Cumhuriyet Gazetesindeki habere göre, konsolosluğa iki sivil araçla altı kişi giriş yaptı.
Leventteki konsolosluk önündeki hareketli saatlerle ilgili gelişme Anadolu Ajansı (AA) tarafından da geçildi.
Türkiyeli yetkililer Kaşıkçının öldürüldüğüne inanırken, S. Arabistandan gelen bir heyetle kurulan ortak bir ekip olayı soruşturuyor.
Konsolosluk binası polis bariyerleri ile çevrili. Dışarıda ise yerli ve yabancı medyadan çok sayıda gazeteci gelişmeleri takip ediyor.
Araçların, gelen kişileri konsolosluğa bıraktıktan sonra ayrıldığı belirtildi.
Haftasonu tatili olması nedeniyle konsoloslukta bugün herhangi bir işlem yapılmadı.
New York Times’daki yorum yazısında Roger Cohen, Kaşıkçı olayında sergilenen duyarsızlığın Trump’ın dış politikasının ilkesizliğini sergilediğini belirtiyor. Amerikan değerlerinden uzaklaşan dış politikanın Amerika’ya bedelinin ağır olduğunu söyleyen Cohen, Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı olayını açıklığa kavuşturması için eldeki tüm kozların kullanılması gerektiğini savundu.
Boğaziçinde ceset parçaları başlıklı yazısında Cohen şu satırları kaleme aldı:
“Fargo” Boğaziçi’nde: Bir adli tıp uzmanının da dahil olduğu 15 kişilik bir Suudi suikast ekibi iki uçakla İstanbul’a gelir, Washington Post yazarı Suudi muhalif Cemal Kaşıkçı’yı konsolosluğa girişinin ardından öldürür, cesedini taşınabilir parçalara ayırır ve kaçar.
Bir kısmı sızdırılmış olan video ve ses kayıtlarına dayanarak Türk yetkililer Kaşıkçı’nın başına gelenin bu olduğunu düşünüyor. Kaşıkçı, Birleşik Devletler’de gönüllü sürgünde yaşıyordu ve Suudi tahtının 33 yaşındaki azimli ve kavgacı veliahtı, bir zamanlar batının sevgilisi Veliaht Prens Muhammed Bin Salman’ın önde gelen muhaliflerinden biri olmuştu
Türkiye’de güvenlik kameralarının saptadığına göre Kaşıkçı, 2 Ekim’de konsolosluğa girdi. Dışarı çıkmadı. Suudiler çıktığını söylüyor ama bir kanıt göstermiş değiller. Cesetler yürüyemediğinden olabilir.
