• Turkhane Logo

'Yolsuzluğa bulaşmamış tek bir kayyum belediyesi yok'

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Sayıştay raporları ortaya koydu. Bütün kayyum belediyeleri yolsuzluğa bulaşmış. Bu da yetmemiş halkın malını yandaşlara peşkeş çekiyorlar. Bu denli yüzsüzler. Yarın o belediyelerin hepsini geri alacağız.

12:32 31 Aralık 2018 Pazartesi
'Yolsuzluğa bulaşmamış tek bir kayyum belediyesi yok'
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Sayıştay raporları ortaya koydu. Bütün kayyum belediyeleri yolsuzluğa bulaşmış. Bu da yetmemiş halkın malını yandaşlara peşkeş çekiyorlar. Bu denli yüzsüzler. Yarın o belediyelerin hepsini geri alacağız.

O yolsuzlukların da hesabını soracağız

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Muğla’nın Milas ilçesinde düzenlenen ‘Yerel Demokrasi için Halk Buluşmaları’ toplantısına katıldı.

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Temelli konuşmasında, tecrite karşı başlattığı açlık grevinin 53’üncü gününü geride bırakan DTK Eş başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’i selamlayarak başladı.


‘BİNALİ YILDIRIM KISA SÜREDE GİDECEK’

Yerel seçimler, Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmeden AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olan Binali Yıldırım, bölge illerinin belediyelerine atanan kayyımlar, Rojava’ya yönelik saldırılar, YSK’nin görev süresini uzatılması gibi konulara değinen Temelli, Binali Yıldırım için, “Bir yerde uzun süre kalamıyor. Başbakan yaptılar kısa sürede gitti. Meclis başkanı yaptılar Kısa sürede gitti. Belediye başkanı yapıyor oradan da kısa sürede gidecek”dedi.

‘KAYYIMLAR ZULÜMDÜR, YOLSUZLUKTUR, HIRSIZLIKTIR’

AKP’nin Kürt illerinde aday bulamadığı için kayyımlardan aday çıkarttığını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Ben söylemiştim, ‘Osmaniye’den öteye geçemezsiniz’ demiştim, inanmamışlardı. Şimdi tabelaya asacak isim bile bulamıyorlar. Kayyumları aday gösteriyorlar” dedi:

“Kayyum zulümdür, yolsuzluktur, hırsızlıktır. Bakın, giderayak Sur’un taşınmazlarını satılığa çıkarmışlar. Tüm Amed’de pankartlar asmışlar, yangından mal kaçırır gibi Sur’un taşınmazlarını satmaya çalışıyorlar. Bir belediyenin taşınmazı o kentin ortak mülküdür. Bunu üç paraya satıp oradan yolsuzluk yapma peşindeler. Tıpkı Van’da, Silopi’de, Batman’da olduğu gibi. 

‘BÜTÜN KAYYUM BELEDİYELERİ YOLSUZLUĞA BULAŞTI’ 

Biz söylüyorduk inanmıyorlardı, Sayıştay raporları ortaya koydu. Bütün kayyum belediyeleri yolsuzluğa bulaşmış. Bu da yetmemiş halkın malını yandaşlara peşkeş çekiyorlar. Bu denli yüzsüzler. Yarın o belediyelerin hepsini geri alacağız. O taşınmazları alanlardan da onları geri alacağız. O yolsuzlukların da hesabını soracağız. Hani bu belediyeleri borçlandırdınız ya o borçları ödemeyeceğiz. Kim sizi borçlandırdıysa onun yanına gideceksiniz, onunla beraber bu borcu ödeyeceksiniz. Onun o denli serveti var ki bozdurur bozdurur öder. Ama bu halk bu borçları ödemeyecek. O denli büyük bir acze sürüklenmişler ki aday bulamıyorlar. Bakın Kürt illerinde çıkarttıkları adaylara bakın; kayyumlar. Ben söylemiştim, ‘Osmaniye’den öteye geçemezsiniz’ demiştim, inanmamışlardı. Şimdi tabelaya asacak isim bile bulamıyorlar. Kayyumları aday gösteriyorlar.

‘KAYYIMLAR FAŞİST BİR ZİHNİYETTİR’

Bu cumhur ittifakına, bu faşist iktidarına karşı verilecek en güçlü yanıtı faşizme karşı omuz omuza vererek, o sandıklardan demokrasiyi, özgürlüğü çıkartacağız. Çünkü bu ülke kayyumlarla yönetilmeye layık değil. Kayyumlar faşist bir zihniyettir. Tüm ülkeyi bu kayyumcu zihniyetle zapt etmeye çalışan bu iktidara karşı kayyumları süpürüp faşizmin çöplüğüne atacağız, bu ülkeye demokrasi ve özgürlüğü getireceğiz.

‘SADECE HIRSIZLIK YAPMADILAR…’

Sadece hırsızlık yapmadılar. Siyaseten de bu kayyumların ilk yaptığı şey kadın sığınma evlerini, dayanışma evlerini kapatmak. Çocukların kreşlerini, bakımevlerini kapatmak, tiyatroları kapatmak. Daha da acısı ana dilinde hizmete son verip tabelaları indirmek, anıtları kaldırmak, heykelleri kaldırmak, yıkmak. Kayyum atadığı coğrafyada oranın halkına dair ne varsa yok etmek. İşte faşizm budur, işte asimilasyon budur.

‘FAŞİZİME KARŞI YAPILACAK TEK ŞEY KARŞISINA DİKİLİP MÜCADELE ETMEKTİR’

Faşizmin yükselişine karşı kendinizi koruma şansınız yoktur. Faşizme karşı yapılacak tek şey faşizmin karşısına dikilip mücadele etmektir. HDP olarak halkların barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Şimdi tüm Türkiye halklarını bu mücadeleye çağırıyoruz. Gelin bu sese kulak verin, gelin bu faşist zihniyetten hep birlikte kurtulalım. Güzel ülkemizde, ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti inşa edelim. Bunu yapabilecek gücümüz, tarihimiz, kültürümüz, mücadele yolculuğumuz var. Gelin bunu hayata geçirelim. Bu sese kulak verelim.

‘UMUDUN ADI HDP’DİR’ 

Biz bu zulmün altında yaşamak zorunda değiliz. Özgürlük bizim ellerimizde. Yeter ki bunu isteyelim. Demokrasiyi var edebiliriz, bu ülkeye, Orta Doğu’ya barışı getirebiliriz; yeter ki isteyelim. Bu bizim elimizde. Bu güce sahip olduğumuzun farkındalığı ile hareket ediyoruz. Bizim bir fikrimiz var, bizim bir hayalimiz var, bizim bir umudumuz var. O umudun adıdır HDP, o umudun adıdır HDK. O umutla bizi buluşturan bir gelenek, bir fikriyat var. Bizi bir arada tutan o fikriyattır. Bir arada yaşama iradesidir, bir arada yaşamakta ısrar etmektir. Ortak vatanda çoğulcu, laik, demokratik bir cumhuriyeti inşa etme iradesidir. Bizi bir arada tutan fikre selam olsun, İmralı’ya selam olsun, Sayın Öcalan’a selam olsun.

‘HDP DEMEK BARIŞ MÜCADELESİ DEMEK’

Diyorlar ki “Öcalan’a neden sayın diyorsunuz, neden sürekli tecridi konuşuyorsunuz”. Konuşuyoruz çünkü barış istiyoruz, bu ülkede bir arada yaşamak istiyoruz, bu düşmanlıklar bitsin istiyoruz. Halkların karşı karşıya gelmediği, tüm kimliklerin eşit yurttaşlık temelinde buluştuğu, tüm hakların eşit yurttaşlık temelinde dağıtıldığı, ortak zenginliğin hakça paylaşıldığı bir ülke istiyoruz. Bunun için kim katkı sağlıyorsa, kim emek veriyorsa biz ona “sayın” deriz. Kim barıştan yana yol açıyorsa, kim tüm halkların özgürlüğü için mücadele ediyorsa biz ona “sayın” deriz.

‘ÇOK BEDEL ÖDEDİK, ÇOK CAN YİTİRDİK’

Bizimkisi çok uzun soluklu bir mücadele, dün başlamadı. Şimdi HDP ile HDK ile demokrasi mücadelesinin önünü açıyor. Çok kıymetlidir bu mücadele. Çok bedeller ödedik, çok canımızı yitirdik. Bunca bedel boşuna değil. Derya’nın şahsında tüm yitirdiklerimizin önünde ben de saygıyla eğiliyorum. Kürtler öldü, Türkler öldü, Ermeniler öldü. Bu topraklarda yaşayan herkes payına düşen bedeli ödedi. En çok da Kürtler ödedi. Bu acıyı en çok biz biliriz. O yüzden de, bu acıyı en çok biz bildiğimiz için diyoruz ki artık bu acılar son bulsun. Artık evlatlarımızın cenazelerine değil düğünlerine giderim. 

‘BU İKTİDAR ACILARDAN, ÖLÜMDEN, SAVAŞTAN BESLENİYOR’

Barışta çocuklar babalarının cenazelerine gider, savaşta ise tersi olur. O yüzden diyoruz ki, bu savaş son bulsun. Tüm analara çağrı yapıyoruz, “bu iktidarın dayattığı ayrımcılığa teslim olmayın, barışa sahip çıkın” diyoruz. Çünkü bu iktidar acılardan, ölümden savaştan besleniyor. Savaş olduğu sürece iktidarda kalacağını bildiğinden dolayı savaşı dayatıyor. Buna son vermek bizim elimizde. HDP demek barış mücadelesi demek, şimdi bu mücadeleyi yükseltme zamanı.

‘BİNALİ YILDIRIM KISA SÜREDE GİDECEK’

Bugün yoksulluk her yere ulaşmış durumda. Tıpkı adaletsizlik gibi. Zaten bir ülkede adaletsizliğin en önemli nedeni ekonomideki adaletsizliktir. Dünyada gelir dağılımı bozuk ülkelerden biri Türkiye. Bu denli zenginliğe sahip olup bu denli yoksulluk yaratmak ayrı bir marifet. Bu marifeti sergileyenlerin tek dertleri kendi servetleri. Doymuyorlar. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar yediler hala doymuyorlar. Hala gözleri hepimizin ortak zenginliğinde. Bugün asgari ücreti açıklayarak sanki inanılmaz bir refah artışı sağlamışlar gibi alay ediyorlar. Bugün Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6 bin 600 lira. 2000 liralık asgari ücret, yoksulluk sınırının 3’te birinden bile az. Ama iktidara sorsanız asgari ücretteki artış refah göstergesi. Yalandan besleniyorlar. 

‘KAYYUMLARLA OSMANİYE’DEN ÖTEYE GİDEMEZLER’

O denli büyük bir acze sürüklenmişler ki aday bulamıyorlar. Bakın Kürt illerinde çıkarttıkları adaylara bakın; kayyumlar. Ben söylemiştim, “Osmaniye’den öteye geçemezsiniz” demiştim, inanmamışlardı. Şimdi tabelaya asacak isim bile bulamıyorlar. Kayyumları aday gösteriyorlar. Batıda bulabiliyorlar mı yok, döndüler dolaştılar Binali Yıldırım’ı aday yaptılar. Binali Yıldırım’ın da kaderi bu, bir yerde uzun süre kalamıyor. Başbakan yaptılar kısa sürede gitti, Meclis Başkanı yaptılar kısa sürede gitti, Belediye Başkan adayı yaptılar oradan da kısa sürede gidecek.

‘ROJAVAYI SAVAŞA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Tanıdığı bir şey var savaş hukuku, tanıdığı bir şey var düşmanlık hukuku. O düşman hukukunu, savaş hukukunu şimdi Rojava’da görüyoruz, tıpkı 24 Haziran’da önce Afrin’de gördüğümüz gibi. Bugün Afrin’e dönüp baktığımızda zulüm, şiddet, talan görürsünüz. Bunlar Afrinlinin rızkının üzerine çöktüler. Afrinlilerin zeytinini ele geçirmiş, onun üzerinden ticaret yapan bir anlayış var. Bunu Tarım Bakanı itiraf etti. Bu ülke olarak sürüklendiğimiz bir ayıbı, bir aczi bize gösteriyor. Türkiye’nin sürüklendiği yer Afrinlilerin rızkıdır. 

‘ROJAVA’DAN TÜRKİYE’YE TEHDİT YOK’

Türkiye’nin sürüklendiği yer Afrin’de farklı inançlara, farklı halklara uygulanan şiddete ortak olmaktır. Bu iktidar aynı anlayışla şimdi Fırat’ın Doğusu dediği Rojava’yı hedef haline getirmeye çalışıyor. Oradaki unsurlar Türkiye için bir tehditmiş. Oradan Türkiye’ye yönelik hiçbir tehdit yok. Bugüne kadar olmadı. Bundan sonra da olmaz. Oradaki tüm halklar, tüm inançlar bir arada yönetim anlayışını hayata geçiriyor. Hiçbir ülkenin toprak bütünlüğüne de tehdit oluşturmuyor. Suriye halkları da bunu yapacak. Rojava dışındakiler de eninde sonunda bu doğru yolu bulacak. Çünkü dış güçlerin eliyle sürdürülen bu vekalet savaşları son bulacak.

‘SURİYE HALKLARI BİR ORTAK ÇÖZÜM ÜRETECEK’

IŞİD ve onun artıkları bu savaşın aparatlarıdır. Farklı farklı isimlerle karşımıza çıksa de karşımızda bir çete zihniyeti var. Suriye bundan kurtulunca Suriye halkları bir ortak çözüm üretecek. O ortak çözümde yol gösterici olan Rojava’daki iradedir. O yüzden Rojava’yı hedef haline getiriyorlar, Rojava’yı savaşın içine çekmeye çalışıyorlar.

‘CENEVRE MASASINI SURİYE HALKLARI OLUŞTURMALI’

Bunu yaparken de, “o çekildi, bu çekildi”; hepsi çekilsin. Bu IŞİD çetelerinden kurtulup tüm dış güçler çekilmelidir. Türkiye de dış güçtür, o da çekilsin. Suriye halkları BM öncülüğünde, uluslararası sivil toplum örgütlerinin katkısıyla barış içinde bir geleceği var etmelidir. Cenevre bu anlamıyla önemli bir masadır. Cenevre’deki masa eksik kalmamalıdır. Rojava’daki tüm dinamikler, tüm halklar o masanın etrafında yer almalıdır. Garantör devlet olarak ortaya çıkanlar Cenevre masasını tayin edemez. Cenevre masasını Suriye halkları oluşturmalıdır, garantör devlet olarak ortaya çıkanlar bu işi bir an önce BM’ye devretmelidir.

‘CEZAEVİNDEKİLERİN OY HAKKINI GASP EDİYOR’

O denli hile ve şaibe ile hareket eden bir iktidar var ki YSK’nin görev süresini uzattı. YSK hem 16 Nisan’da hem 24 Haziran’da bu hileye ortak oldu. Görev süreleri uzatılır uzatılmaz da iktidara teşekkür mahiyetinde bir karar hazırladılar. Nedir bu karar; cezaevlerindeki tutuklular ve taksirli suçtan yatanlar oy kullanamaz. Neden? Çünkü cezaevlerinden en yüksek oy HDP’ye çıkıyor. Bu denli acız içindeler. Yasaya göre hüküm almamış olanların, tutukluların oy verme hakkı engellenemez. Bunu engelleyerek YSK anayasal suç işliyor. Cezaevindekiler cezaevinde olduğu bölge adına oy kullanamaz diyor, bulunduğu bölgeye gitsin kullansın, böyle çözümler üretmek yerine cezaevindekilerin oy hakkını gasp ediyor. İnsanların sandıklarını halktan kaçıran bir kurum bu YSK. Sandık birleştirme kararlarıyla yüzbinlerce oyun sandığa girmesini engellemiştir. Bizim nezdimizde hiçbir itibarı yoktur, hiçbir güvenilirliği yoktur. 

‘YENİ YIL BARIŞ ÖZGÜRLÜK GETİRSİN’

Biz her şeye rağmen bizim olanı, kentimizi yönteme hakkını o sandıklardan çıkaracağız. 2 gün sonra yeni yıla giriyoruz, yeni yılda yeni olanı selamlamak için, bu iktidardan kurtulmak için çok daha kararlı bir şekilde mücadelemizi yükselteceğiz. Cezaevinde olan tüm yoldaşlarımızın, sürgünde olan tüm yoldaşlarımızın yeni yılını kutluyorum. Yeni yıl onlara da barış, özgürlük, kavuşma getirsin.,

Son güncelleme: 12:32 31.12.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı