ANKA’dan Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na ilettiği, adliyedeki “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını içeren dilekçede adı geçen eski İstanbul Anadolu Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başsavcı Uçar’ın dilekçesi ile ilgili açıklamalarda bulunduğu Grup Toplantısı konuşmasına ilişkin haberlere erişim engeli getirilmesini talep etti. İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği erişim engeli kararı aldı.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, 6 Ekim 2023’te Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği’ne yazdığı yazı ile İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bazı ve hâkim ve savcılarla ilgili “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını dile getirmişti.
Uçar’ın HSK’ya başvurusu, Birgün Gazetesi muhabiri Timur Soykan tarafından haberleştirilmişti. Soykan’ın haberi ve ilgili haberlere erişimin engellenmesi talep edilmişti. Erişim engelini, Başsavcı Uçar’ın HSK’ya gönderdiği yazıda adı geçen eski İstanbul Anadolu Adalet Komisyonu Başkanı, İstanbul Adalet Komisyonu’nun mevcut başkanı Bekir Altun talep etmişti.
Bekir Altun, bugün onlarca habere erişimin engellenmesini talep etti. Altun, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nden; adının geçtiği haberlerin engellenmesini istedi. Altun, haberlerde “İçeriğin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu” iddia etti.
İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği; Bekir Altun’un adının geçtiği 172 haber linkine erişimin engellenmesine karar verdi.
Erişim engeli kararı verilen haberler arasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 17 Ekim tarihli CHP Grup Toplantısında, Başsavcı Uçar’ın HSK’ya dilekçesi ile ilgili değerlendirmeleri de yer aldı. Kılıçdaroğlu, konu ile ilgili şunları söylemişti:
“Bekir Altun… Çürüme organizasyonunu yapan kişi. Az önce saydığım bu ağları kontrol eden kişi. Gücünü, Hakimler Savcılar Kurulu’ndan alan kişi. Bütün bu çürümenin aktörü, bir de terfi ettirildi. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı yapıldı, ne güzel değil mi?”
“İnternet ortamında yapılan yayınlarla kişilik hakları herkes tarafından kolay, maliyetsiz ve hızlı bir şekilde ihlal edilebilmektedir”
Hakimlik, bugün aldığı engelleme kararının gerekçesinde; şu değerlendirmeleri yaptı:
“Basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur. Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez.
Eleştirinin ve haberin verilişinde gereksiz, yararlı olmayan beyan, niteleme ve değerlendirmelere gidilerek içerik ile uygun düşmeyen tahrik edici, yalın bir okuyucuda husumet ve kuşku yaratıcı dil ve ifade kullanılır, seçilen sözcükler aşağılayıcı, küçük düşürücü, incitici nitelikte olursa konu ile ifade arasındaki denge bozulur, haber veya eleştiri hukuka aykırı duruma gelir.
İnternet ortamında düşüncelerin açıklanması ve yayılması; basılı yayınlara oranla daha kolay, ucuz, hızlı ve yaygındır. İnternet sitelerine erişim de kolaydır. İnternet sitelerinin büyük miktarda veriyi muhafaza etme ve yayma imkânı vardır. Bu sebeplerle internet siteleri kamuoyunun güncel meselelere erişiminin iyileştirilmesine ve bilginin iletilmesinin kolaylaştırılmasına önemli derecede katkıda bulunmaktadır. Aynı sebeplerle internet ortamında yapılan yayınlarla bazı suçlar daha kolay işlenebilmekte, özellikle de kişilik hakları ve özel hayat hakları herkes tarafından kolay, maliyetsiz ve hızlı bir şekilde ihlal edilebilmektedir.
Somut olay değerlendirildiğinde; başvurucunun dilekçesinde gösterdiği URL adreslerinde, başvurucunun kişilik haklarını ihlal edici, kişisel verilerini işler nitelikte içerikler bulunduğunun görülmesi ve 5651 sayılı Kanunun 9. maddesinde kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek kişilerin doğrudan içeriğin çıkarılmasını isteyebileceği belirtildiğinden; talebin kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.”