• Turkhane Logo

Bankalar ve ekonomi yönetimi arasında çatlak

Büyümeyi destekleme gerekçesiyle faiz indiriminde ısrar eden hükümet, aynı anda enflasyonla mücadele için bankaların kredi verme kapasitesini kıstı. Bu ikilik iş dünyasında rahatsızlığa neden oluyor.

14:49 03 Kasım 2022 Perşembe
Bankalar ve ekonomi yönetimi arasında çatlak
Büyümeyi destekleme gerekçesiyle faiz indiriminde ısrar eden hükümet, aynı anda enflasyonla mücadele için bankaların kredi verme kapasitesini kıstı. Bu ikilik iş dünyasında rahatsızlığa neden oluyor.

İktidara yakın A Para televizyonu tarafından Ekim ayının son günü düzenlenen Finansın Geleceği Zirvesine İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aranın ekonomi politikalarına yönelik eleştirileri damga vurdu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin de bulunduğu salona hitabında Aran, Kredinin ucuzlamasına rağmen krediye erişim güçleşiyorsa bunun kimseye bir faydası yok dedi. Aran, bir taraftan büyümeyi desteklemek adına faizler indirilirken, diğer yanda bankaların kredi verme kapasitesinin azaltılmasına tepki gösterdi.
Bankalar ve ekonomi yönetimi arasındaki ayrılığa dair DW Türkçeye değerlendirmede bulunan uzmanlar, para politikasındaki çelişkilere dikkat çekti.
Kredi sorunu neden yaşanıyor?Ekonomistlere göre, siyasi bedel ödeyeceği endişesiyle faiz politikasından geri adım atamayan hükümet, enflasyonu dizginlemek için kredi musluklarını kısmayı tercih etti. Ancak bu sefer de işletmeler zora girdi.
Yaşanan sorunun kaçınılmaz olduğunu savunan ekonomist Güldem Atabay, Yapay bir şekilde politika faizini düşürdükten sonra piyasa faizlerini de bu seviyeye çekmek için alınan makro ihtiyati önlemler eninde sonunda kredi dar boğazı yaratacaktı. O aşamaya geldik diye konuştu.
Normalde faizler düştüğünde krediye erişimin kolaylaşmasının bekleneceğini kaydeden TOBB Türkiye Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Başkanı Şeref Fayat ise, Bizde tam tersi oldu. Politika faizi düştüğü halde sanayicinin paraya daha zor ulaştığını, düşen faize rağmen daha az kredi vermeleri yönünde bankalara talimatlar verildiğini görüyoruz dedi.
Finansmana erişimin oldukça güçleştiğini anlatan İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel de şirketlerin dayanacak gücü kalmadığı görüşünde.
Bakan Nebatiden yanıtTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre 2022nin ilk dokuz ayında, önceki yılın aynı dönemine kıyasla kapanan şirket sayısı yüzde 62,7 arttı. Önel, enflasyon yüzünden halkın satın alma gücünün düştüğü bir ortamda kredi hacimlerinin daraltılmasının kapanan şirket sayısındaki artışı tetiklediğini dile getirdi. Önel ayrıca, şirketlerin artık uzun vadeli ve sabit faizli krediye erişemediklerini de kaydederek, bunun iş yapma kapasitelerini olumsuz etkilediğini belirtti.
Çarşamba günü başlayan Müsiad Expo 2022 fuarı açılışında iş dünyasından gelen eleştirilere yanıt veren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kredilerdeki söylemlerinizi haklı ve doğru kabul ediyoruz dedi. Bakan Nebati, krediye erişim ve vadelerin kısa tutulması gibi sorunların gelip geçici olduğunu savundu.
Hükümet neyi amaçlıyor?İktidar, büyümeyi sürdürmek hedefiyle yüksek enflasyona rağmen Merkez Bankasını faizleri düşürmeye zorluyor. Ancak büyümenin öncü göstergelerindenden imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI), Ekimde 46.4e gerileyerek pandemiden bu yana en düşük seviyeye geldi. İmalat sanayi sekiz aydır üst üste daralıyor.
Ekonomistlere göre, Ukrayna savaşanın neden olduğu şok, pandemi sonrası ihracat patlaması yaşanacak beklentisini boşa çıkardı. Türkiyenin en önemli pazarlarında talep daralınca fabrikalar durmaya başladı.
Belki o kadar sert olmasa da pandemiyle benzer bir durum oldu diyen Fayat, verilerin yavaşlamanın süreceğine işaret ettiğini kaydetti.

Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ata Özkayaya göre de hükümet, pandemi döneminde biriken küresel talebe yanıt vermek maksadıyla ihracatı arttırıcı önlemler aldı. Ancak talebin hiç kesilmeyeceğini düşünmek hatalıydı.
Küresel ölçekte iki yıl kapalı kalmış hane halkından talep geldi. Bu bizi sanayi üretiminde yaklaşık sekiz ay boyunca yüzde 10 civarında artış hızına ulaştırdı. Şimdi geldiğimiz noktada ise sanayi üretiminin azaldığını ve düşüşün devam edeceğini görüyoruz.
Enflasyon önlemiTürkiye içinde de bir yılda yüzde 19dan 83 buçuğa tırmanan enflasyon, yerli tükecinin alışveriş iştahını azalttı.
Enflasyonun çok yüksek bir seviyede olması, faiz indirimlerine rağmen kredi mekanizmasının çalıştırılmaması ihtiyacını beraberinde getiriyor diyen Ekonomist Arda Tuncaya göre iktidar, yüksek enflasyonun önüne bu şekilde geçmeye çalışıyor.
Enflasyonla mücadele için kredi hacimlerinin daraltılmasının doğru olduğunu kaydeden uzmanlara göre asıl sorun, birbiriyle çelişen iki politikanın aynı anda uygulanmasında.
Faiz politikasında çok ısrar eden hükümetin buradan dönemediğini söyleyen Tunca, Merkez Bankası üzerinden uygulanan politikalarla buraya gelindi, şimdi bunu düzeltiyorum demek çok büyük siyasi risk dedi.
Seçim hesabı mı yapılıyor?Halihazırda döviz mevduatı belirlenen limitleri aşan bankalar, reel faizin çok altındaki oranlardan tahvil almaya zorlanıyor. Bankalara yönelik bu tedbirle Hazineye aktarılan kaynağın, yaklaşan seçimlerde kullanılacağı iddia ediliyor.
Bankaların tahvil alması demek Hazineye uygun imkanlı borç vermeleri demek. Politika faizinin düşürülmesindeki maksat da Hazinenin ucuza borçlanmasını sağlamak diyen Dr. Özkaya, bu iki önlemle kamunun borçlanma kapasitesinin arttırıldığı ve bunun seçim öncesi harcamalar yoluyla büyümenin desteklenmesi için kullanılacağı görüşünde.
BDDK ve Merkez Bankası düzenlemeleri gereği bankalar, yabancı para mevduatlarının yüzde 5ine kadar tahvil tutmak zorunda. Yeni yıldan itibaren TL mevduat oranı yüzde 50nin altında kalırsa ilave 2 puan daha tahvil alımı yapmak zorundalar. Ayrıca ihracat ve yatırım amaçlı olmayan ticari kredi kullandırmaları durumunda, sağlanan finansmanın yüzde 30u oranında tahvil tutma şartı bulunuyor.
Reel faizin çok altında getiri sağlayan bu kağıtların satışıyla elde edilen gelirin hükümet için ucuz finansman kaynağı olduğunu kaydeden Atabay ise İktidar kamu harcamalarıyla seçim yatırımı yapacak. Bu da ucuz finansman olarak kullanılıyor ifadesini kullandı.
Benzer görüşü dile getiren Tunca da, Bir taraftan çok açık şekilde seçim finanse ediliyor, diğer taraftan bankalar suçlanarak toplumun gözünde kredi vermeyen, piyasaya nakit sağlamayan yapılar gibi gösteriliyor dedi.
DW TÜRKÇE

Son güncelleme: 14:49 03.11.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı