• Turkhane Logo

Almanya'da Müslüman cemaatlere hakaret ve tehdit

Hamas-İsrail çatışması ile Almanya'da Müslüman cemaatler üzerindeki baskı arttı. Siyasi dildeki sertleşmeyle birlikte camilere yönelik hakaret ve tehditlerde de artış gözleniyor.

09:31 02 Kasım 2023 Perşembe
Almanya'da Müslüman cemaatlere hakaret ve tehdit
Hamas-İsrail çatışması ile Almanya'da Müslüman cemaatler üzerindeki baskı arttı. Siyasi dildeki sertleşmeyle birlikte camilere yönelik hakaret ve tehditlerde de artış gözleniyor.

Merve Biber, son haftalarda kendilerine ulaşan nefret, hakaret ve ırkçılık mesajları karşısında şaşkın. Ayda 4-5 ile kalsa, normal çerçevede denebilirdi, ama sadece son üç haftada 25 kadar ırkçı ve nefret söylemi içeren e-maili aldık diyor.

Biber, Almanyadaki en büyük Müslüman çatı kuruluşu Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) ayrımcılıkla mücadele bölümünde çalışıyor. Görevi, cemaatlerine ulaşan nefret, tehdit ve ırkçı söylemler ile ibadethanelerine ve binalarına yönelik saldırıları kayıt altına almak ve sorumlu emniyet birimlerini haberdar ederek güvenlik tedbirlerinin gözden geçirilmesini sağlamak.

AB ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Hamasın 7 Ekimdeki saldırıları ve ardından İsrailin başlayan bombardımanları sonrasında DİTİBin aldığı nefret ve hakaretler yaklaşık beşe katlanmış.   

Biberin aktardığına göre gönderilen ırkçı yazıların ortak paydası; Müslümanların terörist, Yahudi düşmanı, Hamas yanlısı, barbar ve şiddet yanlısı olduğu yönünde. Ayrıca bütün Müslümanların Yahudi düşmanı, demokrasi karşıtı, Hamas destekçisi, aptal ve tembel oldukları iddia ediliyor.

Hamas-İsrail arasındaki çatışmaların başlamasından ve Almanyada İsrail karşıtı gösterilerin görülmesinden bu yana Müslüman çatı kuruluşları eleştiri oklarının hedefinde. Birçok politikacı, bu kuruluşlardan Hamas ile aralarına mesafe koymalarını, İsrailin varlığını tanımalarını talep ediyor, ayrıca Müslüman çatı kuruluşlarıyla devletin yaptığı işbirliklerinin de gözden geçirilmesini istiyor.   

Yakılmış Kuran, domuz eti ve dışkı bulunan paketler
Müslüman çatı kuruluşları sadece elektronik posta ile gönderilen ırkçı ve aşağılayıcı mesajların hedefi olmuyor. Son üç günde üç camiye içinde yakılmış Kuran sayfaları, domuz eti ve hayvan dışkısı bulunan paketler gönderildiği dün Gelsenkirchen kenti emniyet teşkilatı tarafından açıklandı.

Almanyada binden fazla ibadethanesi ve cami sayısının üzerinde de din görevlisi bulunan DİTİB yetkilileri, geçen yıl 34, 2021de de 44 hakaret ve tehdit aldığını aktarıyor. Bu yıl ise 6 Ekime kadar bu sayının 43e ulaştığını, 7 Ekimden bu yana ise katlanarak arttığını belirtiyor.

DİTİB Genel Sekreteri, ilahiyatçı Eyüp Kalyon Çok üzgün ve endişeliyiz diyor. DW Türkçeye konuşan Kalyon, Zor zamanlarda toplumumuzu bölme ve Müslümanları tekrar günah keçisi haline getirme çabaları karşısında tekrar bir dejavu yaşıyoruz ifadelerini kullanıyor.

DİTİB ve üyesi olduğu Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi, 7 Ekimden sonra Hamasın başlattığı saldırıları kınayarak şiddete son verilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması çağrılarını sık sık yineledi. Ancak bu açıklamaları samimi bulmayan bazı çevreler, çatı kuruluşlarını eleştirmeye devam ediyor.

Müslüman cemaatler siyasetin hedefinde
DİTİB ve yine Türkiye kökenli İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) ile Almanya İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) ve çoğunlukla Arap cemaatlerin örgütlü olduğu Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZDM), 11 Ekimde merkezlerinin bulunduğu Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) Eyalet Başbakanlık ofisine çağrılmıştı. Ancak bu davet daha sonra tartışmaya neden oldu.

KRV Başbakanlık Ofisi Başkanı ve aynı zamanda Avrupa Birliği, Uluslararası İlişkiler ve Medyadan Sorumlu Bakanı Nathanael Liminski imzalı davette, Bu zor zamanda İsrailin yanında oldukları, Hamasın terörist ve barbar saldırılarının en sert biçimde kınadıkları hatırlatıldı ve İsrailin güvenliğinin Almanyanın devlet politikasıolduğu tekrarlandı.

Çağrının devamında ise üslubun değiştiği dikkat çekti.

Ortadoğuda yıllardır süregelen çatışmalı durum konusunda farklı görüşlerde olunabilir, ancak geçen hafta (7 Ekim) İsraile düzenlenen zalimce ve canice saldırılar konusunda (ayrı görüşte) olunamaz denilen çağrıda, Almanyada toplumun birliği için sizin de açık ve net biçimde ve yanlış anlamalara mahal vermeyecek şekilde Hamasın terörist mezalimi ile başlayan, rehin almaları ve kötü muameleleri ile devam eden eylemleri ile aranıza mesafe koymanız büyük önem arz etmektedir dendi ve Almanya sokaklarında terör ve nefret propagandasına ortak biçimde müsade etmemeliyiz ifadelerine yer verildi.

Müslüman cemaatlerden tepki
Almanyada örgütlü Müslümanların büyük kısmını temsil ettiği iddiasını taşıyan söz konusu dört çatı kuruluşu Bakan Liminskinin çağrısındaki üsluba tepki gösterdi. Bu kuruluşların en büyüklerinden olan DİTİB, Başbakanlıktaki buluşmaya katılmakla beraber davette yer alan çağrıyı Müslüman kuruluşların terör ile arasına mesafe koymadığı, kurbanların acısını paylaşmadığı izlenimi yarattığını belirterek eleştirdi. DİTİB yetkilileri, Biz Müslüman çatı kuruluşları sorunun değil, çözümün bir parçasıyız açıklamasını yaptı.
KRV Eyaleti Başbakanlık Ofisindeki buluşma sonrası dört Müslüman çatı kuruluşu Köln sinagogunu ziyaret etti, akabinde de Köln Yahudi cemaati kısa süre önce saldırıya uğrayan Bochum kentindeki Sultan Ahmet Camiiye iade-i ziyarette bulundu. Medyada ise bu ziyaretlere Bakan Liminskinin ön ayak olduğu iddia edildi.

Ancak karşılıklı ziyaretlere ve Haması kınayan açıklamalara rağmen Müslüman cemaatlere yönelik eleştiriler sürüyor. Son olarak Almanya Federal Meclisi Başkan Vekili ve federal hükümetin küçük ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkan Vekili Wolfgang Kubicki, DİTİB ile devletin yaptığı işbirliklerinin gözden geçirilmesini talep etti. Cicero dergisine konuşan Kubicki, Hukuki açıdan gerekli görülmesi halinde ise DİTİBin Almanya topraklarında faaliyetinin yasaklanması gerektiğini savundu.

Kubicki, Türkiyeden gönderilen imamların Almanyadaki camilerde nefret vaazları vermesi ve siyasal İslamın ilerlemesini sağlaması engellenmeli ifadelerini kullandı.

Politikacılar Müslümanlar üzerinden siyasi çıkar elde etmek istiyor
2016 yılından bu yana DİTİBte farklı görevler alan Genel Sekreter Kalyon ise politikacıların söz konusu eleştiri ve taleplerini Müslümanlar ve göçmenler üzerinden siyasi çıkar elde etme girişimi olarak nitelendirdi.
Kalyon, Müslüman cemaatlerin sinagog ziyareti KRV hükümetinin zorlamasıyla mı yapıldı sorusuna ise Hayır cevabını verdi. Kalyona göre karşılıklı ziyaret Yahudi cemaati ile yıllardır devam eden olumlu diyalog ve iletişimin bir parçası. Kalyon, Özellikle böyle gergin ve tehlikeli bir süreçte Almanyada toplumsal barışı korumak ve oluşabilecek tehlikeler karşısında önlem mahiyetinde önemli bir ziyaretti diye vurguladı.

DİTİBe Ankaradan baskı var mı?
Öte yandan DİTİBin Hamasa yönelik dili Ankaranın kullandığından farklılık gösteriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haması bir terör örgütü olarak değil, bir mücahitler grubu olarak gördüğünü söylüyor, İsraili de savaş suçu işlemekle itham ediyor. DİTİBin açıklamalarında ise Almanyanın hassasiyetleri ön plana çıkıyor.

Peki Diyanet İşleri Başkanlığı ile yakın bağı olan DİTİBin daha farklı bir tutum takınması Ankarada nasıl karşılanıyor?

DİTİB Genel Sekreteri Kalyon, DİTİB kendi içeriklerini, cemaatinin ve toplumun ihtiyaç ve hassasiyetleri doğrultusunda kurumsal yapısı içerisinde oluşturur karşılığını veriyor. İzledikleri çizgiye kendi cemaatlerinden makul ve olumlu tepki aldıklarını da söyleyen Kalyon, Cemaatin beklentisi, bölgedeki Filistinlilere yönelik orantısız şiddetin sonlandırılması ve onların can güvenliğini ve insanca yaşama hakkını da savunmamız ki bunu da açıklamalarımızda dile getiriyoruz diyor.

Son güncelleme: 09:31 02.11.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı