Taha Akyol: Demokrasinin sonu mu?

Türkiyenin demokrat ve modernist kesimleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanı tek adam rejimi kurmaya çalıştığı yönünde eleştirirken, Hürriyet Gazetesi yazarı Taha Akyol da, Demokrasinin sonu mu başlıklı yazısında, Türkiyenin Batı blogundan kopmasının tehlikelerine karşı uyarılarda bulundu.

19 Haziran tarihli yazısında, Akyol, dünyadaki otoriter rejim ve liderlerinden örnekler verdiği yazısının Türkiye bölümünde, ülke ekonomisinin tümüyle Batıya bağlı olduğunu hatırlattı ve ekledi:


Daha önemlisi az çok demokrasi birikimi olan, siyasi fikirlerin tekçi olmaktan çıkıp çeşitlendiği, kentli, dünyaya açık bir ülkede otoriter yöneliş sadece gerilim ve güvensizlik yaratır.

Bakın, yabancı sermaye için Mehmet Şimşek’in gittiği yer Londra’ydı, verdiği garanti Merkez Bankası’nın bağımsızlığıydı; yani hukuk devleti.

Dünyada ise eşitsizlik ve göçmenler gibi büyük sorunları popülizm çözemeyecek, belki acı tecrübelerden sonra yeniden liberal demokrasiye yöneliş olacaktır.

Tabii liberal demokrasinin de kendini yenilemesiyle...

Özgürlükçü demokrasinin Batı ülkelerinde de zemin kaybettiğini hatırlatan Akyol, Ronald Inglehart, Foreign Affairs’taki makalesine atıfla, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde otoriter popülist partilerin tırmanışa geçtiğine dikkat çekti.

Çinin, otoriter kalkınma modelinin özgür dünya için esin kaynağı olamayacağını kaydeden Akyol, liberallerin bu durumdan endişe duyduğuna dikkat çekti.

Çin lideri Xi Jimpingin, iktidara geldikten sonra kendi ideolojisini, kutsal ideoloji olarak kabul ettirdiğine değinen Akyol, Time Dergisinin deyişiyle Çinin kendine has tek adam rejimi kurduğunu aktardı.

Böylesi bir anlayışın yönetimi altında gerçekleştirilen ekonomik kalkınmanın ömrü konusunda ise, Akyol, Foreign Affairs’ta Çinli yazar Yuen Yuen Angın görüşlerini alıntılıyor ve ekliyor:

...Ang, Çin’in otoriter “yukarıdan aşağıya”kumanda sistemiyle başarılı olduğunu... Fakat ekonomik gelişmenin “aşağıdan yukarıya” dinamizm gerektiren aşamasında böyle devam edemeyeceğini yazıyor.

Güney Kore de otoriter rejimle yola çıkmış, “aşağıdan yukarıya” dinamizm gerektikçe liberal demokrasiye geçmiştir.