• Turkhane Logo

Hukukçu ve politikacılar yargı paketini yorumladı: 'Dağ fare doğurdu'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Yargı Reformu Stratejisi Paketi'ni açıkladı.

13:09 31 Mayıs 2019 Cuma
Hukukçu ve politikacılar yargı paketini yorumladı: 'Dağ fare doğurdu'
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Yargı Reformu Stratejisi Paketi'ni açıkladı.





Avrupa Birliği ve adalet sisteminin işleyişine ilişkin iki temel perspektif, dokuz amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet şeklinde tanıtılan Yargı Reformu Strateji Paketinde ifade özgürlüğünden tutuklama tedbirlerine, hukuk fakültelerinin eğitim süresi ve Cumhuriyet Savcılarının yetki alanlarına kadar birçok düzenleme yer aldı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun zamandır merakla beklenen yeni strateji paketinin ilkelerini; Hizmet odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerinin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması olarak sıraladı.

Peki, kamuoyunda af çıkacağı beklentisi de yaratan yeni Yargı Reformu Stratejisi Paketi beklentileri karşıladı mı? Açıklanan yeni paket ne gibi yenilikler getirdi?

Avukat Ergin Cinmen, Ercan Kanar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ahvalin sorularını yanıtladı. Paketin beklentileri karşılamadığı ve 23 Haziranda İstanbulda tekrarlanacak olan yerel seçimin sonucunu etkilemeye yönelik bir adım olduğu eleştirisi ifade edildi.

Ceza hukukçusu Ergin Cinmen; pakete dair İstinafla bazı teknik düzenlemelerin olduğunu ve Cumhuriyet gazetesi davasında infazın durudurulmasının söz konusu olabileceğini belirterek şu yorumu yaptı:

“Uzayda yaşıyormuşuz gibi bir hava hissettim. Çünkü ifade özgürlüğünün gerçekleştirileceğini, uzun tutukluluğun kaldırılacağını söylüyor... Bunlar 15 yıldır iktidarda olan bir parti ve şu anda ifade, medya özgürlüğü, hukuksuzlukla ilgili yaşanan sorunları bir başkası yapmış, kendileri de bunları düzeltmek istiyormuş gibi akli olmayan bir durum sezdim. Uzun tutuklulukla ilgili zaten bizim kanunumuzda bir sıkıntı yok. Kanunun uygulanmasında sorun var. Bu sorunu da yargı bağımsızlığına bağlayabiliriz; çünkü Tayyip Erdoğan bazı tutukluların cezaevinden çıkmasını istemiyor.

Yargıya baskı yapılıyor. Bu çok açıktır. Bunu HSK eliyle yapıyorlar. Türkiyede, kanunlardan kaynaklanan bir sorun yok. Uygulamada sorun var. HSK, doğrudan hükümete bağlı bir kurum haline geldi. Yargının bağımsız olmasını Tayyip Erdoğanın içselleştirmesi gerekir. Ancak böyle düzelir. Herhangi bir yasal değişiklikle, yargı reformuyla düzelecek bir şey yok. Reformlar, kanunlar zaten yapıldı. Bütün mesele, bunların uygulanmasıdır. Siyasi iktidar, yargının üzerinden elini kaldırdığı anda her şey düzelir. Bu gözden uzak tutuluyor. Sanki 15 yıldır yapılmayan şeyleri şimdi yapacağız gibi seçim öncesi ağza bir parmak bal sürmek isteniyor. Buna kanmak mümkün değildir.”

Meral Danış Beştaşa göre ise açıklanan yargı paketleri kamuoyunun tepsini azaltmaya yönelik. Beştaş paketin seçim çalışması olduğunu belirterek, yargıda yeni bir yapılanma olduğuna dikkat çekiyor:

“Yeni mezun yargıçların çoğunluğu oluşturduğu bir yargılama faaliyeti görülüyor. Eski yargıç ve savcıların önemli bir bölümü tutuklanıp, ihraç edilirken yeni mezunlar; AKPnin yöneticileri, il başkanları, ilçe başkanları gibi iktidara yakın birçok yeni mezun yargıda yer alıyor. Şu an yargı camiasında en çok konuşulan meselelerin başında bu geliyor; kendilerine bağlı bir yargı oluşturdular ve çok deneyimsiz, geçmişte oluşmuş hataları düzeltemeyecek bir kesim bu. Bugün dikkat ederseniz, yargı reformuna ilişkin çokça, ‘iyileştireceğiz, liyakat’ şeklinde edilen sözler var. Bunlar sadece söylenen sözlerdir. Geçmişte de birçok paket açıklandı. Açıklama yetmez. Bunun gereğinin yapılması lazım. Somut olması lazım. Bu nedenle bugün yapılan açıklama ne hapishanelerde olan ne de 81 milyon yurttaşın önemli bir bölümünün beklentisini karşılamadı. Af gibi bir beklenti yaratıldı. Bu AKPnin klasiği haline geldi. Her seferinde belirli aralıklarda, araflarda, kamuoyunun tepkisini azaltmak, beklenti yaratmak, muhalefeti geriletmek ve demokratik kamuoyunun bu alandaki çalışmalarını engellemek adına yapılan birçok pakete tanıklık ettik. Umarım bu onlardan biri değildir. Umudumu korumak istiyorum.”

Paketi esas dolduracak olan şeyin yasa tasarıları olduğunu belirten Beştaş, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

“Ceza kanunlarının, ceza infaz kanunlarının, ceza muhakemeleri kanunlarının hangi bölümlerinin düzeltileceğine dair bir açıklama yok. Hepsine dokunulması gerekiyor. Sadece şöyle bir somutluk var; düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına giren suçlar istinaftan sonra Yargıtaya gidecek. Ama hasta tutuklulara, bebekli annelere dair, yaşlılara dair bir açıklık yok. Şu anda hapishaneler tıklım tıklım dolu, bunların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Birçoğu sadece muhalefet ettiği, iktidardan yana olmadığı için tutuklu. Bizim şu an milletvekillerimiz, eş genel başkanlarımız tutuklu, onlar rehin. Bu yönüyle fazlasıyla yetersiz. AKP kendisini tekrar ediyor. Bu aynı zamanda bir seçim paketidir. Asıl tabloyu 23 Hazirandan sonra göreceğiz. Diğer yandan şunu söylemeden edemeyeceğim; yasama organının çıkarması gereken düzenlemeyi, kanunları neden Cumhurbaşkanı açıklıyor? Kuvvetler ayrılığı zaten kalmamıştı, her geçen gün bunun halkın gözüne sokulması hali var.

Yeni yargı paketi için; Dağ fare doğurdu diyen Avukat Ercan Kanar ise, Cumhurbaşkanının ifade hürriyetini sağlamaya ilişkin ifadelerinden hareketle durumun tam tersi olduğunu vurguladı.

Paketi soyut olarak nitelendiren Kanar şu değerlendirmelerde bulundu:

“53 sayfalık bir paket, ama bunun neredeyse 50 sayfaya yakın bölümü soyut. Radikal anlamda adil yargılamayı, yargıya güveni sağlayacak somut bir öneri yok. Mesela, HSKnin yapısıyla ilgili bir düzenleme yok. Ceza yargılamasında gizli tanıklık bir sis bombasıdır, bununla ilgili bir düzenleme yok. Soruşturmanın gizliliği konusunda bir gelişme yok; iddianamenin kabulüne kadar avukat dosyayı yine inceleyemeyecek. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kaldırılmasıyla ilgili bir düzenleme yok. ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt üyeliği’ cezai maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) insan hakkı ihlali kararı olmasına rağmen burada da bir düzenleme yok. Peki, ne var?

Hem yerel hem de genel seçimlerde Türkçeden başka diller de kullanılabilecek. Bu olumludur. Anayasa ihlali kararından sonra yeniden yargılama yapılabilecek; bunun da zaten böyle olması gerekir. Soruşturma ve kovuşturmada ayrı tutukluluk süreleri getirilecek denmiş; bu da soyut, ne kadar süre getirilecek açıklanmamış. Bir iyi hüküm var; Adalet Bakanı hakimleri geçici olarak görevlendiremeyecek. 18 yaş altı çocukların tutukluluğu yerine bir düzenleme getirilmemiş. Şimdi diyor ki; ‘İfade özgürlüğünü genişlettik, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkında genişletici düzenlemeler yaptık’. Halbuki tam tersidir. Özetle, dağ fare doğurdu diyebiliriz.”

Cezaevlerindeki hamile ve çocuklu kadınlardan hasta mahkûmlara kadar pek çok sorunu gündeme taşıyan ve takipçisi olan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da, beklentinin af olduğunu belirterek, pakette terör ve propaganda ile ilgili tanımın yapılmadığına dikkat çekti:

“Kamuoyunda en büyük beklenti; ceza indirimi, af konusundaydı. Bu açıdan beklentileri karşılamadığını görüyoruz. Terör tanımı ve propaganda ile ilgili husus muallakta bırakılmış. Benim sürekli gündeme getirdiğim hamile kadınlar, tutuklu hastalarla ilgili husus sadece adlilerle sınırlı bırakılmış. ‘Şiddet içermeyen suçlar’ denilmiş. Bu da, terör örgütü propagandası ve terör örgütü üyeliği ile ilgili suçlar dâhil edilmiyor. Şu andaki en büyük kâbus, OHAL döneminde siyasi nedenlerle artan tutuklulardır. Bunun dışında kalması bir makyaj gibi olacaktır.

Tutukluluk konusu savcının takdirine bırakılacak gibi bir yaklaşım var. Açıkçası, bunları da ucu açık sözler olarak görüyorum. Şiddet içermeyen suçlarla ilgili ev hapsinin önünü açıyorlar, ama şiddet içeren suçlarla ilgili de olması gerekir. Talebimiz bu yöndeydi. Hastanın, hamilenin ideolojisi mi olur Allah aşkına? Bu insani bir durumdur, siyasi değildir ki. Neden tutarak mağdur ediyorsun? Beklentimiz maalesef karşılanmamıştır.”


Kaynak: Ahval

Son güncelleme: 13:09 31.05.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı