• Turkhane Logo

Tarık Toros yazdı: Ben dövletim..!

'Türkiye öteden beri “gizli komünist” bir ülkedir. Son dönemde başındaki “gizli” kelimesi kalktı, o kadar. Tıpkı, “derin devlet”teki “derin” kelimesinin düşmesi gibi.'

03:53 02 Ağustos 2020 Pazar
Tarık Toros yazdı: Ben dövletim..!
'Türkiye öteden beri “gizli komünist” bir ülkedir. Son dönemde başındaki “gizli” kelimesi kalktı, o kadar. Tıpkı, “derin devlet”teki “derin” kelimesinin düşmesi gibi.'

Gazeteci ​Tarık Torosun KaranlıktakiAydınlıkte yayınlanan analizi şöyle:

Ben dövletim..!


Yok, yazım hatası yok.


Kelime de bana ait değil.

Bekir Coşkun’un 1990 tarihli kitabının adıdır esasen: Dövlet.

Orada geçer:

Gazeteciler Türkiye’nin toplam demiryolu uzunluğuna ihtiyaç duyar.

TCDD bunu vermeye yanaşmaz: Yassah hemşerim, tamim var!

Genelgeyle korunmuş mahrem bir bilgidir bu.

Ülkedeki rayların uzunluğu “devlet sırrı”dır.

Fakat bu sır, ortaokul ikinci sınıf kitaplarında vardır yani… 

Gazeteciler ne bilsin

Türkiye öteden beri “gizli komünist” bir ülkedir.

Son dönemde başındaki “gizli” kelimesi kalktı, o kadar.

Tıpkı, “derin devlet”teki “derin” kelimesinin düşmesi gibi.


Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, ailesiyle yemek yediği sırada polisler tarafından kimlik göstermediği için gözaltına alınmış.

Bir ilin baro başkanını, o ilin polisinin tanımaması pek görülmüş şey değil.

Polisler gerçekten tanımadıysa…

O baro başkanı, ilindeki onca hukuk dışı hadise karşısında yeterince aktif veya etkin değildir.

Metin Feyzioğlu’nun (ki Barolar Birliği Başkanı olduğunu hatırladığı nadir olaylardan biridir bu olay) tweet’inden öğreniyoruz,  bir ilin baro başkanı kanunen il cumhuriyet başsavcısı ile eşit kurumsal pozisyonda imiş.

Hatay Emniyeti açıklama yapmış.

Benim bu yazıdan uzun.

Şöyle başlıyor: “Görevli Polislerimizin bir şahsa kimlik sorduğu esnada çekilen görüntülerin bazı sosyal medya platformlarında yer alması üzerine…”

İlk cümlede olayı bitirmiş esasen:

-Polisim görevini yaptı, diyor. (P harfi büyük)

-Baro başkanına “bir şahıs” diye hitap ediyor.

-Konu Twitter’a düştüğü için açıklama yapıyoruz, demeye getiriyor.

**

Burada oturup uzun uzun, genelge, kanun veya kimi örnek uygulamalara atıflarla işin normalini anlatacak değilim. 

İnsanların emniyeti; 

-Onlara hissettirilmeden, 

-Yaşamın olağan akışı engellenmeden sağlanır.

İngiltere’de beşinci yılım. 

Bir kere bile polisle muhatap olmadım, kimlik/pasaport soran olmadı, üst aramasına maruz kalmadım.


Bir suça karışmış eşkale uyuyorsanız ya da ne bileyim olağandışı yaralanmış, misal kanlı bir suç aleti taşıyorsanız.. olabilir yani, istisnası budur. Polis şüpheli hallerde sizi durdurur, kontrol eder. Değilse hakkı yoktur.

Türkiye polis devleti oldu.

Polis kendini devlet sayıyor.

Bu durum yeni değil.

Sadece son dönemde şahikası yaşanıyor.

Barolar Birliği Başkanı dahi, “polisin kimlik sorma hakkı vardır” diye tweet atıyorsa kime ne anlatacaksın.

Takipçisi olacaklarmış 

Avukatlık camiası, takip edecek şey arıyorsa…

“Hapishanede kalmaları uygun değil” raporuna rağmen tahliye edilmeyen ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’a bakabilirler.


Hastaneye kaldırılmışlar.

Kaynak: KaranlıktakiAydınlık
 

Son güncelleme: 03:53 02.08.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı