• Turkhane Logo

‘Beka söylemini uydurduğumuz gün kaybettik’

23 Haziran İstanbul seçimlerinde büyük yenilgi alan AKP’ye ilişkin iktidara yakın gazetecilerden gelen eleştiriler devam ediyor.

13:06 28 Haziran 2019 Cuma
‘Beka söylemini uydurduğumuz gün kaybettik’
23 Haziran İstanbul seçimlerinde büyük yenilgi alan AKP’ye ilişkin iktidara yakın gazetecilerden gelen eleştiriler devam ediyor.



Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak “Çok geç olmadan!” başlıklı yazısında sosyal medyada dolaşan ve AKP’nin neden kaybettiğini anlatan bir özeleştiri metnini paylaştı.

Yazının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik yazıldığını belirten Dilipak, “Aslında ‘Reis’e yazılsa da, Abdurrahim Karakoç’un ‘Ha Hasan’a, ha sana!’ misali, AK Parti’deki bakanlara, milletvekillerine, il, ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına, bunların bürokratlarına yönelik bir eleştiri. Hatta hepimize!” diyor.


“Davanın lideri’yken, ‘liderin davası’nı gütmeye mahkûm edildiğimiz gün kaybettik. ‘Devletin bekası’nı, ‘iktidar bekamız’la eş tuttuğumuz gün kaybettik. Vesayetlerini sürdürmek için ‘Laiklik elden gidiyor’ derlerdi, onun yerine ‘beka elden gidiyor’ söylemini uydurduğumuz gün kaybettik” ifadeleriyle dikkat çeken makalede öne çıkan satırbaşları şöyle:

“-‘Yola çıktıklarımız’ı, ‘yolda bulduklarımız’a değiştirdiğimiz gün kaybettik. Partideki ‘ortak aklı’ bitirip, ‘toplam kalite’yi düşürüp, ‘istişare kanalları’nı kapattığımız gün kaybettik. ‘Dürüst-Liyakatliler’in yerine , ‘Çapsız-Sadakatliler’i(!) koyduğumuz gün kaybettik. Saraya bir sürü dalkavuk, şaklaban, yalaka doldurduk da, ‘mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’ diyebilecek bir Behlül(!)leri yanımızdan uzaklaştırdığımız gün kaybettik. Henüz toplum birtakım isimlerin bir yerlere  atanmasını hazmedememişken, üst makamlara ehliyet ve liyakatı bir tarafa bırakıp, eş-dosta ve onların yakınlarını atadığımız gün kaybettik. Herkes de ‘metal yorgunluğu’ olurdu da, suçu günah keçilerine yıkıp, üst makamlardaki asıl sorumlularına dokunmayı unuttuğumuz gün kaybettik. Bizden önce bize yapılanları, misliyle bizden olmayanlara yapmaya başladığımız gün kaybettik. ‘Has bahçemiz yurdumuzdur, Aynı bağın gülüyüz biz’ türküleri söylemişken; bizim gibi düşünmeyen her Kürd’ü PKK’lı, her solcuyu Alman ajanı, her muhafazakârı F...’cü ilan ettiğimiz gün kaybettik. İtiraz eden herkese bir kulp takıp dışladığımız, üzerine yürüdüğümüz için kaybettik!.

-Vatandaş bize ‘gönlünü’ vermişken, ‘akıllarını kiralamaya kalktığımız gün’ kaybettik. Hepimiz birer mücahiddik, etrafımızı müteahhidler çevirmeye başladığı gün kaybettik. 3Y: Yolsuzlukla, Yoksullukla ve Yasaklarla mücadele için gelmişken, Yandaşlıkla, Yalakalıkla ve Yalanla hemhal olduğumuz gün kaybettik. Şimdi herkesin oturup bu gerçekler üzerinde düşünmesi gerekir. Şu açık: “eski hal muhal! Ya yeni hal ya izmihlal” Eylem de değişecek söylem de! Kadrolar da!

Bu süreçte ‘destiyi kıran da, suyu getiren de’. Bunların aynı kefeye konmaması gerek. Ben dedim ki: bu adamları billboardlara çıkarıyorsunuz, yanınızda taşıyorsunuz da, biliyor musunuz ki, bu insanlar yüzünden samimi birtakım insanlar partiden uzaklaşıyorlar ve onlar seçimde ne kadar çok çalışırlar ve ortalıkta gözükürlerse, siz o kadar az oy alacaksınız!

‘Ağaç kurtları’nı hesaba katmadık. Hep dışımızla ilgilendik, içimize bakmadık. 

Gençliği filan da eleştirmeyi bırakalım. Bu nesil kimin eseri! Daha doğrusu, hep birlikte sorumluyuz. Tencere yuvarlandı, kapağını buldu. Rüzgar ektik, fırtına biçiyoruz!

Şimdi övünme ve dövünme zamanı değil. Çözüm üretmeliyiz, Ne yapacaksak hemen şimdi! Zira yarın çok geç olabilir. Şimdi itiraf zamanıdır.”

Son güncelleme: 13:06 28.06.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı