• Turkhane Logo

"AKP; Erdoğan'ın haram para ve hırsızlıkla ülkeyi ele geçirme projesi"

"Erdoğan yandaşlarını yolsuzlukla devrim yapılabileceğine ikna etti."

13:47 13 Ocak 2019 Pazar
"Erdoğan yandaşlarını yolsuzlukla devrim yapılabileceğine ikna etti."


İsmail S. Gülümser/Aktif Haber

AKP; Erdoğan ve İstanbul belediyesinde kurduğu suç örgütünün haram paralarla hırsızlıkla ülkeyi ele geçirme projesidir. Bugün geldikleri noktada kullandıkları sınırsız kaynakların tamamını çalıntı paralarla oluşturmuşlardır. Tüm partiler kuruluş döneminde mali kaynağa ihtiyaç duyarlar, Başta genel merkez olmak üzere tüm teşkilatlanma ilk dönemde parti politikalarını destekleyen iş adamlarının fedakârlığıyla yürütülür. Daha sonra hem iş adamları desteği hem de oy oranına bağlı olarak alınan devlet yardımıyla faaliyetler geliştirilir.


Her yıl partilere bütçenin beş binde ikisi kadar hazine yardımı aktarılıyor, seçim dönemlerinde bu yardımların oranı artırılıyor. 2019 yılında yerel seçim yapılacağı için belirlenen toplam devlet yardımı tutarının 772 milyon lira olduğu duyuruldu. Bunun 335 milyon lirası AKP ye,  178 milyon lirası CHP ye, 92 milyon lirası HDP ye, 87 milyon lirası MHP ye, 78 milyon lirası da İYİ Partiye verilecek.

Türkiye’de 81 il, 957 ilçe ve 2.951 belediye var, partiler hiç olmazsa bine yakın ilçede teşkilat kurmak zorunda, hatta tüm ülke yönetimine talip olduğunu iddia eden bir partinin belediyelerin bulunduğu yaklaşık üç bin yerde teşkilatlanması gerekiyor. Büyük merkezler hariç sadece tek dairelik teşkilat merkezlerinin kirası yaklaşık 20 milyonu buluyor. Büyük partilerin her merkezde en az 2 şer kişi çalıştırdığı düşünülürse yaklaşık 6 bin civarında çalışan istihdam ettiği, yıllık maaş giderlerinin asgari ücretten bile hesaplasanız 150 milyonu geçtiği görülecektir. Seçim dönemlerinde verdikleri reklamların ve partilerin yaptıkları diğer faaliyet giderlerini de eklerseniz yapılan devlet yardımıyla bütün bu işlemlerin döndürülmesi zordur. Bu yüzden bütün partilerin özellikle il ilçe teşkilatları ek destek arar.

AKP,  kuruluş döneminde doğrudan yardıma ihtiyaç duymadı, yolsuzlukla elde ettikleri dev imkanları kullanarak, her yerde istedikleri fiyata reklam yaparak siyaset yarışına girdiler ve diğer partilerin rekabet şansını yok ettiler.

AKP; İSTANBUL BELEDİYESİNDEN ÇALINAN PARALARLA KURULDU

Erdoğan 1994-1998 yılları arasında Refah partisinden İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı döneminde belediyenin imkân fırsatlarını kullanıp ülke yönetimini ele geçirmenin planlarını yaptı. Belediyede görev alan o güne kadar hayatında suça bulaşmamış bir ekibi, ülke yönetimini ele geçirmek için yolsuzluk yapmaya ikna etti ve seçildiği Refah parti başkanı Erbakan’a bile haber vermeden yolsuzluklara başladılar.

İlk yaptıkları iş belediye ihalelerini devlet denetiminden kaçırmak için belediyecilik faaliyetlerini belediye şirketlerine devretmek oldu.  Ardından gazete ilanı vermeden yandaşların davet edilmesiyle yapılan ihalelerle işleri çok yüksek bedellerle özel firmalara devretti yapılan her faaliyetten yasadışı yöntemler kullanarak kuracakları parti için pay aldılar.

Devlet müfettişlerinden Candan Eren İBB Genel Sekreter yardımcısı Mahmut Kuş ve Albayraklar’ın muhasebecisi Zeki Nigiş’in samimi ortamda anlattıklarından yolsuzluğun nasıl yapıldığını öğrendi ve belediye ihalelerinin gözdesi Albayraklar firmasında yaptığı incelemelerde;

“ İstanbul belediyesine ait paraların cihat hazırlığı yapıp geleceğin başbakanını hazırlamak için çalındığını”

tespit etti. Belediyenin kirli ilişkilerle firmaya 1 milyar liralık haksız kaynak aktardığı yönündeki raporunu DGM ye gönderdi.

DGM savcısı Sabih Kanadoğlu sadece İGDAŞ ta yapılan 22,5 trilyonluk yolsuzluk dâhil yapılan yolsuzlukları için, “Nitelikli zimmet, devlet alım ve satımlarında çıkar sağlamak, rüşvet almak, görevde yetkiyi kötüye kullanmak, artırma ve eksiltmeye hile karıştırmak, cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek ve bu teşekkülü yönetmek…” ten dava açtı. Erdoğan’ın siyasi hedefleri için 38 arkadaşıyla birlikte “çete” oluşturduğunu; haksız ihalelerle elde edilen paralarla “geleceğin başbakanı” olmayı planladığını belirtti.

Belediye şirketinin geliştirdiği elektronik bilet uygulaması Akbil’in kurulmasından uygulamasına kadar her aşamada yolsuzluk yapıldığı,  sahte belgeyle BELBİM ya da İETT ye para transferleri yapıldı gibi gösterilip 2, 6 trilyon liranın yandaş şirketlere aktarıldığı tespit edildi.

İstanbul’un ana arterlerindeki büyük bilbordların ihale mevzuatından kurtulmak için önce belediye şirketi Kültür AŞ ye kiralandı, ardından çok komik bir fiyatla yandaş firma İnterpan’a aktarıldı, bu yolla belediyenin yaklaşık 100 milyon dolar zarara uğratıldığı belirlendi.

Büyük reklamlarla anlatılan İstanbul’a 2 milyon ağaç dikilmesi işi önce belediye şirketi İstaç’a verildi, ardından Ağaç AŞ ye, ondan da yandaş şirketlere aktarıldı. Çok yüksek bedellerle İtalya’dan ithal edilen ağaçlar İstanbul iklimine uyum sağlayamadı ve kuruyunca hepsi gece sökülerek belediye milyonlarca dolar zarara uğratıldı.

İstanbul belediyesi personel taşıma işi ihalesine tanıdık birkaç firma davet edildi ve yüksek bedelle Erdoğan’ın arkadaşı Albayraklar’a verildi, firmanın sahte araba ruhsatlarıyla yolsuzluk yaptığı belirlendi.

İstanbul doğalgaz şirketi İGDAŞ’ta şebeke inşaatları ve sayaç okuma ihalelerinin fahiş fiyatlarla yandaş firmalara verildiği, parti masraflarının belediye şirketinden karşılandığı gibi çok sayıda yolsuzluk tespit edildi.   

Belediye şirketi İSKİ’de altyapı inşaatları, araç kiralama, personel taşıma ve kıyafet alımı vb 114 ihalesinin gazete ilan olmadan davetle yapıldığı, ihalelerin fahiş fiyatlarla yandaşlara verilip pay alındığı belirlendi.

İstanbul çöplerinin taşınması işi önce Belediye şirketi İstaç’a ardından Albayraklar’a verilerek, sinek ilacı ihalesinde tek firmaya göre şartname hazırlayarak, Haliç ıslahında yandaş firmaya gizli pazarlıklarla Bayındırlığını tarifesinin 50 katı kadar ücret ödeyerek, İstanbul metro elektromekanik ihalesini üç kez iptal edip Albayraklar’a vererek, araç kiralama işini araç fiyatına yandaşlara aktararak yapılan yolsuzluklarla belediyenin milyonlarca lira zarar uğratıldığı belirtildi.

İstanbul’un gecekondu sorunu için kurulan sermayesi İstanbullulara ait belediye şirketi KİPTAŞ arsalarını yandaşlara verip yaptıkları villalarla yüksek paralar kazandıklar açıklandı.

2001 de İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Erdoğan’ı geleceğin başbakanı yapmak amacıyla, ihale şartnamelerini Albayraklar’ın menfaatleri doğrultusunda hazırlayarak

“cürüm işlemek üzere siyasi hedefleri olan devasa bir çete kurulduğu, çetenin organize çalışmalarla ihalelere fesat karıştırdığı, İhale şartnamelerinin Albayraklar’ın çıkarlarına göre hazırlanıp firmanın kayrıldığı, belediye işlerinin yandaş şirketlere verildiği, gerçeği yansıtmayan miktarlarda büyük ödemeler yapıldığı, hayali şirketlere naylon faturalar düzenlendiği, cihat hazırlığı için aktarılan kaynakların Erdoğan’ı başbakan yapmak amacıyla kendilerince bilinen kişiler elinde toplandığı, devlet imkânları suistimal edilerek zimmete para geçirildiği, bu işlemler için gerektiğinde cebir, şiddet ve mafya yöntemlerinin kullanıldığı, yasaların yok sayılarak ihalelerin siyasi hedefler doğrultusunda paylaşıldığı, bu yolla devletin zarara uğratıldığı” iddiasıyla Albayraklar firmasına operasyon yaptı.

Erdoğan’ın ülke yönetimini ele geçirmek için yolsuzluğa ikna ettiği;

-İBB den; İĞDAŞ yönetim kurulu üyesi Hilmi Güler, İĞDAŞ genel müdürü Fuat Şengül, İBB Genel Sekreteri Mustafa Açıkalın, İBB basın danışmanı Hüseyin Besli,  İBB genel sekreter yardımcısı İdris Naim Şahin İBB personel daire başkanı Akif Gülle, İBB ulaşım ve mesken-gecekondu müdürü Mikail Aslan,  İBB ulaşım daire başkanı Mustafa Ilıcalı, İBB yol bakım ve onarım müdürü Zülfü Demirbağ, İBB kontrol daire başkanı Selami Uzun,

İBB genel sekreteri Adem Baştürk, İETT genel müdürü Nevzat Pakdil, İDO genel müdürü Binali Yıldırım, İBB teftiş kurulu başkanı Hamza Albayrak, İSKİ genel müdürü Veysel Eroğlu, Erdoğan’ın danışmanı Necmi Kadıoğlu, belediye ihale komisyonundan Basri Saygı-Mustafa Döner-Ömer Gaziler,

-Albayraklar grubu Mali Koordinatörü Nurettin Canikli, Kemalettin Göktaş, Mustafa-Kazım ve Muzaffer Albayrak

Şirketin ihale biriminden Hüseyin Yılmaz-M. Sami Polat-Tamer Öztürk-Osman Temur

-Albaraka Türk yönetiminden Kemal Unakıtan,

-Temürler gıdanın sahibi Ali Temur,   

-Kanal 7 ortağı İroni ajanstan Taci Erdemir-Mehmet Özhüsrev

-İGDAŞ a naylon fatura hazırlayan paravan şirketlerden Mehmet Şişman’ın da   

aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişi hakkında soruşturma başlattı.

Yapılan yolsuzluklarla ilgili davalardan bazı sanıklar ceza aldı, Erdoğan’ın da aralarında olduğu bazı sanıklar milletvekilliği zırhına bürünerek kurtarıldı, bazıları ise çete suçlarının DGM den ağır ceza mahkemelerine aktarılmasıyla sürüncemede bırakıldı. En son OHAL den de yaralanarak eski suçların üstü kapatıldı.

Erdoğan İstanbul belediyesinde kurduğu yolsuzluk çetesiyle 1 milyarlık servet biriktirdi. Refah partisinin kapatılması davasıyla oluşan boşluğu da kullanarak 2001 de parti kurup kısa sürede teşkilatlandırarak 2002 yılındaki seçimlere hazırladı.  Ülkenin ekonomik krizle boğuştuğu günlerde diğer partilerin rekabet edemeyeceği reklamlarla seçim kazanarak iktidara geldi.

AKP İKTİDARINDA ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA YANDAŞLARA PEŞKEŞ ÇEKİLEN KAYNAKLAR   

Erdoğan’ın iktidara geldikten sonra ilk icraatı devlet ihalelerini başbakanlığa bağlamak oldu, daha önce belediyede kurduğu suç örgütüne yeni ilaveler yaparak suç halkasını genişletti. Özelleştirme ihaleleriyle devam etmeyi düşündükleri yolsuzluk faaliyetlerine onay vermeyen Abdüllatif Şener’i Ekonomi bakanlığından aldı. Yerine “babalar gibi satarım” diyen İstanbul belediyesinden suç ortağı olan Kemal Unakıtan’ı getirerek özelleştirme adı altında yolsuzluklara başladı.

İlk dönemde özelleştirmeleri rahat yolsuzluk paylaşabilecekleri akraba şirketi Albayraklar’a verdiler; Erdoğan’ın belediye başkanlığına kadar şehir içinde otobüsçülükle geçinen İBB de ihalelere fesat karıştırdığı için 1 yıl ihale yasağı olan şirketin yasağını kaldırdı ve Sümerbak Ereğli Tekstil, Balıkesir SEKA, Trabzon limanı ihalelerini verdiler. İlk ihalelerden sonra gelen tepkiler üzerine farklı ilişkileri kullanarak yıllarca küçük iş yapmış yeni suç ortakları buldu onlara ülkenin dev kaynaklarını aktadırlar.

AKP döneminde yılların birikimiyle oluşmuş ülke kaynaklarından;  Sümerbank-Seka-Tekel-Petkim-limanlar-Türk Telekom- Et-balık-maden sahaları-devlete ait fabrikalar-tuzlalar-araç muayene istasyonları-şeker fabrikaları-gübre sanayi-santraller-elektrik dağıtımı-dereler-barajlar-ormanlar-köprüler-otoyollar-bankalar-sigorta şirketleri-özel hastaneler-marketler-marinalar-feribotlar-oteller- sosyal tesisler-porselen ve kundura fabrikaları dâhil devlete ait 140 bin taşınmaz satıldı.

AKP iktidarında özelleştirmeyle satılanlar;

-SEKA’nın Afyon-Balıkesir-Kocaeli-Çaycuma-Aksu-Taşucu tersane-Kastamonu-Karacasu- Akkuş-ArdanuçYibitaş Kraft torba işletmeleri Ankara alım satım binası ve 200 den fazla taşınmazları,

-SÜMER HOLDİNG’in Merinos halı-Eryağ-Adıyaman-Malatya-Bakırköy-Diyarbakır-Çanakkale sentetik-Beykoz deri-Sarıkamış ayakkabı-TÜMOSAN-Sivas dokuma-Manisa mensucat-Yeşilova battaniye-Bergama pamuk-Tercan ayakkabı-BUMAS-ERYAĞ-Mazıdağı fosfat-Akdeniz-Ortadoğu teknopark-İstanbul İmar işletmeleri makine teçhizat ve 150 ye yakın taşınmazları, ASELSAN-SÜTAŞ ve diğerlerine ait hisseler

-EBÜAŞ et balığın, Meybuz ve 54 taşınmazı-Samsun mersin soğuk hava deposu-Manisa kombinası 101 adet taşınmaz ve arsası,

-TEKEL Ankara başmüdürlük ikiz kuleleri, Adana-Tokat-Bitlis-İstanbul-Malatya-Samsun-Kıbrıs-İzmir Sigara ve TEKA puro fabrikaları, alkollü içki-Ambalaj-kaya tuzu-İnegöl Kibrit-Gemlik suni ipek-Kastamonu Jüt ipliği- fabrikaları, Kağızman-Kaldırım-Kayacık-Sekili-Yavşan-Tuzluca -Ayvalık-Çamaltı tuzlası Kristal tuz rafinerisi Bodrum-İstanbul-İzmir işletmeleri ve toplamda 160 civarındaki taşınmazı,

-TÜGSAŞ Samsun-Gemlik-İstanbul-Toros-Kütahya gübre fabrikaları, İstanbul-Tekirdağ-Tarsus-Fatsa-Urfa bina depo ve arazileri ile 23 taşınmazı- ve İGSAŞ hisseleri,

-ETİ Alüminyum-bakır-gümüş-krom-elektrometalurji işletmeleri,

-Linyit Kömür işletmeleri ve TKİ ye ait maden ruhsatları,

-Çayeli-Karadeniz-Samsun-Murgul bakır işletmeleri, Divriği Demir Madeni, Hekimhan Demir Madeni, Almüna madeni, Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikası, Ereğli Demir Çelik Fabrikası, İskenderun Demir Çelik Fabrikası, Yarımca Porselen Fabrikası, Romanya’daki Silisli Sac Fabrikası, BORÇELİK- KBİ Samsun bakır işletmesi-103 arsa-89 lojman-65 taşınmaz, Giresun’da iki Sinp’ta bir maden işletme hakkı,

-Enerji sektöründe PETKİM-TÜPRAŞ ve Usaş hisseleri 2 adet taşınmazı, İZGAZ-BURSAGAZ-ESGAZ-Başkent doğalgaz-TEDAŞ a ait 17 enerji dağıtım şirketi EÜAŞ a ait 18 termik 28 HES olmak üzere 50 ye yakın elektrik üretim santrali,

-TCDD Mersin-İskenderun-Derince-Taşucu-İsdemir-Erdemir limanları, TDİ Ankara ve samsun feribotu Karadeniz gemisi ve 1 Adet Taşınmaz, ATAKÖY Turizm A.Ş.-Otelcilik A.Ş.-Marina ve Yat işletmesi,

-TDİ Çanakkale şehir hatları ve 9 gemi-Karadeniz gemisi-Turan emeksiz yolcu gemisi-Yakıt II gemisi-Ankara-Samsun feribotları-, Çeşme-Dikili-Kalamış yat-Kuşadası-Trabzon limanları-Deniz Nakliyat 3 tankeri, Salıpazarı liman sahası(Galataport),

TÜRK TELEKOM, TEDAŞ arsa ve taşınmazları, GENOKSAN, TAKSAN,

TZD Sakarya işletmesi, Amasya-Kütahya-Adapazarı Şeker Fabrikası,

DiV-HAN A.Ş, TÜMOSAN, KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI, OYMAPINAR BARAJI, THY USAŞ hisseleri ve lojmanları, Sabiha Gökçen hava alanı,

Boğaz Köprüleri ve Otoyolların Gelirleri, Karayolları Araç Muayene istasyonları, DSİ ERCİYES Sosyal Tesisi,

-Bayındırlık Bakanlığı; ERCİYES Sosyal Tesisi, DSİ Erciyes sosyal tesisi, Karayolları ERCiYES Sosyal Tesisi,

-Emekli Sandığı; Ankara Emek iş hanı- Büyük Ankara oteli-Efes oteli-İstanbul Hilton Oteli-Tarabya oteli-Çelikpalas oteli-Kuşadası tatil köyü, Ataköy otelcilik, Kuşadası tatil köyü, Ataköy marina , Yeditepe otelcilik hisseleri,

Satıldı.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye Edildi), SSK Hastaneleri (Tasfiye Edildi), SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)

Devlete ait; Adana, Adıyaman, Besni, Kahta, Malatya, Akçaabat, Akhisar, Aydın, Muğla, Milas, Bafra, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Bursa, İnegöl, Hamdibey, Denizli, Acıpayam, Güney, Tavas, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Hatay, İskenderun, Yayladağ, Altınözü, İstanbul, İzmir, Cumaovası, Kemalpaşa, Tuzla, Yazıbaşı, Manisa, Kula, Salihli, Sarıgöl, Selendi, Osmancalı, Saruhanlı, Muş, Samsun, Tokat, Erbaa, Gümüşhacıköy, Taşova Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri ve Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Fabrikası Müdürlükleri ile,

Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlükleri kapatıldı,

TÜM İHALELER ERDOĞAN’IN GÖZDESİ 5-6 ŞİRKETE DAĞITILDI

Albayraklar yanında, AKP iktidarıyla hızla yükselen şirketlerden bir Cengiz inşaat oldu, yolsuzluk tapelerinde Başbakana verdiği rüşveti anlatıp topluma küfreden açıklamalarıyla tanınan Mehmet Cengiz; ETİ bakır- ETİ alüminyum-Anakara İstanbul hızlı tren inşaatı, Ilısu barajı Boğaziçi-Akdeniz elektrik dağıtım-Üçüncü hava limanı, Ankara-Sivas hızlı tren-Mersin Akkuyu Nükleer santral projeleri dâhil devletten milyarlarca dolarlık ihale aldı. Yolsuzluklara verdiği destekten dolayı iktidar partisi firmanın 424 milyon dolar tutarındaki vergi borcunu sildi.

AKP iktidarıyla yıldızı parlayan Nihat Özdemir’e ait Limak grup Özeleştirmeden Tekel ihalelerini, Sabiha Gökçen hava limanının 20 yıllık işletmesini, Akşam gazetesi, Sky Türk 360 televizyonunu aldı havuz medyasına katıldı.

Kolin grup ülkenin birçok yerindeki barajları HES leri, otoyol ve termik santrallerinin inşaatını üstlendi, 3. Hava limanının yapacak konsorsiyuma katıldı. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinde 4 büyük bölgenin dağıtımını üstlendi. Devletin kaynaklarının önemli bir bölümü grubun kasasına aktarıldı.

Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın genel müdürlüğünü yaptığı Çalık holdinge sabah ve ATV ihalesini alması için devlet bankalarından 3 yıl ödemesiz 750 milyon dolar kredi verildi ve devlet parasıyla iki büyük medya kuruluşu sahibi olduktan sonra TOKİ ihaleleri, enerji işlerinde önü açıldı.

17-25 Aralık tapelerinde geçen Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Sancak grup kanal 24-Star gazetesiyle havuz medyasına ortak oldu, BMC ihalesine tek başına girip alıp arsa zengini oldu, TSK ya kamyon belediyelere otobüs üretimini kamuya araç satma tekelini üstlendi.

Erdoğan’ın İHL den arkadaşı Aziz Toruna ait Torunlar grup bu dönemde olağan dışı büyüdü, emlak konut alanındaki tüm ihalelerin gözdesi oldu ve Torunlar GYO 6 milyar dolarlık aktif büyüklüğe ulaştı.

25 Aralık dosyalarına soruşturma açılamadığı için TCDD özelleştirme ihalelerinde yolsuzluklar takip edilemedi. Devlet eliyle kaynakların yandaşlara dağıtılmasında hızlı tren ihalelerinin bir bölümünü Cengiz inşaat alırken yenilerin Kolin inşaata göre hazırlandığı basında yer aldı. Kayırmacılık hızlı tren kazalarına davetiye çıkardı.

ÖZELLEŞTİRMELERDE BASINA YANSIYAN BAZI YOLSUZLUKLAR

Balıkesir SEKA satışında yapılan yolsuzluğun büyüklüğü sonra ortaya çıktı, 51 milyonluk fabrika ile birlikte 4 trilyonluk yedek parça, her biri 20 milyar değerindeki 185 lojman 2,8 trilyonluk enerji tribünü, 47 iş makinesi 1,1 milyon dolara Albayraklar’ın oldu.

Aynı firma yılda 2 trilyon kar eden Trabzon limanın 30 yıllık işletme hakkını 22 milyon dolara yani 1,1 trilyona aldı. Ceynak Lojistik Samsun limanın 36 yıl işletme hakkını 125 milyon dolara aldı.

10 sene önce 2,5 milyara satılan açılan davadan dolayı satışı iptal edilen şeker fabrikaları 2018 de 1,5 milyara satıldı satın alalardan birinin Cengiz İnşaatın naylon şirket olduğu ortaya çıktı,

Koç’un 8 milyar dolar teklif ettiği TÜPRAŞ, sadece posta kutusu adresi olan bir Rus şirkete 1,3 milyar dolara satılmak istendi, sonra %15 lik hissesi nasıl yapıldığı bilinmeyen bir blok satışı usulüyle Ofer grubuna 450 milyon dolara satıldı, Tekel alkollü içkiler bölümü tütün depolarındaki stoklar değerinin çok altında bir fiyatla satıldı.

Dünyadaki 3 entegre tesisten biri olan 4 milyar dolar değerindeki ETİ Seydişehir alüminyum fabrikası 7 ruhsatlı maden ocağı, 1304 lojmanı 210 yataklı misafirhanesi, 1 milyar dolar değerindeki Oymapınar hidroelektrik santrali, boksit maden rezervi, tesisin Antalya’daki liman ve sosyal tesislerinin tamamı satışa dâhil edilerek değerinin onda biri fiyatına 305 milyon dolara Erdoğan’a yakın bir firmaya (Cengiz inşaata) satıldı. Satış bedeli tesisteki madenlerin parasına bile karşılık gelmiyordu. Bu işlem için şirket kasasından hiç para ödenmedi, aynı grubun Karadeniz otoyolu inşaatı alacağından mahsup edilmesiyle hesap kapatıldı.

ETİ gümüş 2004 de kasasında 20 milyon dolar nakit parası varken 20 milyon peşin ödeme ile yani kendi kasasındaki paradan ödenecek şekilde 41 milyon dolara satıldı. ETİ elektrometalurji kasasında 5,5 milyon dolar nakit parası varken devlet şirketin kasasına tazminatlar için 10 milyon dolar koyduktan sonra 6 milyon peşinle 15 milyona satıldı. ETİ metalürji için alıcı firma hiç para ödemedi üstüne devletten para aldı. 13 milyon dolarla satılan ETİ bakıra devlet tazminatlar için 5 milyon dolar aktardı. 29 milyon dolar peşinatla satılan ETİ krom kasasında 19 milyon dolar vardı. 28 milyon dolara özelleştirilen ETİ Mazıdağı işletmesinde 19 milyon dolar değerindeki 800 ton üretim artığının 1 lira gibi gösterilmesiyle ortaya çıkan yolsuzluk meclis gündemine taşındı, ancak konun araştırılması AKP oylarıyla reddedildi.   

Ceylan grubun 52 milyonluk borcuna karşılık TMSF ye geçen Antalya Deluxe Resort otel 25 milyon dolara yandaş bir şirkete satılarak devlet 27 milyon dolar zarara uğratıldı. Manisa’da 3 milyon dolara özelleştirilip AKP yandaşına verilen Sümerbank arsasının bir bölümü 13 milyon dolara satıldı.

Erdemir 2 yıldır o bölgede arazi aradığı halde, özelleştirme idaresi Yarımca porselenin arazisini onlara satma yerine 30 milyon dolara özel bir şirkete sattı. Daha sonra aynı araziyi kamuya ait Erdemir 82 milyon dolara geri satın aldı, devlet kendi arazisinden 52 milyon dolar zarar etti.

2010 yılında 3 milyara özelleştirilen TEDAŞ hisseleri ödeme gecikince AKP yandaşı Cengiz-Limak-Kolin ortaklığına 2 milyara peşkeş çekildi. Akdeniz elektrik dağıtımını 1,6 milyara Doğuş grubu almışken bu firmanın çekilmesi sağlanarak 550 milyona yine yandaş bir şirkte devredildi, devlet bu işlemlerden 2 milyar dolardan fazla zarara uğratıldı.

120 milyon değerinde 154 lojman olan 290 milyon dolar değer biçilen Gemlik gübre fabrikası AKP döneminde 83 milyon dolara satıldı. İGSAŞ gübre içinde 60 milyon dolar nakdi varken 90 milyon dolara satıldı.

Kasasında 1,6 milyar nakit parası olan Türk Telekom’un karar yetkisine sahip % 55 lik hissesi 2005 te 1,3 milyar doları peşin kalanı 5 yılda ödenmek üzere satıldı, yani alıcı firma peşinatını kendi parasından ödedikten sonra hiç emek sarf etmeden üste 330 milyon doların sahibi oldu.   Yıllık karı 2,1 milyar dolar olan bir devlet kuruluşu yıllık 1 milyar taksitle satılmış alıcıya devlet imkânlarıyla yılda 1 milyar ekstra kazanç şansı sunulmuştu. İktidarın en büyük özelleştirmesi olan Türk Telekom’u alan yabancı şirket Türk bankalarına olan 4,7 milyar dolarlık kredi borcunu ödemedi, Telekom’un 5,7 milyar dolarlık (22 milyarlık) kazancını cebine attı.

CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu Türk Telekom’un özelleştirilmesinde kamunun 98 milyar TL zarara uğratıldığını; 11 milyar dolara ihale dilen şirketin değerinin 40 milyar dolar olduğunu, kurumlar vergisinin 10 puan indirilerek kamunun 2 milyar dolar zarara uğratıldığını, geçici işletme hakkını alan bir şirketin Telekom’a (kamuya) ait arazileri malzemeleri satarak, sabit ücret adı altında ek ücret alarak 11 milyar lira haksız kazanç elde ettiğini, Telekom’un varlıkları eritirken 15 milyar borçlandırdığını, toplam özelleştirme zararının 98 milyar olduğunu açıkladı.

25 Aralık dosyalarında olan ancak dava açılmasına izin verilmeyen piyasa değeri 1 milyar doların üzerindeki polis okulu arazisi Başbakanın oğlunun da ortağı olduğu Bosporus şirketine ihalesiz 460 milyon dolara verildiği, arazi üzerine yapılacak inşaatlarla devletin zararının birkaç milyar doları bulacağı tespit edildi. Sultanbeyli Paşaköy’de orman bakanlığına ait arazilerde 10 milyar dolarlık rezerve sahip maden işletmesinin usulsüz yöntemlerle aynı şirkete (Bosporus) verildiği, Özelleştirilmesi planlanan 14 termik santralinin başbakanın direktifiyle listeden çıkarılıp el altından aynı şirkete aktarılması için plan yapıldığı ortaya çıktı.

TCDD İzmir limanı yükleme boşaltma işi(yıllık 70 milyon dolarlık toplamda 2,1 milyar dolarlık iş) sözleşme tarihinde kurulan AKP ilçe başkanlığı yapmış birine ait Reha denizcilik firmasına ihalesiz 30 yıllığına verildi. Usulsüzlük duyulunca TCDD sözleşmeyi iptal etmek zorunda kaldı, bu kez Reha denizcilik TCDD aleyhine 225 milyon dolarlık tazminat davası hakkı kazandı.

TCDD nin 10 istasyon yenileme ihalesi AKP kadın kolları MKYK üyesi Emine Aliogluna verildi. 10 istasyonun yenileme ihalesi alan hanımın devletten mağdurlara verilen yeşil kartı aldığı ortaya çıktı.

İktisat gayrı menkul yatırım ortaklığı; 2004 te açık artırma yapılmadan Albayraklara ait Güneş turizme 4 yıl vadeli ödeme ile 18 milyon dolara satıldı. Daha sonra TMSF nin yaptığı değerlendirmeye göre firmanın İstanbul ve Bodrumdaki bina arazi ve otelinin toplam değeri 38 trilyon olduğu şirketin kasasında 11 trilyon nakdinin bulunduğu 48 trilyonluk şirketin 25 trilyona satılarak devletin 23 trilyon zarara uğratıldığı tespit edildi.

15 bin dolarlık Ankara feribotu ihale yapılmadan Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım’ın 24 yaşındaki oğluna 9 bin dolara kiraya verildi. Ucuza kiralanan feribot fiyat indirimi yaparak devletin işlettiği Samsun feribotunun yolcularını çaldı.   

İBB, ağır taşıtları için açtığı sigorta ihalesini 197 milyar lira ile AKP milletvekilinin ortağı olduğu Büyükkaya sigortacılık kazandığı ortaya çıktı.

Toprak Mahsulleri Ofisi üreticiden 390 bin lira karşılığında aldığı buğdayın sadece Kırşehir Kaman’da 10 bin tonluk kısmını ihracat yapmaları şartıyla birkaç şirkete zararına 140 bin liraya sattı. Şirketler aldıkları buğdayı ihraç edecekleri yerde 300 bin lira karşılığında iç piyasaya sürdüğü anlaşıldı. Bu işlemde ilgili firmaların 30 trilyon haksız kazanç elde ederken devlette bu kadar zarara uğratıldı.

2004 yılında TEKEL e ait 16 alkollü içecek işletmesi 292 milyon dolara AKP yandaşı Limak’ın da aralarında olduğu bir gruba satıldı, alıcı firma 2 yıl sonra sadece bu işletmelerden biri olan MEY İÇKİ yi 810 milyon dolara satarak 518 milyon kar elde etti. 5 yıl sonra MEY İÇKİ  2,1 milyar dolara satıldı.

2008 yılında TEKEL e ait 110 yaprak tütün işletmesi, 6 büyük fabrikanın bulunduğu tekel sigara 1,8 milyar dolara yabancılara satıldı. Ardından Türk tütüncülüğü yok edildi, fabrikalardan çok sayıda işçi çıkarılarak çalışan sayısı 31 binden 12 bine düşürüldü ülke istihdamına büyük darbe vuruldu. TEKEL’in 210 milyon dolar harcayıp yaptırdığı ikiz kuleler 100 milyona (110 milyon dolar zararın) TOBB a satıldı.

Kömür işletmeleri özelleştirildikten sonra devletin kömür ihtiyacı özel firmalardan karşılandı,   AKP yandaşlarına verilen Soma AŞ 2013 yılında devlete 2,3 milyon ton kömür sattı. Kömürdeki büyük kaya parçaları ayrılınca geriye 1,5 milyon ton kaldığı, yıkanınca sadece 768 bin ton kömürün kullanılabilir olduğu (%33 ünün) ortaya çıktı. Devletin sadece bu alımdan 50 milyon TL zarara uğratıldığı tespit edildi.

İktidar partisi ilk beş yıllık dönemde 43 milyar dolarlık, 2007’den 2015 yılına kadar ki sekiz yıllık dönemde de 37 milyar dolarlık olmak üzere toplamda 80 milyar dolarlık özelleştirme yaptı.

ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA ÜLKENİN HEM BİRKİMİNİ HEM DE GELECEĞİNİ SATTILAR

Bütün bu özelleştirmelerle kamu kaynaklarına elde edilen gelirlerin çoğu yolsuzlukla yandaşlara pay edilirken, ülkemiz buralarda sağlanan istihdamdan da mahrum kaldı, 1937 de açıldığında 2.500 kişinin çalıştığı Nazilli Sümerbank fabrikası gibi binlerce istihdam yeri satılıp çalışanların çoğu sokağa atıldı.

Aralarında Türkiye’nin en hayati kuruluşlarının da olduğu; Türk Telekom-Telsim-Avea-Türkcell(yarısı)-TGRT Fox-PETKİM-POAŞ-Enerjisan(yarısı)-TEKEL-Migros-Eczacıbaşı ilaç-İzocam-Demirdöküm-Döktaş-Beymen(yarsı)-Araç muayene istasyonları-Başak sigorta-Adabank-Finansbank-Oyakbank-Denizbank-Türkiye finans-TEB bank-MNG bank-Dışbank-Şekerbank-Yapıkredi(yarısı)-Garantibankası(yarısı)-Demirbank-Tekfenbank-Sitebank-C bank gibi kuruluşlar da yabancılara satıldı. Hatay’ın 3.7 milyon metrekare ve diğer şehirlerde metrekaresi bilinmeyen ölçekte arazilerinin önemli bölümü yabancılara satıldı.

Özel sektör hisselerinin yabancılar tarafından paylaşılması sağlandı, ülkede üretim yapan büyük firma hisselerinin çoğu yabancılara satıldı, borsada yabancıların payı %70 lere ulaştı. Gıda sektörü yabancıların eline geçti. Bebek mamasının %90 ı, 2 milyar dolarlık bira pazarının %50 si, sıvı yağ piyasasının %80 i, kahvenin %66 sı, çikolatanın en büyük hissedarı, fındığın tamamına yakını, gıda perakendecisi Carefoursa-Migros-Metro-Tesco gibi yaygın marketlerin tamamı, en önemli temizlik ürünleri markaları Mintax-Tursil-Persil-Alo-Hacışakir-Omo’nun tamamı, süt ürünlerinden Pınar-Ülker-Danone-Yörsan-SEK-Dimes gibiler, Ankara makarna-Piyale-Pastavilla gibi unlu mamullerin %70 i yabancılara geçti. TÜİK istatistiklerine göre imalat sektörünün %60 ı yabancıları eline geçti.

THY-Ziraat bankası-halk Bankası-TPAO-BOTAŞ-PTT-Türksat-Borsa-Çaykur  varlık fonuna devredilip Erdoğan aile şirketine dönüştü.  Böylece ülkenin en hayati kurumların yönetimi yabancılarla Erdoğan ve yakınlarına aktarıldı.

İktidar olmayan parayla yabancılara otoyollar, yüksek hızlı trenler, tüneller, barajlar yaptırıp borçlandı. Belediyeler doğalgaz firmalarını barajları alt yapı hizmetlerini yap işlet devret modeliyle dövizle borçlanıp yabancılara teslim etti.   Küçük ülkeleri yaptıkları yatırımlarla kendilerine bağımlı hale getirdikleri gibi ülkemizdeki en hayati kurumların yönetiminde yabancılar söz sahibi oldu.

Özelleştirme adı altında yapılanlar her konuda ülkeyi dışa bağımlı hale getirdi, ülkede tarım ve hayvancılık bitirildi, saman dâhil her şeyi ithal etmek zorunda kalındı. Tohum-ilaç-gübre-sulama dâhil her şeyi yabancıların elinde çiftçinin ürününü yabancı alıp işliyor.

Bor-boraks-tuz-doğal soda-altın gümüş-bakır-çinko rezervlerinin büyük bölümünün olduğu 140 bin kilometre karelik maden alanlarımız (Türkiye’nin %20 si) yabancılar tarafından işletilmekte.

Ülkenin yıllarca biriktirdiği tüm sermayesi satılmasına rağmen özelleştirme ihalelerinde yapılan yolsuzluk ve usulsüzlüklerden dolayı ülke borç batağına saplandı.

ÖZELLEŞTİRMELERİN SONUÇLARI

-Özelleştirmelerle büyük istihdam kayıpları ve sosyal tahribat yaşandı, bölgesel eşitsizlikler arttı,

-Vergi gelirleriyle kazanılmış varlıklar sermaye gruplarına dağıtılıp toplum onların mahkûmu haline getirildi,

-Ülke varlıkları değerinin çok altında satılarak özelleştirmeler bir yolsuzluk aracı haline getirildi,

-Şaibeli servet transferleriyle toplumun mülkiyetinde olan mallar siyasilerin yakınlarına aktarıldı,

-Devletin tüm varlıkları satılmasına rağmen özelleştirme gelirlerinin çoğu borç ödemeleriyle eritildi,

-Gelirler iktidarın plansız harcamalarını, bütçe açıklarını hatta bütçenin borç faizlerini bile karşılamaya yetmedi,   

-KİT ler tasfiye edilmesiyle ülkenin sanayi alt yapısı bozuldu ülke uluslar arası etkilere açık hale getirildi.

-Özelleştirmede kayırmacılık yapıldı milletin birikimleri arsa bedelinin altında fiyatla heder edildi.

-Tamamen parasal plan üzerine kurulu özelleştirmeden sonra alanlar ülkenin en gerekli üretim tesislerini kapatıp arsasından rant elde etmeye yöneldi.

-Satılıncaya kadar kar eden kuruluşlar iş bilmeyenlerce yönetildiği için zarar etti kapatıldı hem vergi hem de istihdam kaybı yaşandı.

Özelleştirmeden elde edilen gelirleri ülke kalkınmasında kullanacağı yerde kamunun israfla ortaya çıkardığı büyük açıkları kapatmakta kullanıldı, yani ülke kaynakları yok edildi.

-Özelleştirmelerin istihdamı artırmadığı aksine azalttığı,

-Yeni yatırımların ortaya çıkması yerine mevcut yatırımların yok edilmesine yol açtığı,

-Satışların blok satış yöntemiyle yapıldığı için ülke kaynaklarının iktidara yakın birkaç firmaya devredildiği,

-Bankacılık-Telekominikasyon-Petrokimya gibi birçok hayati sektörün özelleştirmeyle yabancıların eline geçtiği ülkenin dışa bağımlı hale geldiği,

-Alanların gelirlerinden yararlanırken devlete olan ödemelerde gevşek davrandığı bazılarında yolsuzlukla büyük kayıpların yaşandığı ortaya çıktığı aktarılmaktadır.

Özelleştirmelerde yapılan yolsuzlar sonucu İktidar partisi kendi zenginler kulübünü kurdu. Ancak satılan kaynaklardan vatandaş hiçbir şey kazanmadığı gibi gelecek nesillerin elindeki tüm fırsatlar da yok edildi.

 

Son güncelleme: 13:47 13.01.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı