• Turkhane Logo

Kılıçdaroğlu'ndan Soylu'ya: Senin görevin sorunu çözmek, ne diye gidip oraya oturuyorsun?

Partisinin Meclisi toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Binası önünde oturma eylemi gerçekleştiren ailelerin yanına giden bakanlara tepki gösterdi.

12:00 15 Eylül 2019 Pazar
Kılıçdaroğlu'ndan Soylu'ya: Senin görevin sorunu çözmek, ne diye gidip oraya oturuyorsun?
Partisinin Meclisi toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Binası önünde oturma eylemi gerçekleştiren ailelerin yanına giden bakanlara tepki gösterdi.

Yetki sahibi olanlar güçsüzlüklerini adeta göstermek için gitmiş oturuyorlar diyen Kılıçdaroğlu, Ne diye gidip oraya oturuyorsun? Sen acıyı, sorunu çözeceksin. Senin görevin sorunu çözmek sözlerini kaydetti.

Geçen haftalarda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Diyarbakır İl Binası önündeki ailelere destek ziyareti gerçekleştirmişti. Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aileleri ziyaret ederek, devletin ailelerin yanında olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda yarışan ve 50 metre sırt üstü finalini ikinci tamamlayarak gümüş madalya kazanan Sümeyye Boyacıyı tebrik etti.


Öte yandan Kılıçdaroğlu, CHPli milletvekilinin hazırladığı Canlar Pahasına Özgür Bir Ülke İçin adlı kitabının devamının gelmesini istediğini kaydetti.

Kılıçdaroğlunun konuşmasından satır başları şöyle:

İktidar sahipleri zaman zaman ayrıştırma yapıyorlar. Bazen çok belirgin bir şekilde yapıyorlar. Bu toplumu böler, bu yanlış bir politikadır. Örneğin şehitler 82 milyonun onurudur. Hepimiz şehit yakınlarımıza sahip çıkıyoruz. 15 Temmuzda şehit olanlar ve diğerleri diye ayırırsanız bu ülke için en kötü şeyi yapmış olursunuz. Nasıl şehitler arasında ayrım yapabiliriz? Ama onlar yaptı. Biz buna karşı çıktık. Bize 15 Temmuzu destekliyor musunuz? dediler. Gaziler ve şehitler arasında ayrım yaparsanız bu yanlıştır dedik.

Yeni siyaset anlayışımızın çerçevesini bu oluşturuyor. Şimdi gündemde anneler var. Anne için evladın ne kadar değerli olduğunu ancak anneler bilir. Çocuk hastalandığında anne de hastalanır. Hayatı bir anlamda çocuğuna bağlıdır. Kendisinden daha iyi bir yaşan standardı sağlamasını ister. Tırnağına bile zarar gelmesini istemez. Her bir çocuk annesinin turnasıdır. Şimdi anneler arasında da ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Anne annedir. Diyarbakırdaki de Cumartesi Anneleri de haklıdır. Cumartesi Anneleri 755 haftadır kimseye dokunmadan sadece evlatlarının fotoğraflarını ellerinde taşıyarak bir yere oturuyorlar. Evlatlarımız yerine gelmedi ama mezarını bize gösterin diyorlar. Evladı geri gelmeyen, kendileri ölen annelerimiz var. Diyarbakırdaki annelerimiz istemiyor mu, bacısı yok mu? O da ister evladının gelmesini, evde oturmasını, çoluk çocuk sahibi olmasını ister. Onun da hakkı, hukuku var. O da adalet istiyor. O anne eline kına yakıp oğlunu askere göndermiş ama terör örgütü kaçırmış. Bu anne evladını istiyor. Bana da geldiler, bakanlarla görüştüler. Ben aktardım dönemin yetkililerine. Bu çocukların gelmesi lazım Türkiyeye. Bu çocukların kurtarılması lazım dedim. Biz yetkili değiliz, elimizde yetki yok dediler. Yetki sahibi olanlar güçsüzlüklerini adeta göstermek için gitmiş oturuyorlar. Ne diye gidip oraya oturuyorsun? Sen acıyı, sorunu çözeceksin. Senin görevin sorunu çözmek.

Eren Erdemi idam da etseniz inandığı yoldan vazgeçmez.

Hala Pensilvanyadan emir alanlar devlet bünyesinde yer alıyor.

Özellikle AK Partili kardeşlerime ve Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum; adalet bir kişinin iki dudağı arasına emanet edilemez. Yazık günah değil mi? Adaletsizlik yalnızca yargıda mı var? Hayır. Alın teri döken kimse gidip sorun, bu ülkede adalet var mı? Hepsinin ortak görüşü, bu ülkede adalet yoktur. İktidar sahibi olup adaleti arayan da yok. Elinden tutan mı var, yok Meclis tatile girdi. Gelin kardeşim güzel şeyler yapıyoruz deyin, toplanırız. Ama birilerinden izin almadan olmuyor. parlamentonun iradesi bile ipotek altında. Bir kişinin iradesi parlamentoya hakimse o ülkede adalet yoktur. Şu anda Türkiye kuralsız ve kurumsuz yönetiliyor. Kendi özgür iradesiyle görevlerini yerine getiren hangi kurum var? Bütün kurumlar Saraya bakıyor. Bir insan kendi düşüncesiyle yasaların ön  gördüğü çerçevede görevini yerine getirmiyor da başkasının  söyledikleriyle hareket ediyorsa o kişide kafa yoktur.

Son güncelleme: 12:00 15.09.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı