Analizde Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi Amerikan müttefiklerinin Beşar Esad yönetimiyle ekonomik ve diplomatik ilişkilerini son dönemde canlandırdığı belirtilirken, Türkiyenin ve bölgedeki Sünni İslamcılara desteğinin özellikle endişe yarattığı vurgulandı.
Reuters, Beşar Esadın mayıs ayındaki seçimleri kazandığının açıklanmasının Batılı devletlerin gözündeki parya statüsünü değiştirmediğini belirtse de, Arap liderlerin Esadın iktidara sağlam bir şekilde hakim olduğu gerçeğiyle barışmaya başladığı yorumuna yer verdi.
Kahire, Amman ve Abu Dabi gibi başkentlerin Şamla ilişkilerinde ekonomi ve Covid-19un yanı sıra siyasi gerekçeleri de gözettiğini yazan Reuters, bu gerekçeler arasında iki unsuru sıraladı.
Bu unsurlardan biri Esadın en güçlü destekçisi olan ve Suriyenin yeniden entegrasyonu için baskı yapan Rusya ile ilişkiler, diğeri ise İran ve Türkiyenin Suriyede elde ettiği nüfuza nasıl karşı koyulacağı meselesi olarak sıralandı.
Analizde, Türkiye ve bölge çapındaki -ki buna Suriyenin kuzeyinde, hâlâ Esadın kontrolünün dışında bulunan bir kuşak da dahil- Sünni İslamcılara verdiği destek, İslamcı gruplara karşı Şamla işbirliği yapabilecek olan Arap hükümdarlar için özellikle endişe sebebi yorumu yapıldı.
Ayrıca, Arap ülkeleri ile Şam yönetimi arasındaki yakınlaşma işaretlerinin artmasına rağmen Amerikan yönetiminin politikalarının belirleyici bir faktör olmaya devam edeceği belirtildi.