• Turkhane Logo

​Babacan ve Davutoğlu parti tabelalarını aralıkta asıyor, Cem Uzan mücadele için dönüyor

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan zorlu Washington ziyaretini gerçekleştirirken, içeride ise Barış Pınarı Harekâtı ile biraz geri planda kalan yeni siyasi oluşumlarla ilgili hazırlıklar, hızla tamamlanma sürecine doğru ilerliyor.

00:05 15 Kasım 2019 Cuma
​Babacan ve Davutoğlu parti tabelalarını aralıkta asıyor, Cem Uzan mücadele için dönüyor
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan zorlu Washington ziyaretini gerçekleştirirken, içeride ise Barış Pınarı Harekâtı ile biraz geri planda kalan yeni siyasi oluşumlarla ilgili hazırlıklar, hızla tamamlanma sürecine doğru ilerliyor.




Ahvalden Zülfikar Doğanın analizi şöyle;


Özellikle AKP içinden çıkacak iki yeni parti ile ilgili olarak ortaya atılan “vazgeçtiler” iddiası, gerek Ahmet Davutoğlu gerekse Ali Babacan cephelerinde reddedilirken, yılbaşından önce yeni partilerin ete kemiğe bürünmesi hemen hemen kesin görünüyor.

Davutoğlu daha görünür şekilde kamuoyu önünde açıklamaları ve temaslarıyla yer alırken, Babacan cephesindeki “sessiz ve derinden” ilerleme tavrında bir değişiklik yok.

Babacan oluşumu içerisinde en baştan itibaren yer alan, eski AKP’li önde gelen bir siyasetçi, gelinen aşamayla ilgili olarak Ahval’in sorularını yanıtlarken, yürütülen çalışmalarda artık sona yaklaşıldığını, hummalı şekilde süren temas trafiğinin yanı sıra Babacan’a ve yeni partiye yönelik ilgiye yetişmekte zorlandıklarını söyledi.

“Beklenti ve heyecan büyük” diye sözlerini sürdüren deneyimli siyasetçi, AKP’nin 2001’de kuruluş sürecindekine benzer, hatta onun da ötesinde bir ilgi ve umudun söz konusu olduğunu belirterek; “Başlangıçta yaptığımız planlamada ve takvimle ilgili aşamalarda bir değişiklik söz konusu değil. En geç Aralık ayı sonunda partinin tabelasını asacağız, yeni yıla kalmayacak” diyor.

Özellikle merkez sağ ve muhafazakâr tabanda, AKP içinden iki partinin birden çıkması yerine Davutoğlu-Babacan-Gül’ün birlikte hareket etmesi yönündeki beklentiler çerçevesinde Davutoğlu ile bir temas olup olmadığı sorusuna ise “Hayır. Sayın Davutoğlu kendi yolunda ilerliyor, biz kendi yolumuzda” karşılığını veriyor.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ali Babacan’ı davet ederek parti kurmaktan vazgeçmesi, hükümette yer alması ve ekonominin başına geçmesini teklif edeceği yönünde, iktidara yakın köşe yazarlarınca gündeme getirilen yazı ve yorumların arttığı gözleniyor. Ancak Babacan cephesinin bu tür haber ve yorumlarla ilgili yaklaşımını “Vazgeçmek yok, yola devam” şeklinde ifade etmek yanlış olmaz. 

Babacan daha önce istifa ve ayrılma kararını iletmek üzere Erdoğan ile Temmuz ayında bir araya gelmiş, Erdoğan’ın ayrılmaması yönündeki ısrarlarına, parti kurma kararından dönmeyeceği yanıtını vermişti.  Babacan 8 Temmuz’da yayınladığı kapsamlı mesajda; “Son yıllarda pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu. Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım” sözleriyle, 2001 yılında görev aldığı AKP Kurucular Kurulu üyeliği ve partisinden ayrılma gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmıştı. 

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı olarak Babacan’ı tekrar Beştepe’ye davet etmesi durumunda, bu davete olumlu yanıt verilerek, davete icabet edilmesinin siyasi ve etik açıdan doğal olduğunu dile getiren Babacan cephesi, şayet böyle bir davet ve görüşme olması halinde, Babacan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “teşekkür” edeceğini, çıktığı yoldan dönmeyeceğini ileteceğini vurguluyor.        

Barış Pınarı Harekâtı’nın AKP ve Erdoğan’daki erimeyi durdurduğu, harekâta desteğin yüzde 80’e ulaştığı yönündeki değerlendirmeler sonrasında, Davutoğlu-Babacan oluşumlarına ilgi ve desteğin gerilediği yorumlarına karşılık, her iki hareketin de partileşme yönündeki tavrının değişmediği, daha da hızlandığı görülüyor. 

Davutoğlu cephesinde de yılsonundan önce partinin kurulmuş olacağı vurgulanıyor. Bu arada önce 10 Ekim, ardından 7 Kasım olmak üzere Saadet Partisi (SP) lideri Temel Karamollaoğlu ile Davutoğlu’nun bir ay içinde iki kez bir araya gelmesi siyasi kulislerde “birleşme” yönündeki söylemleri yoğunlaştırdı.

Daha önce de SP lideri Karamollaoğlu gerek Davutoğlu’na gerekse Babacan ve Gül’e SP çatısı altında bir araya gelme çağrısı yapmıştı.  Bu konuda en ılımlı yaklaşım, Davutoğlu cephesinde gözleniyor. SP’nin 3 Kasım’daki 7. Olağan Büyük Kongresi öncesinde “Bir başkası aday olsa da bu görevi benden alsa” diyen Karamollaoğlu’nun karşısına başka aday çıkmadı. 

Ancak Davutoğlu partisinin kuruluşu sonrasında, Siyasi Partiler Yasası uyarınca örgütlenme çalışmaları ve ilk olağan kongreye kadar olan süreçte temasların sürdürüleceği ve SP ile Davutoğlu hareketinin, SP çatısı altında birleşme olasılığı yüksek görünüyor. Bu durumda da Karamollaoğlu’nun yerine Davutoğlu’nun geçeceği, SP örgütlerinin de bu birleşme ihtimaline sıcak olduğu kaydediliyor.

Bu arada Türkiye siyasetini hareketlendirecek bir başka hamle ise uzun süredir yurt dışında bulunan, Genç Parti Genel Başkanı ve ünlü iş insanı Cem Uzan’dan geliyor. Daha önce Ahval’in duyurduğu, Uzan’ın Paris’ten dönerek tekrar partisinin başına geçme planları, hızlandı. Milyarlarca dolarlık mal varlığı yanında, bankaları, telefon, enerji, sanayi, çimento ve medya şirketlerine el konulan Uzan, uluslararası ticaret ve tahkim mahkemelerinde açtığı davalardan, milyarlarca dolar ya da Euro tazminat hakkı kazandı.

Gazeteci Sabahattin Önkibar’ın geçen hafta Cem Uzan’la yaptığı telefon görüşmesinden aktardıklarına göre, iki ay içinde Türkiye’ye döneceğini söyleyen Uzan, erken ya da normal zamanında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağını, yoğun bir siyasi kampanyayla “sokağa çıkıp güçlü bir demokratik seçenek yaratacağını” söylüyor. Cem Uzan; “İktidara karşı onun üslubu ile mücadele edip demokratik bir çerçevede Türkiye’yi ayağa kaldıracağını, bundan sonraki tek misyonu ve yaşama nedeninin ülkeye ve millete hizmet olacağını, geçmişte olduğu gibi yine yolu kesilirse hapse girmekten imtina etmeyeceğini” vurguluyor.

Dolayısıyla Davutoğlu ve Babacan partilerinin yılsonundan önce kurulmuş olacağını, Cem Uzan’ın da en geç iki ay içinde ülkeye dönerek partisinin başına geçip siyasi mücadeleye başlayacağını göz önünde bulundurduğumuzda, kısa süre içerisinde iç politikayı oldukça hareketli günlerin beklediğini öngörebiliriz. Bu gelişmelerin asıl sarsıntılarının, Erdoğan’ın bir arada tutmaya, kopuşları engellemeye çalıştığı AKP’de yaşanacağı ise bugünden söylenebilir.   

Kaynak: Ahval

Son güncelleme: 00:05 15.11.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı