Kızamığın ölümcül ve yüksek derecede bulaşıcı bir hastalık olduğu ve aşı ile önlenebildiği belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, kızamık aşısının 2000-2021 yılları arasında 56 milyon ölümü engellediği bildirildi. Bu nedenle, kızamık vakalarındaki artışın koronavirüs salgını döneminde artan aşı karşıtlığından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar, aşı karşıtlığından başka nedenlerin de etkili olduğunu belirtiyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Başkanı Gamze Varol, hastalıktaki artışın bir salgın olduğunu ifade ediyor. Varola göre, yıllık vaka sayısı 2000li yılların başında 10u geçmiyordu, ancak sonrasında aşılanmayan nüfus birikti. Varol, aşılanmayan ciddi bir nüfus olduğunu ve aşının sadece bireyi değil, toplumu da koruyarak bulaşmayı engellediğini belirtiyor.
Varol, sağlık sistemindeki sorunlar nedeniyle aşılanmayan nüfusun artmasının da kızamık vakalarının artışına katkıda bulunduğunu vurguluyor. Varola göre, sağlık hizmetlerinin nitelikli ve bölge tabanlı olarak sunulması gerekiyor, ancak sistemdeki değişikliklerle bu gereksinim karşılanamıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise kızamık vakalarındaki artışı doğrularken aşı kapsayıcılığının yüzde 95 seviyesinde olduğunu belirtiyor. Ancak bazı uzmanlar, kayıtsız ve göçmen nüfusun aşılanma oranının daha düşük olduğunu ifade ediyor. Koca, vakaların çoğunluğunun İstanbulda tespit edildiğini ve bir salgının söz konusu olmadığını ve durumun kontrol altında olduğunu söylüyor.
Göçmenler mi artırdı?
Özellikle sosyal medyada kızamık hastalığının Türkiyeye gelen Afganistan ve Suriyeli göçmenler nedeniyle arttığı iddia ediliyor. Ancak Gamze Varol durumun düşünüldüğü gibi olmadığını söylüyor.
Nörolojik hasara da yol açabilir
Kızamık virüsü çok hızlı yayılan bir virüs. Hekimlerin tabiri ile virüs kapı deliğinden görülse bile bulaşabilir. Kızamık vakalarında hesaplanan ölüm oranı ise binde 6. Ancak iyi beslenememe, toplu yaşanılan yerlerde bu oranın artma riski var.
Hastalığın belirtileri neler?
Kızamık aşısının ilk dozu 1 yaşında, ikinci dozu ise çocuğun 2inci yaşında uygulanıyor. Çocuğunu aşılatmayan aileler ise bu durumu bir tutanak ile sağlık kurumlarına bildiriyor.
İki doz aşı yapılmasının hayat kurtardığını kaydeden Gamze Varol, 12inci ay normalde en erken dönem. Ancak şu an içinde bulunduğumuz salgın ortamında çocukların daha erken aylarda aşılanması hayati önemde. Çünkü kızamık virüsü çok dolaşımdayken ve 12nci aya kadar beklerken çocuk duyarlı olabilir. Bu nedenle 9uncu ayda aşılama öneriyoruz. Hatta yaygın görüldüğü bölgelerde 6ncı aya çekilebileceğine dair bilimsel yayınlar var dedi. Varol, ailelere duyarlı olunması çağrısı da yaptı.
Doktor Varol, bir çocuğun yakın çevresinde kızamık hastalığı tespit edildiyse ve çocuk aşısız ise kesinlikle bu hastalığın bulaşacağını söyledi. Varol, hastalığın grip ve nezlede olduğu gibi ateş, burun akıntısı, öksürük, halsizlik görülebileceğini ve deride döküntüler de olacağını kaydetti. Belirtilerin gerçekleşmesi durumunda hemen hastaneye başvurulması gerekiyor.
