• Turkhane Logo

İsmail S. Gülümser yazdı: Neslin Korunması

"İnsanlık tarihi taşkınlık içinde birbirinin kurdu haline gelmiş azgın topluluklarla doludur. Toplumların yoldan çıktığı dönemlerde düşünürler fikirleriyle din adamları ahlaki değerlerle onları yeniden insani çizgiye çekmeye çalışmıştır. "

09:44 10 Mart 2021 Çarşamba
İsmail S. Gülümser yazdı: Neslin Korunması
"İnsanlık tarihi taşkınlık içinde birbirinin kurdu haline gelmiş azgın topluluklarla doludur. Toplumların yoldan çıktığı dönemlerde düşünürler fikirleriyle din adamları ahlaki değerlerle onları yeniden insani çizgiye çekmeye çalışmıştır. "



İsmail S. Gülümser / Aktif Haber



Dinin bir afyon olarak görüldüğü onun getirdiği tüm değerlere baş kaldırıldığı 50-60 li yıllarda Bediüzzaman yazdığı eserlerle Süleyman Efendi verdiği Kuran eğitimi ile çevresine toplananlara moral değerleri kazandırmıştır. Eğitim sisteminin topluma olumlu davranış kazandıramadığı, kötü duyguların kolayca yayıldığı, en dindar ailelerin bile çocuklarını muhafaza edemediği yıllarda onlar nesillerin korunması için çaba harcamıştır.  
 
Sorumluların toplumu ihmal edip kısır siyasi çekişmelere kendini kaptırdığı kötü istek ve arzularına teslim olmuş gençlerin sağ sol çatışmaları arasında yok edildiği 70 li yıllarda, Fethullah Gülen hoca efendi heyecan dolu vaaz-sohbet-yazı ve aksiyonuyla, dini cemaatler yaptıkları hizmetlerle ahlaki çöküşü durdurmaya çalışmıştır. 80 den sonra özellikle hizmet hareketi yüksek motivasyonla sürdürdüğü haftalık sohbet halkaları birçok genç için sığınılacak liman olmuş, bu faaliyetler imkânlar arttıkça geliştirmiştir.
 
Küçük akran gruplarının birbirini eğittiği olumlu davranış değişikliğine yol açan sıra dışı faaliyetler toplumun ilgisini çekmiştir. 20-30 yıl bıkmadan geniş katılımla sürdürülen çalışmalar sonucu yüksek idealler etrafında toplanmış merkezinde ahlaklı bireylerin yer aldığı ulusal çapta bir kalkınma hamlesi ortaya çıkmıştır.
 
Bugün din adına yola çıkan bir yönetici grubu toplumu da kendilerine benzetip kirli görüntülerini saklamaya çalışırken erozyonun önünü açmış temiz insanlık adına yapılan tüm çabaları ve oluşan zengin kültür birikimini yok etmeye soyunmuştur. Hizmetin yasaklandığı 5-6 yıldan beri ülkede ıslah faaliyetleri cumadan cumaya yapılan duygu ve heyecan uyarmadan uzak cami hutbeleri ve küçük grupların cılız çalışmalarına kalmıştır.
 
Pandemiden sonra ise, olumlu davranış kazandırma sorumluluğu çoğu eğitimsiz annelerin becerisine terk edilmiştir. Yıllardan beri nesil yetiştirmek, toplumları insani değerlerle buluşturmak için dünya çapında projelere vesile olan Fethullah gülen hoca efendi bu haftaki yazı ve konuşmalarında salgın sonrası gençleri kötülüklerden korumak için yapılacaklar üzerinde durmaktadır.
 
-Hayatı dünyadan ibaret görüp bugünü kurtarmakla yetinen, onu kaybetmemek için koşturanlar.
-Kendini dünyevi imkânlara kaptırıp rehavete salan ve şaşaaya bel bağlayanlar,
-Zırhlı araçlarda debdebe içinde hayat sürenler,
-Yaptıklarının sonucunu kişisel menfaat olarak hemen görmeyi hedefleyenler,
-Düşünce duruluğunu koruyamayan, değerlerimize katkı sunma gibi bir derdi olmayanlar,
-Şahsi hayatlarından fedakârlık yapamayanlar,
-Gönül kazanma gereksiz gören, düzmece olaylarla topluma yön vermeyi düşünenler,
-İnsan hayatına değer vermeyen bombayla korkutup ölümlerle onları etraflarında toplamaya çalışanlar,
-Cebir ve şiddetle çaresiz bırakıp insanları kendine mecbur ederek ayakta kalma yolunu seçenler,
-Toplumun sefaleti üzerinden güç devşirmekten kaçınmayanlar
Asla inandırıcı olamaz, kalıcı başarı elde edemezler.  
 
Hâlbuki dünyayı sarsan salgın hastalıklar belalar çekip gider, sonrası için hazır olanlar öne geçme şansı yakalar. Hamilelik ve doğum sancısına katlanan bir anne gibi fedakârlık yapıp zorluklarla mücadele göze alınırsa umut dolu yarınlarımıza hizmet edecek yüksek hedefler taşıyan nesiller yetiştirilebilir.
 
Sıkıntılar olumlu işlerin adeta yapışık ikizi gibidir, zor zamanda günün ihtiyaçlarına sıkışıp kalan düşünce darlığı içindeki insanlar geleceğe ışık tutamazlar. Aydınlık bir gelecek için yapılacak mücadele;

-Bizi kötülüklerin içine çekecek bohemce yaşantıdan uzaklaştırır,
-Zafer sarhoşluğuna kapılıp bencillikle kendimizi kaybetmekten kurtarır.
-Problemlerle boğuşmayı öğretir
-Meşakkatlere katlanıp başarılı olma fırsatı sunar.  
-Olumlu sonuçlara götürecek kurallarına uygun yol ve yöntemler araştırmaya sevk eder.
-Ümidini kaybetmeyenler için hedef büyütecek yeni yolların keşfine vesile olur.
Yani çözmeye çalışanlar için her problem yeni gelişmenin anahtarı haline gelir. 
 
En küçük bir omuz verme ile birçok hayırlı işe vesile olunacak zor bir dönemden geçiliyor, yapılan her aktiviteye katılmak bir şekilde destek olmak vicdani bir sorumluluktur. Bugüne kadar heyecanla toplumları aydınlatacak projelere imza atanlar ümitle coşacakları bir yarınları olsun istiyorlarsa olanca güçleri ile yılmadan çabalamaları darda kalmışların sıkıntılarını gidermek için el uzatmaları gerekiyor.

Kendini insanlığa adayanlar;

-Hayatlarını düz bir çizgide sürdürüp güzel örneklerle tesirli olurlar,
-Kendi mutluluklarını unuturlar, arkalarında mal mülk bırakmayı düşünmezler,
-Efendimiz(SAV) ve ilk sahabeleri gibi en fakirin hayat tarzına göre harcar kalanını milletin hizmetine sunarlar,
-Eğer mal mülk sahibi iseler bunu kendilerine saklamayı düşünmezler,
-İmkânlarını olabildiğince hayır hizmetlerinde kullanarak yol gösterici olurlar,
-Kıt kanaat yaşarak ülkelerine basamak atlatmayı ilerleme yolunda dev mesafeler aldırmayı hedeflerler
Böylelerinin söyledikleri dikkate alınır, sahabe gibi gittikleri yerlerde insanların gönül dünyalarında girerler.
Dünyanın neresinde ve hangi şartlarda olursa olsun sıkıntıların farkında olup ben duygusunu öne çıkarmadan Allah’ın verdiği imkân ve kabiliyetleri onun yolunda kullanmanın çareleri aranmalıdır ki küçük katkı ve gayretler birleştirilip yeniden doğrulmanın yolları bulunsun.
 
Yurt içinde devlet çarklarının izin vermediği nasihat halkaları yurt dışında salgından dolayı online olarak devam etmektedir. Yaşanan vefasızlıklara salgın hastalığın getirdiği stresler ve kişisel isteklerinize takılırsanız katlanılan sıkıntılar boşa gider. Karakter yapısı oturmuş olgun insanlar bana bir şey olmaz deyip ya da işe yaramadığını düşünüp kenara çekilirse sahip olduğu güzel hasletleri internet ortamında bile olsa başkalarıyla paylaşmaktan uzak durursa hem kendi hem de ondan istifade edeceklerin değer kaybı önlenemez.
 
Ailemiz boşta kalınca geleceğimiz problemlere gebedir, onlara da sağlıklı uyum yolları öğretilmelidir.

Belli yaşın üzerindekilerin bile sarsıldığı yabancı ülkelerde yarınlarımız olan genç nesillerimizi;  

-Psikolojik sıkıntılarıyla baş başa bırakmamalı, dar anlarında imdatlarına yetişmeli,
-Üst perdeden yaklaşıp susturmak yerine problemlerini dinleyip çözüm geliştirmeli,
-Sık görüşmelerle ruh dünyalarına girip değerlere bağlıklılarını korumaya çalışmalı
-Derin yaralara açabilecek ağır travmalardan onları kurtarmak için çabalamalı, 
-Daha büyük dertlerimiz olsa da ihtiyaç ve beklentilerimizi erteleyip önce gençlerin sorunlarına eğilmeliyiz.
 
Kültür-kuşak farklılığını da hesaba katarak her yaş grubunun inançlarında boşluk oluşmasını önlemek kimliğimizle bütünleşmiş insani değerlerini koruyarak uyumunu sağlamak için halkalara dahil edilmelidir. Türkiye’de baskı ortamında TV ve radyolar açıp heyecan uyaracak programlarla herkesin imdadına yetişen gönüllüler hür dünyada vifak ve ittifak içindeki yetişmiş kadrolarıyla daha kısa sürede yeni sistemler kurabilirler. Bir yandan değerlerimizi korunmak için çalışırken bir yandan da tatillerde, farklı kesimlerden insanlar çağırabilir, geçmişte Darwin’in etkisine girmiş gençlere yapıldığı gibi farklı etkiler altındaki toplumların hissiyatlarına saygılı davranarak gönüllerine girmenin yollarını araştırabilirler.

Gidilen yerlerde;

-Kendimizi oranın bir ferdi gibi hissetmeli,
-Tam entegrasyon için ülkeye katkı sunacak çabalarda yer almalı,
-Şüpheleri izale edecek davranış biçimleri geliştirilmeli,
-Sadece dünyevi çıkar peşinde koştuğumuz kanaati oluşturmamalı,
-İnsani değerlerimizle bulunduğumuz yere fayda sağlamalı,
-Gizli kapaklı iş yapılıyor görüntüsünden kaçınmalı,
-Kendimiz sıkıntılara katlansak bile o ülkede insanların mutluluğu için gayret gösterilmelidir.
Entegre olalım dünyevi olarak ayakta kalalım derken değer kaybı yaşamamak asimile olmaktan uzak kalmak için entegrasyon asimilasyon çelişkisini ortadan kaldırıp değerlerimizi koruyarak uyum sağlamanın yolları bulunmalı.
 
Hissilikten uzak doğru ve içten davranışlarla kıskançlıkları tahrik etmeden sevgi çemberini genişletecek geniş kesimlerin gönül kapılarını açacak davranışlar ortaya konulmalıdır.
 

Son güncelleme: 09:44 10.03.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı