıflandırmasından çıkarak gelişmekte olan ülkeler” kategorisine dahil olmak, böylelikle gelişmiş ülkelere getirilen sınırlamalardan kurtulmak, gelişmekte olan ülkeler kategorisine dahil edilerek de bu ülkelere getirilen ayrıcalıklardan ve yenilenebilir enerji alanında fon imkanlarından yararlanabilmeyi umut ediyor.
Ancak BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 15inci maddesi ise değişiklik önerilerinin konsensüs ile kabulü için çaba gösterilmesini, oydaşma sağlanamaması halinde ise son çare olarak oylamayı öngörüyor. Burada bir değişikliğin kabulü için dörtte üç oy çoğunluğunun sağlanması gerekiyor. Konuyu yakından takip eden yetkililer, Türkiyenin talebine gelişmiş ülkelerin de gelişmekte olan ülkelerin de sıcak bakmadığını kaydediyorlar.
Kabulü zor
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Türkiyenin değişiklik önerisinin kabülünün zor olduğu görüşünde. Konferansın yapıldığı Katowicede bulunan Şahin, Türkiye çok doğru olmayan bir yerde kategorize edilmiş olabilir, fakat bu saatten sonra hele ki Paris Anlaşması dönemine girdikten sonra artık bütün ülkelerin onayını gerektiren Ek-1den çıkması mümkün görünmüyor. Anlaşılan Türkiye son şansını deniyor. Ama imkansızı istemek çok da doğru bir strateji değil” görüşünü kaydetti.
Alman çevre örgütü Germanwatchın Uluslararası İklim Politikaları Sorumlusu Lutz Weischer de Türkiyenin talebinin kabülünün mümkün olmadığı görüşünde. Konferans için Polonyada bulunan Weischer, DW Türkçeye yaptığı açıklamada, Türkiyenin aslında uzun yıllara dayanan, şimdiyse resmen ilettiği bu talebine destek bulması zor, gelişmekte olan ülkeler yararlanmakta oldukları mali kaynakları neden paylaşmak istesin? Gelişmiş ülke hükümetleri de genelde orta gelirli ülkelere iklim finansmanı sağlamakta isteksiz. Çünkü sağladıkları finansmanın en yoksul ve en çok ihtiyacı olanlara gitmemesi halinde kendi ülkelerinde, parlamentolarında eleştirilere hedef oluyorlar. Özetle Türkiyenin bu önerisine yeterli destek yok” dedi.
AB ile partnerlik önerisi
Paris Anlaşması hedeflerinin yerine getirilmesinin Türkiye gibi büyük, ekonomisi çok da iyi gitmeyen ve kömüre bağımlı bir ülke için hiç de kolay olmayacağına dikkat çeken Weischer, Türkiyenin yardıma ihtiyacı var ama Ek-1den çıkma çabası hiç gerçekçi değil” diye konuştu. Alman uzman, Türkiye ile mevcut çıkmazın Türkiye ile AB arasında enerji dönüşümü konusunda inşa edilecek partnerlik yoluyla aşılabileceğini söyledi. Bunun Avrupanın ve tüm Akdeniz bölgesinin çıkarına olacağını vurgulayan Weischer, AB, komşu bölgesindeki Türkiyeye bu konuda destek vermeye ilgi duyuyor. Almanya da Türkiye ile sorunun çözümünde müzakerelere müdahildi ve çözümün bir parçası olmak istiyor. Türkiyeye destek hem iklim hedefleri hem de aynı zamanda ekonomik istikrar için önemli” diye konuştu.
Kriz konferansı gölgeler mi?
Polonyadaki konferansın en önemli gündem maddesi Paris İklim Anlaşmasının uygulanması için Kurallar Kitabı” olarak adlandırılan uygulama kararlarının belirlenmesi. Değişiklik talebi kabul görmemesi halinde Türkiye, henüz anlaşmayı onaylamadığı için bu görüşmeleri engelleyemeyecek olsa da hem İklim Çerçeve Anlaşması hem de Kyoto Protokolüne taraf olduğu için bu alanları kapsayan müzakereleri zora sokabilir, konferansta konsensüs sağlanmasını engelleyebilir.
Ancak en büyük endişe Türkiyenin gelişmekte olan ülkeler kategorisine alınmaması halinde Paris İklim Anlaşmasını onaylamaması, fiilen de ABDden sonra çekilen bir diğer ülke olması. Bu hiç akılcı olmaz” diyen Alman uzman Weischer, Türkiyenin Paris Anlaşmasının bir parçası olmasının ekonomik olarak da daha çok fırsat yaratacağına vurgu yaptı.
“Paris bir an önce onaylanmalı”
Ümit Şahin de Türkiye’nin Katowice’de arzu ettiği değişikliğin kabul edilmemesi halinde “Biz Paris’i onaylamıyoruz” dememesi gerektiğini söyleyerek, “Aksi takdirde bunu iklim konusunda gerekenleri yapmamak, Paris anlaşmasını onaylamamak için bir bahane olarak kullandığı izlenimine yol açabilir, yenilenebilir enerji ile ilgili diğer finansmanların tamamıyla kesilmesi riskiyle de karşı karşıya gelebilir” uyarısında bulundu. 
Değer Akal- Deutsche Welle Türkçe

Son güncelleme: 14:15 08.12.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı