• Turkhane Logo

Hüseyin Gülerce Gezi Davasından tutuklanır mı?

Abant Platformu’nun Gezi Protestoları sırasında Hükümete yaptığı uyarı deklarasyonunun altında Hüseyin Gülerce’nin de imzası varmış.

16:13 20 Şubat 2020 Perşembe
Hüseyin Gülerce Gezi Davasından tutuklanır mı?
Abant Platformu’nun Gezi Protestoları sırasında Hükümete yaptığı uyarı deklarasyonunun altında Hüseyin Gülerce’nin de imzası varmış.



Gezi Parkı Davasında tüm sanıkların beraat etmesine yapılan itiraz ve Osman Kavala’nın tutuklanması sonrası Gezi Süreci yeniden tartışma konusu oldu. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Gezi Protestoları sırasında 5 Haziran 2013’te yaptığı açıklama da yeniden gündeme geldi.

Açıklamada Hükümete yaşam biçimlerine saygı duyması gerektiği gibi uyarılar yapılırken, açıklamanın altındaki Hüseyin Gülerce imzası tartışma konusu oldu. Sözkonusu açıklamaya imza atan Gülerce’nin Kavala’dan daha Gezici olduğu ve tutuklanması gerektiği yönünde sosyal medya paylaşımları oldu.


HÜKÜMETE BASİRET ÇAĞRISI

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nca organize edilen Abant Platformu, Taksim Gezi Parkı’ndan başlayarak, tüm Türkiye’ye yayılan eylemler hakkında sağduyu çağrısı yapmıştı. Platformdan yapılan açıklamada, “Bu çerçevede hükümeti basiretli ve serinkanlı yönetime ve protesto eylemlerinde bulunanlar da dâhil olmak üzere 76 milyonun hükümeti olarak davranmaya, aynı şekilde eylemcileri de barışçıl yöntemler ile sınırlı kalmaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Abant Platformu, hükümeti uygulamaya koyduğu bazı düzenlemeler konusunda uyararak, “Yaşam tarzlarına müdahale olarak algılanan bir takım düzenlemeler toplumda rahatsızlık meydana getirmektedir. Benzer şekilde toplumdaki değişik inanç gruplarının hassasiyetlerini göz ardı eden söylem ve kararlar gözlenmektedir. Söz konusu söylem ve kararların toplumsal huzuru bozmayacak şekilde yeniden değerlendirilmesi hiç şüphesiz ülkemizin faydasına olacaktır” dedi.

Abant Platformu Yönetim Kurulu üyeleri Prof. Dr. Levent Köker, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Prof. Dr. Eser Karakaş, Mustafa Yeşil, Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Prof. Dr. Serap Yazıcı, Cemal Uşak, Prof. Dr. Mehmet Altan, Dr. Ümit Kardaş, Prof. Dr. Niyazi Öktem, Cafer Solgun, Prof. Dr. Ferhat Kentel, Ümit Fırat, Ali Bulaç, Hüseyin Gülerce, Hüseyin H. Hurmalı’nın imzaladıkları çağrı şöyle:

Abant Platformu’ndan 5 Haziran 2013 tarihli çağrı metni

Siyasal ve kültürel farklılıkların barış içinde bir arada yaşaması için projeler yürüten Abant Platformu, son günlerde yaşadığımız olaylar karşısında aşağıdaki açıklamayı kamuoyuyla paylaşmayı vicdani bir görev sayar.

* Taksim Gezi Parkında çevreci kaygılarla başlayan, ancak kısa sürede demokratik ve insani çerçevenin dışına taşan ve yer yer karşılıklı şiddet içeren eylemlerin ülkemizi kaotik bir ortama sürüklemesinden endişe ediyoruz.

* Protestolar karşısında orantısız güç kullanılması, olayların yayılmasının ve şiddetlenmesinin sebebi olmuştur. Toplumsal barışı, demokratik istikrarı ve can güvenliği başta olmak üzere temel hak ve özgürlükleri tehdit eden bu olayları bir an önce sona erdirmek, başta hükümet ve eylemciler olmak üzere siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin ahlaki ve insani sorumluluğudur.

* Bu çerçevede hükümeti basiretli ve serinkanlı yönetime ve protesto eylemlerinde bulunanlar da dâhil olmak üzere 76 milyonun hükümeti olarak davranmaya, aynı şekilde eylemcileri de barışçıl yöntemler ile sınırlı kalmaya davet ediyoruz. Demokrasilerde sandık elbette her şey demek değildir. Ancak demokrasilerde sandıkla gelenin sandıkla gideceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

* Yaşam tarzlarına müdahale olarak algılanan bir takım düzenlemeler toplumda rahatsızlık meydana getirmektedir. Benzer şekilde toplumdaki değişik inanç gruplarının hassasiyetlerini göz ardı eden söylem ve kararlar gözlenmektedir. Söz konusu söylem ve kararların toplumsal huzuru bozmayacak şekilde yeniden değerlendirilmesi hiç şüphesiz ülkemizin faydasına olacaktır.

* Türkiye’nin gerçek zenginliği, farklılıklara saygıya dayanan çoğulculuğudur. Her birey kendi tercihleri ve inançlarıyla saygıya layıktır. Hükümet başta olmak üzere bütün siyasi kurumların ve toplumun her kesiminin buna özen göstermesi toplumsal huzurun teminatıdır.

* Ülkemizin demokratikleşme bağlamında elde ettiği ve hepimizin başarısı sayılması gereken kazanımları yitirmek değil, daha da ileriye taşımak gerektiğine inanıyoruz.

Son güncelleme: 16:13 20.02.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı