• Turkhane Logo

Reina katliamcısının saldırıdan 4 gün önce gözaltına alındığı ortaya çıktı

Reina saldırısı davasında hücre evlerinin organizasyonundan sorumlu kişilerle irtibatlı olduğu iddia edilen ve “kadı” olmakla suçlanan Yaser Muhammed Radow, saldırıdan dört gün önce gözaltına alındığını söyledi.

12:23 13 Aralık 2017 Çarşamba
Reina katliamcısının saldırıdan 4 gün önce gözaltına alındığı ortaya çıktı
Reina saldırısı davasında hücre evlerinin organizasyonundan sorumlu kişilerle irtibatlı olduğu iddia edilen ve “kadı” olmakla suçlanan Yaser Muhammed Radow, saldırıdan dört gün önce gözaltına alındığını söyledi.

Yeni yıl gecesi Reina isimli gece kulübünde IŞİDin üstlendiği 39 kişinin ölmesine, 79 kişinin de yaralanmasına neden olan katliamı gerçekleştiren Özbek Abdulkadir Masharipovun aralarında bulunduğu 51i tutuklu 57 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Reina katliamcısı susma hakkını kullandı, avukatı mahkeme başkanıyla tartıştı

Silivri Cezaevinin karşısında bulunan duruşma salonunda İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dün görülen duruşmaya Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, IŞİD üyeliği, 39 kişiyi öldürme ve 79 kişiye de öldürmeye teşebbüs suçlamaları ile yargılanan 51 tutuklu sanık katıldı. Masharipov, salonda önceki gün olduğu gibi yine ayrı bir sırada tek başına oturtuldu. Masharipov, bu defa salona kelepçeli olarak getirildi. Masharipovun eşi Zarina Nurullayevanın da aralarında bulunduğu üç kadın sanık da duruşmaya kaldıkları Bakırköy Kadın Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma başlangıcında mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, salonda yer alan basın mensuplarına hitaben, “Mahkememiz Cumhuriyet davası ve darbe davalarına da bakıyor. Öyle bir yazmışsınız ki sanki burada iç savaş çıkmış” dedi. Basın mensuplarının gözlemlerini yansıttıklarını söylemesi üzerine başkan Dağ, “Eski basın hakimiyim. Basın özgürlüğüne karışmam” yanıtını verdi.

 Telefonu anüsüne saklamış

 Tutuklu sanıklarından Yaser Muhammed Radow duruşmada Arapça savunma yaptı. Muhammed savunmasının başlangıcında uzunca bir şekilde dini açıklamalarda bulundu. Kadı olmadığını savunan Muhammed, “Kıyamet gününde kimse affetmeyecek” dedi. Muhammed, Türkiyeye Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay ve Adanada ortopedik malzeme satmak için Cezayirden ilk olarak 15 Temmuz 2015te geldiğini ve birçok kez gözaltına alınarak geri gönderme merkezine yollandığını söyledi. Radow, iddianamede 25 Aralık 2016da organize edilmeye başlandığı iddia edilen Reina saldırısından dört gün önce 27 Aralık 2016 günü İstanbul Kağıthanede 10 kişi ile birlikte kaldığı günlük kiralık evden gözaltına alındığı söyledi. Radow hakkında iddianamede polis baskını sırasında telefonunu anüsüne sakladığı iddiası yer alıyor. Mahkeme başkanının bu iddiayı sorması üzerine Radow, çalınmasından korktuğu için sakladığını söyledi.

 Hücre evi iddiası

 Tutuklu sanık Abdulhamid Abdulaziz de Uygurca savunma yaptı. Abdulaziz, Urumçide 2009da çıkan olaylar nedeniyle 2 yıl hapis yattığını, ardından yaşamı zorlaştığı için 2013te Türkiyeye gelerek Zeytinburnunda kaldığını söyledi. Abdulaziz, daha önce Konyada Masharipov ile kalan dava sanıklarından Ömer Asım ile 2009da Çindeki hapishanede tanıştığını söyledi. Abdulaziz, bu tarihten sonra Asım ile 14 Aralık 2016ya kadar görüşmediğini kaydetti. Uzun zamandır görüşmedikleri için Asımı evine davet ettiğini söyleyen Abdulaziz, eşiyle birlikte daha rahat edeceklerini düşündüğü için o evi Asıma bırakarak Topkapı Kaleiçindeki bir eve gittiklerini söyledi. Heyet tarafından Abdulazize Asımın telefonunda ele geçirilen ses kaydında kaldığı evi “makar” yani “hücre evi” olarak tanımladığı anımsatıldı. Abdulaziz de o evin eşiyle birlikte yaşadığı ev olduğunu söyleyerek iddiayı reddetti. Ertesi gün yani 16 Aralık günü Asım ile onun daha önceden irtibata geçtiği Necati Nasrıtinin isteği ile otogara gelen bir paketi almaya gittiklerini söyleyen Abdulaziz, orada gözaltına alındıklarını belirtti.

 Ahrar uş-Şam çevrilmedi

 Abdulaziz, Nisan 2015te Reyhanlı üzerinden Suriyedeki Abdulhamid Han Tugayına 15 günlüğüne Uygur bir arkadaşının daveti üzerine gittiğini söyledi ve bunun terörle ilgisi olmadığını iddia etti. Ziyareti esnasında arkadaşının “Çindeki eziyet için eğitim al, burada kal” dediğini aktardı. Abdulaziz, bu konuşma sırasında “Ahrar uş-Şam” da dedi ancak bu ifade tercüman tarafından çevrilmedi. Bu ifadenin müdahil avukatlar tarafından tekrar sorulması üzerine tugayın Ahrar uş-Şama bağlı olduğunu söyledi ve “Bu tür sorulara yönelik susma hakkımı kullanıyorum” diyerek bu kısmı detaylandırmadı. Üye hakim Abdulazize telefonunda neşid (cihat marşı) ve IŞİDin TV kanalına ait görüntüler bulunduğunu da anımsattı. Abdulaziz, Uygurların meşhur bir sanatçısının müziklerini sevdiği için bu kanalı dinlediğini, neşidlerin de ilahi olduğunu savundu.

Son güncelleme: 12:23 13.12.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı