• Turkhane Logo

AB ülkeleri sığınmacılara karşı caydırıcılık yarışında

Almanya'da sığınmacı tartışmaları alevlenirken düzensiz göçün önünü kesmek için değişik modeller tartışılıyor.

11:54 30 Eylül 2023 Cumartesi
AB ülkeleri sığınmacılara karşı caydırıcılık yarışında
Almanya'da sığınmacı tartışmaları alevlenirken düzensiz göçün önünü kesmek için değişik modeller tartışılıyor.

Almanyada sığınmacı tartışmaları, hükümetin anketlerde giderek puan kaybettiği ve önemli eyalet seçimlerinin yapılacağı bir dönemde yeniden alevlendi. Göçmen karşıtı tutumuyla bilinen aşırı sağ Almanya için Alternatif (AfD) partisi, ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlikin (CDU) ardından ülkenin en güçlü ikinci siyasi partisi konumuna yükseldi.

Suriye, Afganistan gibi ülkelerden sığınmacıların yanı sıra savaştan kaçan 1,1 milyon Ukraynalının varlığı belediyelerin de imkanlarını zorluyor. Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeierin geçen hafta sığınmacılar konusunda Sınıra dayandık açıklamasınınardından eyalet ve federal düzlemden çok sayıda politikacıdan benzer açıklamalar geldi, Başbakan Olaf Scholz da Bize gelenlerin sayısı, kaldırılabileceğin çok üstünde açıklaması yaptı.

Sığınmacı yanlısı politikalarıyla bilinen Yeşiller partisinden Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, İltica hakkını koruyabilmek için gerçeği kabul etmek ve etik olarak zor kararlar alınması pahasına da olsa somut sorunları çözüme kavuşturmak zorundayız ifadelerini kullandı.

Danimarka modeli başarılı oldu mu?
Almanyada şu an tüm partiler sığınmacılara karşı daha kısıtlayıcı politikalar uygulanması konusunda fikir birliğine varmış görünüyor. Bu ortamda başta Danimarka olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinden modeller masaya yatırılıp tartışılıyor.

Danimarkadaki sosyal demokrat hükümet, yıllar önce göç politikalarını sertleştirerek sert ve kısıtlayıcı önlemler aldı. Sığınmacılara sosyal ödenekler belirgin bir şekilde kısılırken aile birleşimi zorlaştırıldı. Bu yıl Temmuz ayında iltica başvurusunda bulunanların sayısı 6 milyon nüfuslu ülkede 183 iken 84 milyon nüfuslu Almanyada 25 bin 165 civarında.

Avusturyalı göç araştırmacısı Judith Kohlenberger, Danimarkanın bu tür önlemlerinin sadece kısmi başarı sağladığını belirtiyor. Kohlenberger, İnsanların ya hiç gelmemesini, ya da gelmiş olanların da daha hızlı bir şekilde istihdam piyasasına dahil olmasını hedefliyorlardı. Ama ikinci hedef sadece kısmen başarılı oldu. Sosyal ödeneklerin kısılması sonucunda suç oranları arttı, göçmenlerin eğitimdeki başarısı azaldı. Halbuki bu öngörülebilir bir sonuçtu. Bunu yoksulluk araştırmalarından biliyoruz değerlendirmesinde bulunuyor.

Kohlefelder, Danimarka modelinin kısmi başarısını ise komşu ülkelere borçlu olduğu görüşünde. Danimarkaya gelenlerin sayısının azalmasının, çevre ülkelerin sığınmacı kabul etmesi sayesinde olduğunu belirten göç araştırmacısı, Yani göç baskısı başka ülkelere kaydı. Danimarkaya gidenlerin sayısının azalmasında, örneğin Almanyanın sığınmacı kabul etmeye devam etmesi rol oynadı diyor.

İltica sürecini üçüncü ülkelere kaydırma planı
İsveçli göç uzmanı Bernd Parusel de Danimarkanın aile birleşimine önemli engeller getirdiğini, Suriyelilerin geçici koruma statüsünü kaldırdığını ve ülkelerine geri dönmeye teşvik ettiğini hatırlatıyor. Danimarka hükümeti bunun da ötesinde, sığınmacıların Danimarka topraklarında iltica başvurusunda bulunmasını tamamen engelleyecek tartışmalı bir anlaşmaya da imza atmıştı. 2022 yılı Eylül ayında Ruanda ile imzalanan anlaşmayla, iltica için Danimarkaya gelenlerin bu ülkeye gönderilmesi ve iltica işlemlerinin burada yapılması öngörülüyordu. Benzer bir plan İngilterede de hukuki engellerle karşılaşmış ve askıya alınmıştı.

İsveçli göç uzmanı Parusel, Danimarkanın da Ruanda planını bir süreliğine rafa kaldırdığını belirtiyor. Kohlefelder bunun en önemli nedenini, ilticacılara hukuk devleti standartları içinde bir iltica süreci sunulması zorunluluğu olarak açıklıyor ve Ruandanın bu şartlara sahip olmadığını belirtiyor.

İltica başvurularının AB dışındaki üçüncü ülkelere yönlendirilmesi planı Ruanda örneğinde başarılı olmasa da bu yönde arayışlar Almanyada da var. Bu planı savunanlar, sığınmacıların korunma hakkının olduğu, ancak ülke seçme hakkının bulunmadığı gerekçesini öne sürüyor. Bu konuda en sık verilen örneklerden biri Avustralya. Canberra hükümeti, hukuken tartışmalı bir adımla iltica başvurularını Papua Yeni Gineye yönlendirmiş ve bu şekilde Avustralyaya giden sığınmacı sayısı azalmıştı.

Sınır dışı tartışması
Almanyada en çok tartışılan konulardan biri de sınır dışı kararları. Almanyada 2022 yılı sonu itibarıyla sınır dışı edilmesi gereken 304 bin kişiden yaklaşık 248 bini, müsamaha gösterilenler kapsamında ülkede yaşamayı sürdürüyor. İltica başvurusu reddedilenler arasında hasta olanlar ya da ülkesinde savaş yaşanan kişiler bu grupta yer alıyor. 2022 yılında sadece 13 bin kişinin sınır dışı edilmesini eleştirenler sınır dışıların daha etkin hale getirilmesini talep ediyor.

Son güncelleme: 11:54 30.09.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı