Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı yeni partilerin İyi Parti’den oy alacağı, dolayısıyla İyi Parti’nin tükenme noktasına geleceği analizlerine Meral Akşener katılmıyor. Akşener’e göre bu partilerin oy havzası Adalet ve Kalkınma Partisi.
Duvar’dan Nergis Demirkaya’ya konuşan Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı izleyeceği politikalar açısından “ilk kez öngöremediğini” söylüyor ve nedenini şöyle açıklıyor:
“Tayyip Bey’i ben hep rasyonel yanı yüksek bir siyasetçi olarak görmüşümdür yani gerçekçi bulurdum. Şu dönemde bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği bir pozisyonu var. O pozisyonun gereği öngörülebilir görmüyorum. Ama şu öngörüm var. Mümkünse 2023’e kadar götürmeye gayret ediyor. Ama ekonomi sebebiyle bunu götürebilecek mi götüremeyecek mi onu öngöremiyorum. Eskiden tanıdığım Erdoğan en azından bizim parti olarak ısrarla söylediğimiz iyileştirilmiş parlamenter sisteme dönüşün üzerinde arkadaşlarını çalıştırırdı. Yani kendisi açısından da bir faydaya yönelik bir iş bu.”
“Ben kurulacak bu iki partinin Türkiye için kazanım olacağını düşündüm ve söyledim. Farklı seçeneklerin, farklı renklerin Türk siyasetinde olması faydalı çünkü çok kamplara bölünüldü. Kaç puan oy alırlarsa alsınlar AK Parti’den alırlar, MHP bünyesinde yer alan, AK Parti’den oraya gitmiş seçmenden alırlar. Nitekim, ölçümler de bunu gösteriyor. Daha kurulmadan şudur-budur demek doğru değil ama, oy aldıkları seçmen AK Parti havzası. Dolayısıyla matematiksel olarak yetmiyor Tayyip Bey’in seçimine.”
‘BİLDİĞİM BİR ŞEY VAR, ERDOĞAN SERT DAVRANIR’
İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde yaşadıkları zorlukları anlatan Akşener, benzer sorunlarla yeni oluşumların da karşılaşabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu arkadaşlarımıza, Sayın Babacan’a, Sayın Davutoğlu’na henüz çemkirmenin dışında bir şey yok. Bize fiili durumlar olmuştu. Şimdi onlarla ilgili nasıl bir tavır ve davranış alınacak bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var Sayın Erdoğan kesinlikle sert davranır ama partisinin içinde bu sert davranabilme imkanına sahip mi onu bilmiyorum. O alanı bilmiyoruz biz. Kim ne kadar dayanır. Çok zor bir süreç o. Dolayısıyla parti kurulduktan sonra o bir mücadele gerektiriyor, mücadeleyi verecektir muhtemelen arkadaşlar. Teşkilat kurmakta çok zorlanılıyor. Ben başkanlıktan ayrılmış pek çok ticaret, sanayi odası başkanlığı yapmış geçmişte tanığım bildiğim herkesi aradım. Kendileri değilse bile bir isim önermelerini istedim. Öneremediler, çünkü insanların çocukları işte, bu temel bir korku. Bizim kurulduğumuz zaman bu korkunun çok daha kesif yaşandığı bir dönemdi, dolayısıyla bize uygulananın ne kadarı uygulanabilecek, o güç var mı bunu ben bilmiyorum. Ama bir mücadele yapılacaktır diye düşünüyorum. Yani teşkilat kurma en zoru. Ben onun için il başkanlığını, ilçe başkanlığını almış, o görevi sürdürmüş en başındaki arkadaşlarıma bitmeyen bir teşekkür borçluyum. Çok kolay olmamıştı.”
