• Turkhane Logo

"Akar'ın darbe akşamındaki tutumunda çok gariplikler var"

Ahmet Nesin, Artı Gerçek haber sitesinde Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın darbe gecesine ilişkin "Hulusi Akar darbeden yargılanmalı mı?.." başlıklı bir yazı ele aldı.

11:27 23 Aralık 2017 Cumartesi
Ahmet Nesin, Artı Gerçek haber sitesinde Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın darbe gecesine ilişkin "Hulusi Akar darbeden yargılanmalı mı?.." başlıklı bir yazı ele aldı.

Ahmet Nesin, yazıda darbe gecesi yaşanan tuhaflıklara dikkat çekti.
Yazı şu şekilde devam ediyor: 

Kafamdaki en önemli sorulardan birisi, Hulusi Akar hava kuvvetleri uçuşlarının yasaklanma emrini neden yazılı olarak vermedi? Öğle bir saatte ve daha tam olarak kimin ya da kimlerin darbe içinde olduğunu bilmiyorken emri ağızdan vermenin mantığı sizce ne olabilir!.. Silahlı Kuvvetlerin tüm sorumluğunu omuzlarında taşıyan Akarın o akşamki tutumunda çok gariplikler var. Akıncı iddianamesinde, Akarın uçuş yasağı ile ilgili sözlü emrinin, Akarın bulunduğu binadaki Silahlı Kuvvetler Harekât Merkezinden caddenin karşısında bulunan Hava Kuvvetleri binasındaki Hava Kuvvetleri Harekât Merkezine 19.05te telefonla iletiliyor. Telefon görüşmesi bir Albay ile bir Yarbay arasında gerçekleşiyor. Şüphelenilen bir Darbeyi önlemek için tüm uçuşlar yasaklanıyor.

Ancak bu son derece kritik karar iletilirken Genelkurmaydaki ve Hava Kuvvetlerindeki generaller ilk anda doğrudan bir iletişime geçerek bir araya gelmiyor. Piramit gibi dikine yükselen hiyerarşiye sahip Silahlı Kuvvetlerde iletişim kazalarının bedelinin ağır olduğu hatta sürpriz emeklilikle sonuçlanabildiği biliniyor. Ancak her nedense Genelkurmaydaki ve Hava Kuvvetlerindeki böylesine kritik bir anda generaller arasında yüz yüze iletişim yaşanmıyor. Akar caddenin karşındaki havacı generalleri çağırıp emrini yüzlerine vermiyor.

Bu bölümün üstünde durmamım bir nedeni var, çünkü Akar darbeyi haber aldığı 16.20den rehin alındığı (????) 21.00e kadar hava kuvvetleri komutanı Abidin Ünal ile hiç irtibata geçmiyor ve konuşmuyor. Deniz kuvvetleri komutanıyla da irtibata geçmeyen Akar, bir anlamda kuvvet komutanlarını komuta çevriminin dışında tutuyor. Bu tutum esasında askeri iç hizmetler yasasına da aykırı ve Akarın askeri mahkemede yargılanması gerekiyor.

3451 sayılı İç Hizmet Kanununun 21. Maddesine göre Emirler, kaideten birbirine bağlı makamlar ve kumandanlar tarafından bir silsile takip edilerek verilir. Kanun, zaruri hallerde sıraya riayet edilmeyebileceğini söylüyor ancak bu takdirde amir tarafından atlanmış olan kademelere en kısa zamanda bilgi verilmesini şart koşuyor.

Oysa Akar bunları yapmak yerine MİT müsteşarı Hakan Fidanla 2 saat 15 dakika görüşüyor. Anlayacağınız 15 Temmuz 2016 günü darbe asker tarafından kulaktan kulağa verilen emirlerle durduruldu. Peki o gece Türkiyeyi dışarıya ya da düşmanlara karşı savunmasız bırakma kararı alırken Akar bu konuyu bağlı olduğu başbakan Binali Yıldırıma soruyor mu, hayır sormadığı gibi aramıyor da!.. Oysa bu durumdan birilerinin hem başbakanı hem de cumhurbaşkanını haberdar etmiş olması gerekiyor, çünkü alınan karar ancak bakanlar kurulunun alabileceği bir karar.

Ufak bir konu daha var, Akar Türkiyenin taraf olduğu NATO Hava ve Füze Savunması Planı gereği, NATO tarafından Türk hava sahasında yürütülen hava savunma faaliyetlerinin NATOya haber vermeden durduruyor. Sanırım ileride askeri yada sivil hakim ve savcılar bu eksikliklere bir göz atar.

Peki, bütün bunlardan sonra Akar darbenin neresinde, şimdiye kadar anladığım tek şey, kimse kimsenin yanında değil ve herkes birbirinden şüpheleniyor ve korkuyor. O yüzden sonraki yazıda da Abidin Ünalın darbe bağlantılarını yazacağım.

İlgili yazı için tıklayınız!

Son güncelleme: 11:27 23.12.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı