• Turkhane Logo

Peaceful Action Platformu harekete geçti: AİHM'e "artık yeter" demek için buluşuyorlar

Peaceful Action Platformu, Türkiye'deki sessiz mağdurların sesi olmak için harekete geçti. Yaşanan onca adaletsizlik ve hukuksuzluğa rağmen sessiz kalan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne organize edilen çeşitli etkinliklerle görevleri hatırlatılacak.

00:42 23 Haziran 2022 Perşembe
Peaceful Action Platformu harekete geçti: AİHM'e
Peaceful Action Platformu, Türkiye'deki sessiz mağdurların sesi olmak için harekete geçti. Yaşanan onca adaletsizlik ve hukuksuzluğa rağmen sessiz kalan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne organize edilen çeşitli etkinliklerle görevleri hatırlatılacak.


Hukuksuzluklar Türkiyede her geçen gün artıyor. 

Merkezi Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise hukuksuzluklara gözlerini kapatıyor.
Peaceful Action Platformu, Türkiyedeki sessiz yığınların sesi olmak için harekete geçti. Platform, yüksek mahkemenin bulunduğu Fransanın Strasbourg şehrinde yürüyüş organize ediyor.


24 Haziran Cuma günü saat 10.30da başlayacak etkinlikte mahkemeye görevleri hatırlatılacak. En çok ihtiyaç duyulduğu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nerede? sloganıyla yola çıkan Paceful Action Avrupada bulunan herkesi dayanışmaya çağırıyor.



Cuma günü yapılacak eylemin katılımcı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Bold Medya Plus yayınında buluştu .  

IJA Dışilişkiler Koordinatörü ve Journalist Post Yayın Yönetmeni Yüksel Durgut, Avukat Nurullah Albayrak, Solidarity With Others Derneği Yöneticisi Yüksel Kaya ve Peaceful Actions Platformu Koordinatörü Yasemin Aydın, Gazeteci İrfan Galip Dumlunun sorularını cevapladı.

/

Solidarity With Others Derneği Yöneticisi Yüksel Kaya, programın sadece pankart tutup dağılan bir kalabalıktan ibaret olmadığını vurguladı. Avrupanın pek çok noktasından Strazburga gelecek aktivistleri ağırlayacaklarını belirten Kaya, eylem kortejinin sadace AİHMye yürümeyeceğini, güzergahın, Türkiyedeki insan hakları ihlallerine sessiz kalan Avrupa Konseyinin önünden de geçeceğini,  geçerken bir takım mesajlar verileceğini ve hazırlanan dilekçenin Konseydeki yetkililere teslim edileceğini vurguladı.

Kaya, programda sadece mağdurların konuşmayacağını, pekçok gazeteci ve sanatççı ve hukukçuların da destek vereceğini sözlerine ekledi.

Canlı yayın moderatörü İrfan Galip Dumlu (İGD): AİHM bu tür eylemlere nasıl bakıyor?

Peaceful Actions Platformu Koordinatörü Yasemin Aydın: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, içinde yaşadığı toplumdan bağımsız veya onun duyarlılıklarını yok sayan bir mahkeme değil. Bizim istediğimiz de AİHMnin varoluş amacına ters olarak, Türkiyedeki insan hakları ihlallerini görmezlikten geliyor. O kadar ki, bizler Strazburgda hakimler var diyebilmek isterdik ama bugün geldiğimiz nokta itibarı ile bunu maalesef söyleyemiyoruz. AİHMnin kendi temel değerlerini ve görevlerini hatırlaması gerektiğini düşünüyoruz.

Mahkemenin, İnsanlığa karşı işlenen suçlar konusunda duyarsız kalmasının acı çekenler tarafındna yok sayılmadığını ve hoş görülmediğinin anlaşılması açısındna önemli bir eylem olduğunu düşünüyoruz.

Temsil ettiğimiz sivil toplum örgütlerinin ve Türkiyede acı çeken yüzbinlerce kişinin temsilcisi olarak AİHMnin önünde olacağız. Ortada çok net bir durum var ki o da AİHM, üzerine düşeni yapmamaktadır.

(İGD): Eylemin sloganlarında ortak mesaj ne olacak?

Solidarity With Others Derneği Yöneticisi Yüksel Kaya:  Etkinliğimizin ana teması Geciken adalet adalet değildir olacak. 8 yıldır mahkemenin önünde olan dosyalar var ve bu dosyaların sahipleri, uğradıkları haksızlıkların tescillenmesinden başka bir şey istemiyor. İkinci mesajımız da Türkiyedeki hukuksuzluğu bir an önce durdurun diyeceğiz. Hakimlerin yakın çevresindeki insanların mağdur olmamasındna kaynaklı derin bir sessizlğe gömüldüklerine inanmak isteöiyoruz.

Programda Süvari de bir konser verecek. Kendi şarkılarının yanı sıra Zülfü Livaneli, Ahmet Kaya ve Edip Akbayramdan da şarkılar seslendirecek.  

Belki haksızlığa uğrayan insanların çığlıklarını duyamıyorlardır, bu sebeple kendilerine okumaları için yazılı bir dilekçe de sunacağız.

Avrupada yaşayan ve bir şekilde haksızlığa uğramış herkesi bu büyük eylemimize katılmaya davet ediyoruz.

/

(İGD): Türkiyede 17-25 Aralıkla başlayan ve 15 Temmuzla zirveye çıkan bir hukuksuzluk ortamı var ve AİHM bu konulara kulak tıkıyor. AİHMnin Türkiyeye karşı sorumlulukları neidr, yaptırımları neler  olmalıdır ve bu eylemin önemi nedir?

Avukat Nurullah Albayrak:  Bu eylem Avrupa çapında yapılan eylemlerden en büyüklerinden biri olacak. Katılımcıların dile getireceği ortak nokta şu olacak: Bizler, Türkiyedeki AKP iktidarının kendisine muhalif olarak gördüğü insanlarız ve İnsan olduğumuz için de temel bir takım haklarımız var. Sizden bu haklara saygı duyulması noktasından üzerinize düşeni yapmanızı istiyoruz. EsasenAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi olarak Temel
İnsan Hakları ihlal edilen insanlara karşı asli görevinizi yapın diyecekler.

Türkiyede çok ağır insan hakları ihlalleri ve hukuksuzluk yaşanıyor ve AİHMnin bu ilhah ve huluksuzlukları engellemesi yasal bir zorunluluk. Aslında AİHMden beklenen sadece kendi görevini yerine getirmesi. Karşı karşıya olduğumuz durum, AİHMnin kuruluş mantığı ile tamamen zır bir drum. 21. yüzyışda yaşıyoruz ancak 13, yüzyılda kazanılan bir takım insan haklarının savunulması gerektiği ile ilgili bir çağrı yapıyoruz, bukadar vahim bir durumla karşı karşıyayız.

Türkiyedeki iktidarın ve adalet mekanizmasının, temel insan haklarına karşı saygılı olmasının tesis edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.

AİHMNİN ERDOĞAN REJİMİNE VERDİĞİ AKIL(!): OHAL KOMİSYONU

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, özellikle 15 Temmuz SÖZDE darbe girişimi sonrasında Türkiyeden yapılan başvuruların çokluğundan korktuğu için Erdoğan Rejimine OHAL Komisyonu adı altından bir yapı kurmasını tavsiye ederek sorumluluğu izerinden attı. Yalmızca bu bile Türkiyede onbinlerce insanın mağdur olmasına neden oldu.

AİHMnin yapması gereken örnek bir dosyayı alıp, inceleyip karar vermek ve benzeri binlerce dosya için emsal tesis etmekti ama bunu yapmadı, bunu yapmadığı gibi, Türkiyede haksızlık ve hukluksuzların odak noktası haline gelen OHAL Komisyonu adlı ucube bir yapının mimarı oldu.

Yapılacak eylem umarız ki AHMnin asli vazifesini hatırlamaya vesile olur.

(İGD): Böyle bir eylemin AİHM hakimleri üzerinde nasıl bir etkisi olabilir.

Avukat Nurullah Albayrak:  Siz de biliyorsunuz ki hakimler de insan ve duyguları var. Robotik bir çalışma metodarı yok. Mesai saatleri içerisinde hakimler görevi başında iken yapılan geniş kapsamlı bir eylem karşısında, Bu insanlar ne istiyor diyeceklerdir.

(İGD): Mağdurlar sesii duyurmak için bireysel olarak nasıl hareket etmeli.

Avukat Nurullah Albayrak:  AİHMnin üzerine düşeni yapmadığı ile ilgili sözlerimizin arkasındayız ama mağdurlara da şunu mutlak bir suretle hatırlatmak zorundayız. Uğradığınız haksızlıkları, iç huluk yollarında usulüne uygun bir şekilde mutlaka takip edin, Türkiyede hukuk yok, hak aramak nafile diye bakmasınlar, iç hukuk yollarını mutlaka ısrarlı bir şekilde yürütsünler. Doslayalarını AİHMye getirirken hiç bir eksiklik ve aksaklık bulunmasın.

Başvuru yapanlar ise dzenli olarak faks çekerek mektup yazarak bilgi istemeliler. Çok hukuki bir metne gerek yok. Durum özetlenşp, dosyam ne oldu diye sorulabilir.



(İGD):Türkiyede esir tutulan çok sayıda gazeteci var, haberlere sansür sıradanlaşmış durumda, Sosyal medya bile esir alınmış durumda, bu eylem neler getirir?

IJA Dışilişkiler Koordinatörü ve Journalist Post Yayın Yönetmeni Yüksel Durgut:  Bu aslında gecikmiş bir eylem, AİHM, Türkiyede Erdoğan Rejimi tarafından esir tutulan gazetecileri zaten biliyorlar ama bu insan hakları ihlallerine sessiz kalıyorlar. AİHMnin daha önce verdiği Mehmet Altan ve Şahin ALpay kararı var. O kararda sadece mağdur gazetecinin adını değiştirin, Hidayet Karacayı, Mehmet Baransuyu, Mustafa Ünalı, Ahmet Bökeni koyun, maüduriyet aslında aynı. Deniz Yücelle ilgili AİHM, nasıl Türkiyeye yaptırım düzenliyorsa ismini saydığım hapisteki esir gazeteciler hakkında da aynı yaptırımları uygulamalılar.

AİHMnin, hapishanelerdeki Türk ve Kürt 63 gazeteciye umut olacak bir karar vermeleri konusunda irademizi ortaya koyacağız.

(İGD):  Türkiyedeki gazetecilere karşı yapılan insan hakları ihlalleri AİHMnin gözünün önünde olmasına rağmen neden sessiz kalıyor? Neden masasya yumruğunu vurup adaleti sağlayın demiyor?

Yüksel Durgut:  Erdoğanın 2017de yaptığı Kapıları açarım, mültecileri yollarım tehtidinin ve buna benzer tehtitlerin perde arkasında devam ettiğini düşünüyorum ama siz nasıl eniz Yüğcel Hakkında karar verebiliyorsanız, sadece yaptığı haberlerden dolayı, ki bunlardan birisi Dünyadaki en iyi 100 haber arasına girmiş bir gazeteci olan Mehmet Baransunun 7 yıldır hapiste esir tutulması hakkında da vermek zorundalar. Bir korkuları var ama neden korkuktuklarını bilmiyorum.

Hidayet karacaya dizi senaryosundan 21 yıl, GDOlu gıdalarla halkını zhirleyen bir iktidarı deşifre ettiği için, Bir komutanı, emri altındaki bir eri, eline tutuşturduğu bombanın pimini çekip öldürdüğü için haberden dolayı içeride esir. Eğer AİHM bunları görmezden gelirse gerçekliği de tartışmalı hale gelir diye düşünüyorum.

(İGD): Türkiyeden ayrılmış gazeteciler hala Erdoğanın uzun kollarının tehtidi altında, Ahmet Dönmez saldrıya uğradı, Cevheri GÜven ve Adem Yavuz Arslana tehtidler devam ediyor bu konuda neler diyeceksiniz?
   
Yüksel Durgut: Aslında buna benzer bir durum benim başıma da geldi, Geçtiğimiz günlerde Diyanete ait bir camiye Cuma Namazı için gittiğimde, Senin kim olduğunu biliyoruz, bir daha bu camiye gelme dediler. AİHMnin buna benzer açık tehtidler alıp almadığı ile ilgili bir bilgimiz yok ancak, AİHMnin özellikle Hizmet Hareketine karşı Erdoğan Rejimi tarafından uygulanan sistematik insan hakları ihlallerine kariı sessiz kaldıkları ortada. Gazetecilere karşı yapılan saldırı ve tehditlerin temel insan haklarına karşı birer suç olmasına rağmen Mahkemenin sessizliği anlaşılamaz.
AIHM, masasındaki dosyalarla ilgili kararını mutlaka vermeli.

Son güncelleme: 00:42 23.06.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı