• Turkhane Logo

Yalan söyleyeni korona çarpar!

Kara Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, 15 Mart’ta vefat ediyor.

11:33 20 Mart 2020 Cuma
Yalan söyleyeni korona çarpar!
Kara Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, 15 Mart’ta vefat ediyor.



KaranlıktakiAydınlık yazarlarından Erhan Başyurtun analizi şöyle;

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’de ilk koronavirüs vakası ölümünü ilan ettiği gün.


Gazeteci Saygı Öztürk 18 Mart’ta açıklayana kadar, Yalman’ın koronavirüs nedeniyle öldüğü kamuoyundan saklandı. 

Oysa eski bir Kuvvet Komutanı olmasına rağmen Yalman’a askeri tören yapılmamış ve ailesi de karantinaya alınmış… Yani biliniyormuş!


Sağlık Bakanı Koca dün yani ölümün üzerinden 4 gün geçtikten sonra Yalman’ın ölümünün koronavirüs nedeniyle olduğunu itiraf etti.

“Kendisinde yapılan ilk test negatif çıkmış ama çevresinde yapılan testler de eşi ve bir kişi daha pozitif çıktı…”  diyen Bakan’a göre bu tarz, önce pozitif sonra negatif ya da önce negatif sonra pozitif çıkma durumları oluyormuş… Yersen!

Bakan Koca, sürecin başından bu yana kamuoyunda bir güven uyandırdı.

Ancak Türk Tabipler Birliği’nin açıklamaları, bazı doktorların sosyal medyaya düşen videoları, diğer ülkelerdeki salgın vakalarının seyri, kamuoyundan saklananların olduğu kanaati uyandırıyordu. 

Kara Kuvvetleri Komutanı’nın ölüm nedenini bile, bir gazeteci ortaya çıkarana kadar kamuoyundan gizleyen iktidar, daha ne tür vakaları saklıyordur siz düşünün. 


***

Bu köşede yayınlanan bir önceki yazımda, Türkiye’nin virüs ile savaşını  “Mücadele ediyormuş gibi yapan ülkeler”  kategorisinde olduğunu ifade etmiştim.

Orgeneral Yalman vakası, bu politikanın itirafı niteliğinde…

Sadece bu da değil.

Göz boyamaya devam ediyorlar.

Son olarak ülkeye dönen 5 bin umreciyi  ‘toplama kampları’ na alıp  ‘karantina’  yapıyoruz diye algı yaptılar.

Oysa vakanın yaygın olduğu İngiltere ve ABD’den iki gün önce gelen son kafileleri bile karantinaya almadılar.

Türkiye’de vakaların ilk etapta yurt dışı seyahatlerde yayıldığı bilimsel olarak da tescillendi…

Kazaran karantinaya alınan yurt dışından gelen varsa, onların da  “AKP’li dayıları”  devreye girerek çıkardılar.

Bu ülkede  ‘’karantinadan kız kaçırıldı…”  üstelik kamera kayıtları altında ve polis gözetiminde…

***

“Türkiye, mücadele ediyormuş gibi yapıyor”  ısrarcıyım…

Erdoğan tarafından açıklanan son ekonomi koruma paketine bir bakın.

Herkese evinde oturmayı tavsiye edip, konaklama vergisini ve yurt içi uçuş vergisini düşürmenin kime ne faydası var? 

İnsanlar işlerini askıya alacakken, gelir sıkıntısına girecekken, yeni ev almak için kredi miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkarmak kime ne fayda sağlar? 

Tedbir paketi diye sunulan, emeklilere bayram ikramiyesi 15 gün erken ödeme, göz boyama değil de nedir? 


Dahasını söyleyelim.

ABD 1.2 trilyon dolarlık mali paket, İngiltere 330 milyar Sterlinlik mali destek paketi, Fransa 300 milyar Euroluk ekonomik paket açıklarken, Türkiye’nin açıkladığı miktar 15 milyar dolar (100 milyar lira)… 

İşte Türkiye’nin boyunun ölçüsü bu…


Pakette yer alan vatandaşa direkt katkı sağlayan tek karar, ayda bin liranın altında maaş alan emeklilerin aylıklarını yükseltmek.

Sonra da çıkıp  “Avrupa bizi kıskanıyor”  diyorlar ve bir kısım halk da maalesef inanıyor…

***

Yalman Paşa vakası ‘kelin ortaya çıkması’ olayıdır…

Aslında veriler gün gibi ortada.

Türkiye’nin henüz salgının ciddiyetini kavrayamadığını, kendileri için her türlü korunma tedbiri alırken, halka “algı operasyonu” yaptıklarının bir diğer delili yapılan testler. 

Türkiye, şüpheli vakalara test yapmıyor. Oysa virüsü önlemenin en etkin yollarından birisi test yapıp, kuluçka dönemindeki vakaların hastalığı başkalarına da yaymasını önlemek. 

Türkiye, yakın zamana kadar sadece yurt dışı bağlantılı olanların belirtiler taşıması halinde test yapıyordu. 


Tüm şüphelilere test yapılmaya yeni başlandı… 

Oysa, yurt dışından gelenlere karantina uygulanmadığı için hastalığın artık yurt dışı bağlantılı olmayanlara da yayılmış olma riski yüksek.

Türkiye’de gerçek vaka sayısını tespit etmek ve etkili tedbir alabilmek için geçen her süre aleyhte işliyor.

***

Devlete düşen bu süreçte şeffaflık içinde güven tesis ederek her türlü etkin tedbiri almak ve vatandaşların üzerinde oluşan ekonomik baskıları hafifletmektir. 

Vatandaşa düşen de alabildiğince kendilerini izolasyona alıp, self karantina uygulamaktır. 

Ne devletin tedbirleri almakta oyalamaya ne de vatandaşın salgını hafife alıp insanların hayatını tehlikeye atmaya hakkı yok!

Bizden uyarması, bu süreçte “tedbir alıyormuş gibi yapanları” ve “halkı değil kendini aldatanları” korona çarpar!

Son güncelleme: 11:33 20.03.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı