• Turkhane Logo

Almanya'da Aşırı sağcı AfD, ülkenin doğusunda en güçlü partiye dönüşmesi sonrası radikalleşiyor

Almanya'da genel seçimler sonrasında dikkatler koalisyon görüşmelerine çevrilmiş olsa da, siyaset dünyasının bugünlerde konuştuğu bir diğer önemli konu, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi'nin radikalleşmesi ve doğu eyaletlerinde birinci parti olması.

10:12 06 Ekim 2021 Çarşamba
Almanya'da Aşırı sağcı AfD, ülkenin doğusunda en güçlü partiye dönüşmesi sonrası radikalleşiyor
Almanya'da genel seçimler sonrasında dikkatler koalisyon görüşmelerine çevrilmiş olsa da, siyaset dünyasının bugünlerde konuştuğu bir diğer önemli konu, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi'nin radikalleşmesi ve doğu eyaletlerinde birinci parti olması.


2013 yılında Euro krizine tepki hareketi olarak doğan, 2015 yılındaki sığınmacı krizi sonrasında aşırı sağcı, İslam ve göçmen karşıtı söylemle çok ciddi olarak yükselişe geçen AfD, artık Almanya siyasetinin temel aktörlerinden biri haline gelmiş durumda.
Çoğulcu, çok kültürlü liberal demokratik sisteme meydan okumakla eleştirilen AfD, özellikle eski Doğu Almanya eyaletlerinde seçmen tabanını güçlendirmiş görünüyor.
Aşırı sağcı parti, Thüringende yüzde 24, Saksonyada ise yüzde 24,6lık oy oranıyla sandıktan birinci parti olarak çıktı.
AfD; Brandenburg, Saksonya Anhalt ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde de üçüncü parti olarak çok sayıda milletvekili çıkardı
2017 seçimlerinde ilk kez barajı geçerek Federal Meclise girmeyi başaran AfDnin son seçimlerde yeni bir rüzgar yakalayamamasına rağmen, yine de yüzde 10un üzerinde oy toplaması dikkat çekti.
Uzmanlar, AfDnin artık bir tepki hareketi olmaktan çıktığını belirtirken, son seçimler bu partinin siyaset sahnesindeki yerini sağlamlaştırdığının göstergesi olarak görülüyor.

Yeni meclisteki radikal isimlerAfD hakkında endişeleri arttıran bir diğer neden, son seçimde Federal Meclise giren milletvekillerinin radikal görüşleriyle bilinen isimler olmaları.
83 AfDli milletvekili arasında, neo-Nazi gruplarla bağlantıları bulunan, Adolf Hitler liderliğindeki Nasyonal Sosyalizm dönemini savunan, orduda görevinden açığa alınmış isimler bulunuyor.
Bu milletvekilleri arasında, İslam karşıtı hareketleri destekleyenler, tehlikeli aşırı sağcı gruplardan biri olarak görülen Kimlik Hareketiyle yakın bağları olanlar da dikkat çekiyor.
Seçim sonrasında büyük krizAfDli yeni milletvekilleri arasında en dikkat çeken isimlerden biri Matthias Helferich.
33 yaşındaki avukat Helferichin kendisini Nasyonal Sosyalizmin gülen yüzü olarak tanımladığı yazışmaları bir süre önce basına sızmış kamuoyunda tepkiye yol açmıştı.

Matthias Helferichin kendisini Nasyonal Sosyalizmin gülen yüzü olarak tanımladığı ortaya çıkmıştı
Ancak 26 Eylül seçimlerinden hemen sonra Federal Meclisteki tüm milletvekillerine gönderilen bir e-posta, AfD içinde yeni bir krize yol açtı.
Helferichin aslında bir Nazi olduğu belirtilen e-postada, milletvekillerinden bu isme karşı çok dikkatli olmaları istendi. E-postanın ekinde Helferichin yakın geçmişte Hitlerden alıntı yaptığı, Nazi dönemini olumladığı sohbet yazışmalarına da yer verildi. Ayrıca bu milletvekilinin, Dortmund kentindeki neo-Nazi çevrelerle yakın bağlantıları olduğu da kaydedildi.
Bu kentte 2006 yılında, Türkiye kökenli Mehmet Kubaşık, aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) tarafından öldürülmüştü.
AfD meclis grubunun ilk toplantısında yaşanan hararetli tartışmalar üzerine Helferichin şimdilik gruba üye olmama kararı aldığı duyuruldu. Aşırı sağcı milletvekilinin bir süre misafir üye statüsünde toplantılara katılabileceği belirtiliyor.



Kışlaya adım atması yasaklanan eski asker artık milletvekili

AfDli yeni milletvekilleri arasında radikal görüşleri nedeniyle dikkatlerin çevrildiği bir diğer isim de Alman ordusunda hakkında soruşturma başlatılan Hannes Gnauck.

29 yaşındaki Gnauck, askeri istihbarat kurumu olan MAD tarafından Anayasaya bağlılığı olmayan, çok tehlikeli bir aşırı sağcı olarak sınıflandırılmış, açığa alınmış, üniforma giymesi yasaklanmıştı.
Geçen seneden bu yana kışlaya adım atması yasaklanan Gnauck, artık Federal Meclis milletvekili.
Nazi söylemlerini kullanan emekli hakimAfDnin yeni milletvekillerinden Gereon Bollmann ise emekli bir hakim. Seçim kampanyası sırasında, Nazilerin söylemlerine atıfta bulunması, sistem partileri kavramını kullanması, büyük tepki toplamıştı. Bollman daha önce Schleswig-Holsteinda yüksek mahkeme tarafından da kınama cezası almıştı.
Almanyanın AB üyeliğini eleştiren, göçmen karşıtı açıklamalar yapan Bollmann, Alman annelerin doğum oranlarının düştüğünü, Almanların bu yüzyılın ikinci yarısında kendi ülkelerinde azınlık konuma geleceğini iddia ediyor. AfDli milletvekili, hükümetin Alman ailelerin daha fazla çocuk yapmalarının teşvik edecek adımlar atmasını talep ediyor.
En tehlikeli gruplarDaha önce Saksonya-Anhaltta eyalet milletvekili olan, aşırı sağcı gruplarla bağlantıları tartışma konusu olan Jan Wenzel Schmidt de AfD listesinden federal milletvekili seçilen radikal isimler arasında.
Schmidt, Almanyadaki en tehlikeli aşırı sağ gruplardan biri olarak görülen ve iç istihbarat tarafından izlenen Kimlik Hareketinin çeşitli etkinliklerine konuşmacı olarak katılmasıyla biliniyor. AfDli milletvekilinin çalışma ekibinde tanınmış aşırı sağcı isimler de bulunuyor.
Arası hedef alan isim de meclisteAfDnin yeni federal milletvekillerinden Christina Baum da, partinin en radikal isimlerinden biri olarak görülüyor. Göçmen karşıtı görüşleriyle tanınan Baum, Başbakan Merkelin Almanyanın kapılarını sığınmacılara açmasını, Almanlara karşı bir komplo olarak nitelendirmişti. AfDli siyasetçi, bu yolla gizli bir planın devreye sokulduğunu, büyük bir nüfus değişiminin amaçlandığını iddia etmişti.
Baumun, Baden-Württembergin ilk göçmen kökenli eyalet meclisi başkanı Muhterem Arasa yönelik sözleri de büyük tepki toplamıştı. Müslüman bir kişinin eyalet meclisi başkanı olmasını eleştiren AfDli siyasetçi, bunun Almanyanın büyük bir hızla İslamlaştığının açık bir göstergesi olduğunu iddia etmişti. Christina Baum seçim kampanyasında, aşırı sağcı QAnon gibi grupların komplo teorilerine sıklıkla yer vermişti.

Seçilen yeni milletvekilleri ile AfD içindeki radikal kanat daha güçlenmiş görünüyor. Bu gelişme Almanyadaki demokratik kitle partileri için de zorlu bir döneme işaret ediyor.
Son yasama döneminde Federal Meclis, AfD ile diğer partiler arasında gerginliklere, sert tartışmalara sahne olmuştu. AfDyi, Almanyadaki demokratik sistemi baltalamaya çalışmakla suçlayan diğer siyasi partiler, AfDliler ile herhangi bir işbirliğini reddediyor, mücadeleye devam edecekleri mesajını veriyorlar.
Duvar yıkıldı ama…Seçim sonuçları; Berlin Duvarının yıkılmasının ve Almanyanın birleşmesinin üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen, toplumlar arasındaki kopukluğun, derin siyasi görüş farklılıklarının sürdüğünü de göstermiş oldu.
AfD her ne kadar batıdaki eyaletlerde de ciddi oy almış olsa da, en büyük desteği doğu eyaletlerinde görmeye devam ediyor. Üstelik sadece yaşlı seçmenler arasında da değil. İki Almanyanın birleştiği 1990 yılından sonra doğan, demokratik bir sistemde yetişen gençler arasında da, aşırı sağcı, göçmen karşıtı AfDye ilgi büyük.
Seçimler öncesinde gençlerin katılımıyla yapılan anketlerde AfD, hem Saksonya hem de Thüringen eyaletlerinde birinci parti oldu.

Merkelden demokrasi mesajıAşırı sağ, Angela Merkelin başbakanlığı döneminde en büyük iç güvenlik tehdidi ilan edildi.
Siyasete yakında veda etmeye hazırlanan Merkel, Almanyanın birleşmesinin yıl dönümü olan 3 Ekimde yaptığı konuşmada, bir kez daha tüm vatandaşları demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı, isim vermeden AfDyi sert ifadelerle eleştirdi.
Demokrasi saldırı altında ifadelerini kullanan Merkel, toplumsal birliğin sınamalarla karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu ve şöyle devam etti:
Sınır tanımadan, utanmadan, demagoji, yalanlar ve dezenformasyon yoluyla kin ve nefretin körüklendiğine tanık olduğumuz bir dönem yaşıyoruz. Kökenleri, görünüşleri ya da inançları nedeniyle sadece bireyler ve gruplar karalanmıyor, saldırıya hedef olmuyor, aynı zamanda demokrasiye saldırılıyor.
Son yıllarda aşırı sağcıların işlediği terör saldırılarını tek tek sıralayan Merkel, demokratik kazanımlarının hafife alınmaması gerektiğini vurguladı.
Merkel, Demokrasi için, gün be gün, yeniden, birlikte çalışmak zorundayız sözleriyle, aşırı sağa karşı güçlü tavır alınması çağrısında bulundu.
Bu çağrının Alman toplumunda ne kadar karşılık bulacağını önümüzdeki dönem gösterecek.

Son güncelleme: 10:12 06.10.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı