• Turkhane Logo

Kayyım belgesinden sonra konuştu: Elimde neşterle mi terör örgütü kurmuşum

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum atama hazırlığının 31 Mart yerel seçimlerinden bir gün sonra (1 Nisan) başladığını ortaya koyan ortaya çıktı.

12:28 23 Ağustos 2019 Cuma
Kayyım belgesinden sonra konuştu: Elimde neşterle mi terör örgütü kurmuşum
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum atama hazırlığının 31 Mart yerel seçimlerinden bir gün sonra (1 Nisan) başladığını ortaya koyan ortaya çıktı.



Diyarbakır seçilmiş Belediye Başkanı Selçuk Mızraklının avukatı Mehmet Emin Aktar belgeyi yayımladı.

Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarının yerine kayyum atamasına yönelik tepkiler devam ederken, kayyum hazırlığının 31 Mart yerel seçimlerine dair oylar sayılırken başladığını ortaya koyan bir belge ortaya çıktı. Belgeyi Evrensel Gazetesi muhabirleri Fırat Topal ve İnanç Yıldız ortaya çıkaran Avukat Mehmet Emin Aktar ve Seçilmiş Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı ile değerlendirdi.Eski Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar’ın paylaştığı belgeye göre; İçişleri Bakanlığı’nın Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’yı görevden almasına yönelik gönderdiği yazıda 1 Nisan tarihi yer alıyor. Yani kayyum atama hazırlığı 31 Mart seçimlerinden bir gün sonra başlamış.


‘İPTAL DAVASI AÇACAĞIM’

İçişleri Bakanlığı’nın Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’yı görevden almasına yönelik gönderdiği yazıda 01.04.2019 ve 07.08.2019 tarihleri yer alıyor.Konuyla ilgili Evrensel’e konuşan Aktar, “Şu nedenlerden kayyum atadık diyorlar. Bunlar boş iddia 1 Nisan’da kayyum atamak için hazırlığa başlamışlar. Müvekkilim ile ilgili buna iptal davası açacağım. 31 Mart’tan sonraki sabah valiliğin ilk yaptığı iş Selçuk Mızraklı ilişkin yazı yazmak olmuş. Muhtemelen diğer valiliklerden aynı şeyi yaptılar. Ama hangi kararı esas aldılar bilmiyorum” dedi.

‘HUKUKLA AÇIKLAMASI MÜMKÜN OLMAYAN KARARLAR’

Aktar konuşmasına şöyle devam etti: “Şunu söyleyeyim başta bunun hukuki dayanağı yok bunun. Bu karar tamamen siyasal kararlarla alınmış bir karar. Hukuk ve demokratik değerler içinde açıklaması mümkün olmayan bir karar. Bu açıklanamaz. Yani mahkemeye gidildiğinde bunun mahkemeyi açıklayabilecek bir durumu yok. Çünkü sonuçta yerel demokrasi açısından baktığımızda biz sadece bir belediye başkanı seçmiyoruz. Mecliste seçiyoruz. Belediye başkanı da herhangi bir nedenle görevden uzaklaştırıldığında onun yerine de kim geleceğine meclis karar verir. Çünkü orada yaşayanların iradesiyle seçilen bir organ. O açıdan bakıldığında yeniden seçilmiş biri görevi alır. Ama bütün halkın iradesini yok saydığınızda demokratik ve hukuki değerler açısında açıklayamazsınız. Bu zorbalıktır, kötülüktür. Burada iradeyi bütün olarak düşünmek gerek. Sadece valilik değil ki siyasal iktidarın ya da devlet iktidarının bütünü olarak görmek gerekiyor. Demek ki öncesinde böyle bir hazırlık var. Bu istendi, bunları bize gönderin dendi. Büyük ihtimalle HDP’li bütün belediye başkanları hakkında bu çalışmalar yapılıp İçişleri Bakanlığı’na gönderildi diye düşünüyorum.”

‘CUMHURBAŞKANI VE İÇİŞLERİ BAKANI BİZİ TEHDİT ETMİŞTİ’

Konuyla ilgili Evrensel’e konuşan görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı, “İçişleri Bakanlığı tarafından bize gönderilen tebligata baktığınız zaman 1 Nisan günü gibi bir tarih görüyorsunuz. Yani 1 Nisan’da hazırlığın yapılığını gösteriyordu. Diğer yandan ise o dönemde Cumhurbaşkanı’nın ve İçişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalarda açık bir şekilde tehditler vardı” dedi.

‘NEŞTERLE SAĞLIK TAŞIMAYA ÇALIŞIRKEN Mİ TERÖR ÖRGÜTÜ KURMUŞUM’

Seçmen iradesinin her türlü siyasal iradenin üzerinde duran bir mevzi olduğunu belirten Mızraklı, kendilerine tarif edilmiş suçlamaların siyaseten suçlamalar olduğunu söyleyerek, “Yani hukukun nasıl geçmişte bir takım şeylere alet edildiğini çok net gördük. Yani orada terör örgütü kurma ve yönetme diyorlar. Selçuk Mızraklı elindeki neşterle sağlık taşımaya, iyilik taşımaya çalışırken, neşteriyle mi silahlı terör örgütü kurmuş, adama sorarlar. Dolayısıyla bunlar hukuki değil bunlar siyasal değerlendirmelerdir, halk iradesine herkes saygılı olmak zorundadır, ortaya çıkan seçmen iradesine saygılı olmak zorundadırlar. YSK gibi bir yüksek mahkeme; yani eğer hukuk diyorlarsa bizlerin seçime girme yeterliliğimizin olduğunu tescilleyerek biz seçime girdik. Dolayısıyla onun dışındaki bütün her türden karar siyasaldır, hukuksal değildir” dedi.

Son güncelleme: 12:28 23.08.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı