• Turkhane Logo

Erdoğan'ın söylemleri Balkanları tehlikeye atıyor

Gazateci Türkmen Terzi , AKP Rejimin Balkan politikasını analiz etti

18:54 25 Haziran 2022 Cumartesi
Erdoğan'ın söylemleri Balkanları tehlikeye atıyor
Gazateci Türkmen Terzi , AKP Rejimin Balkan politikasını analiz etti

TÜRKMEN TERZİ 
Bosna Hersek, yüzbinden fazla Bosnalının hayatını kaybettiği 1995te sona eren savaştan bu yana en ağır siyasi kriziyle karşı karşıya. Bosna Hersek’in üçlü devlet başkanlığının Sırp üyesi Milorad Dodik, geçtimiz günlerde, Bosna Hersekin iki idari biriminden olan Sırp Cumhuriyetinin, önemli devlet kurumlarından ayrılacağını duyurdu. Dodik’in, iç savaşı sona erdiren 1995 Dayton Barış Anlaşması’nı ihlal ederek ülke içinde tam özerklik elde etmek isteği ülkede tansiyonu artırdı. Türk Dışişleri Bakanlığı, Bosnadaki etnik gruplar arasında arabuluculuk yapmak için diplomatik kanalları kullanıyor ama Recep Tayyip Erdoğanın Haziran 2023te yapılması planlanan genel seçimlerden önce yurt içindeki milliyetçi oylarını artırmak için Batı karşıtı söylemini artırması Bosnalı Müslümanların durumunu daha da zor duruma düşüreceğe benziyor.
Türkiye, Bosna Hersekteki son siyasi krizleri yakından takip ediyor ve Erdoğan, Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü zirvesini uygun zamanda düzenlemeye istekli olduğunu ifade etti. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Cumartesi günü Saraybosnaya yaptığı son ziyarette Bosnalı mevkidaşı Jasmina Turkoviç ile düzenlediği basın toplantısında “Bosna Hersek bölgenin istikrarında kilit rol oynuyor ve Türkiye yeni bir çatışmaya izin vermeyecek” dedi.
21 Kasım 1995 tarihinde ABDnin Ohio eyaletindeki Dayton kentinde taslağı hazırlanan ve iki hafta sonra Paristeki Elysee Sarayında imzalanan anlaşmayla Bosna Hersek, Bosna-Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olmak üzere ikiye bölündü ve her bir büyük etnik gruptan birer tane olmak üzere üç üyeli bir cumhurbaşkanlığı tarafından yönetilmeye başlandı.
Bosna-Hersek Avrupa Birliğinin gelecekteki olası bir üyesi olarak görülüyor, ancak henüz resmi bir aday değil ve ülke NATO üyeliği için başvuruda bulundu. Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkoviç geçen ay Newsweeke verdiği demeçte, ülkesinin NATO ve Avrupa Birliği üyelik başvurularının kabülünün “yeni soykırımlardan... savaş suçlularından ve teröristlerden” kaçınmak için her zamankinden daha önemli bir hale geldiğini söyledi.
Bazı yerel gazeteciler, Bosna-Hersekin en büyük üç etnik grubu Boşnak, Sırp ve Hırvatlar arasında ciddi bir gerilim olmadığını, ancak 2 Ekim 2022de yapılması planlanan seçimlere kadar halk desteğini kaybeden Milorad Dodikin popülist söylemlerle, dikkatleri Sırp Cumhuriyetindeki ciddi ekonomik durumdan başka yöne çekmek için uğraştığını ifade ediyorlar.
Erdoğan, Bosnalı Müslümanların ulusal kahramanı olarak kabul edilen, Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı olan Aliya İzzetbegoviçin son görüşmelerinde Boşnakları kendisine emanet ettiğini iddia etse de, bu iddia son derecede şüpheli.
AKP 20 yıllık iktidarında, bir çok resmi kurumun ve devlet destekli kuruluşların Balkanlardaki genel merkezlerini Bosna Hersek’te açtı. Erdoğan ve AKP’li bakanlar, milletvekilleri sık sık Bosna Herseki ziyaret etti.
Buna rağmen, ironik bir şekilde, Erdoğan’ın yandaş işadamları büyük ticari yatırımları komşu Sırbistanda yaptı, Bosna Hersekte değil. Erdoğan, Ekim 2019da yaptığı resmi ziyarette Sırbistan ile ilgili duygularını şöyle dile getirmişti: “Sırbistan, Balkanlarda merkezi ve stratejik konuma sahip bir ülke. Sırbistan’la köklü, tarihi ve kültürel bağlara sahibiz ve ortak sınırlarımız olmasa da Sırbistan’ı komşu bir ülke olarak görüyoruz. Bugün ilişkilerimiz tarihinin en iyi seviyesinde. Bunda değerli dostum Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in rolü ve desteği büyük. İki yıl önce neredeyse aynı tarihlerde, ilişkilerimize ivme kazandıran bir Sırbistan ziyareti gerçekleştirmiştim. O zaman temellerini attığımız Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını bu ziyaretim vesilesiyle gerçekleştireceğim. Böylece hem iki sene içerisinde yaptıklarımızı değerlendirme fırsatı bulacağız hem yeni hedefler koyacağız.
Erdoğanın Sırp lider Vucic ve Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik ile yakın ilişkisi, Bosnalılar için, yeni bir iç savaştan kaçınmak ve Sırplarla ilişkileri geliştirmede görünüşte faydalı olsa da, Erdoğanın artan islamcı ve milliyetçi popülizmi Bosnalı yetkilileri rahatsız etmeye başladı.
Türkiye ve Balkanlar konusunda ABD merkezli bir uzman olan Dr Erdoan Shipoli, 2017de şu uyarıda bulunmuştu: “Türkiye her zaman Balkanları Avrupaya ulaşmak için kullanabileceği bir yol olarak görmüştür. Bununla birlikte, Erdoğan yönetimi dönemlerde Balkanları bir koz olarak kullanabileceği bir ülke olarak görmeye de başladı. Yani Erdoğan hükümeti bazı sivil toplum kuruluşlarına yatırım yaparak ve yardım ederek Bosna  toplumlarındaki etkisini artırmak istiyor… Bunu yarın Avrupaya şunları söyleyebilmek için yapıyor: “Balkanlarda tüm bu etkiye sahibiz, kendi arka kapınız ve size şantaj yapmak için  (Bosnalıları) kullanabiliriz.
Avusturya, Alman ve Hollandalı yetkililerin Erdoğanın seçim mitingi talebini güvenlik gerekçesiyle reddetmelerinin ardından Erdoğan, Mayıs 2018de Avrupadaki AKP’li tüm Türk gurbetçileri bir araya getirmek için Saraybosnada dev bir seçim mitingi yapmıştı. Bu vesileyle, Erdoğanın Bosnayı kendi iç siyasi kazanımları için kullandığını Bosnalılar bizzat müşahede etmişti. Birçok Bosnalı yetkili Reuterse, Erdoğanın ülkelerindeki seçim toplantısından haberdar olmadıklarını söyledi. Bosna Hersekin en çok okunan gazetelerinden biri olan Dnevni Avaz ise Bugün Erdoğan, yarın Putin başlıklı yazısında Erdoğanın ziyaretini eleştirdi.
Erdoğanın güvenlik görevlilerinin Saraybosna havaalanında sınır polisiyle arbedesinin ardından Bosna sınır polisi şefi Zoran Galiç, Dnevni Avaz haber portalına, Onlar (Erdoğanın güvenlik ekibi) yasalarımıza uymadılar ve tutuklanmayı hak ettiler demişti.
Bosna, 1463ten 1800lerin sonlarına kadar Osmanlının kontrolündeydi ve sonuç olarak Boşnaklar tarihsel olarak Müslüman Türkiye ile ilişkilerine değer veriyorlar ama şu anda geleceklerini Avrupa Birliğinde görüyorlar. Bosnada genç işsizlik oranı yüzde 50ye yakın olduğu için çok sayıda Boşnak Almanyada çalışıyor. Ayrıca, Dayton anlaşmasının sivil yönlerinin uygulamasını denetleyen, geniş yetkilerle donatılmış Bosna Hersek Yüksek Temsilciliği yetkilerinin tamamı Avrupa Birliği ülkelerinden atandı.
Finlandiya ve İsveç, Rusyanın Ukraynayı işgaline tepki olarak geçtiğimiz günlerde NATO üyeliği için başvuruda bulunurken, güçlü NATO üyesi Türkiyenin lideri olan Erdoğan, bu İskandinav ülkelerini teröristlere yataklık etmekle suçladı ve  onların NATO üyeliklerine karşı çıktı. Erdoğan Finlandiya ve İsveçin başvurusunu engellediği için, diğer Avrupa NATO üyeleri de Bosna-Hersekin AB ve NATO üyeliğini erteleyebilir. Ve böylece, Erdoğanın mevcut Batı karşıtı söylemi Bosna davasına daha fazla zarar vermeye başladı.
Erdoğan, kendisini Müslüman dünyasının lideri olarak göstererek, aynı zamanda İsrail ile ticari ve siyasi bağlarını da güçlendirerek, uzun süredir yoksul Filistinlilerin çektiği acılardan faydalanıyor. Benzer şekilde Erdoğan, Sırplarla iş yaparken Bosnada Türk STKlarını yumuşak güç olarak kullanıyor. Erdoğanın popülist siyaseti Bosnalı Müslümanlara  hiçbir şekilde fayda sağlamayacak ve tam aksine Boşnakları Avrupanın kalbinde daha fazla izole edecek.

Son güncelleme: 18:54 25.06.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı