• Turkhane Logo

​Usta sanatçı Mustafa Canan, şimdilerde 2 odalı gecekonduda yaşıyor

Bir döneme damga vuran isimlerden İstanbul Radyosu sanatçılarından bestekar Mustafa Canan, ablasıyla birlikte yaşadığı iki göz odalı gecekonduda sanat dünyasının ilgisizliğinden yakındı.

13:09 25 Eylül 2017 Pazartesi
​Usta sanatçı Mustafa Canan, şimdilerde 2 odalı gecekonduda yaşıyor
Bir döneme damga vuran isimlerden İstanbul Radyosu sanatçılarından bestekar Mustafa Canan, ablasıyla birlikte yaşadığı iki göz odalı gecekonduda sanat dünyasının ilgisizliğinden yakındı.

Türk Halk Müziğinde bir dönem adından sıkça söz edilen, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliğine (MESAM) kayıtlı 100ün üzerinde eserinin bir bölümü bazı ünlü ses sanatçıları tarafından seslendirilen eski TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından bestekar Mustafa Canan (77), Yalovada yaşadığı köy evinde sanat dünyasının ilgisizliğinden yakındı.

/

10 ESERİN TELİF HAKKI 25 TL

Yalovanın Çınarcık ilçesine bağlı Koru beldesindeki evinde 14 yıldır ablasıyla yaşayan Mustafa Canan, senede 10 eserin telif hakkı için sadece 25 lira civarında para alıyor. Ablasının emekli maaşı ve bağlamakursu vererek elde ettiği gelirle yaşamını sürdüren, maddi anlamda bir sıkıntı yaşamayan Canan, sanat dünyasının kendisini unutmasına üzülüyor.



DÖNEMİN ÜNLÜ SESLERİNİ DİNLEYEREK KENDİNİ YETİŞTİRMİŞ

Diyarbakırda doğduğunu ancak babasının memuriyeti dolayısıyla Şanlıurfada büyüdüğünü belirten Canan, bu iki kentte dönemin ünlü seslerini dinleyerek, kendisini geliştirdiğini söyledi. Canan, genç yaşında Adanaya yerleştiğini ifade ederek, burada Adana Musiki Cemiyetine giderek nota öğrendiğini aktardı.

MÜSLÜM GÜRSESE DERS VERDİM

Askerlik dönüşünde, 1961 yılında Adana Radyosunun açıldığını, o dönemlerde Çukurovadan Sesler grubunu kurduğunu anlatan Canan, şöyle devam etti:
Adanada 100 yakın öğrenci yetiştirdim. Halk Ozanları Cemiyeti açtım, orada da 25 sanatçı yetiştirdi?m. Müslüm Gürses, 15-16 yaşlarında Adanaya geldi. Bir müteahhit arkadaşım getirdi onu. O dönemde bir süre ders verdim kendisine. Adanadaki sanatçılar beni taklit ediyordu çünkü sahnelere hep ben çıkardım. Bir tek klasik müzik okuyan Necati Ateş vardı. Orada bir ekol oldum, uzun havalarla ün salmıştım. Sonra İstanbulda bir plak çıkarttık.

15 KİŞİ SINAVA GİRDİK, 2 KİŞİ ALDILAR

Canan, 1960lı yılların sonunda zorlu bir sınavdan geçtikten sonra TRT sanatçısı olduğunu dile getirerek, 15 kişinin girdiği sınavı kazanan iki kişiden biri olduğunu söyledi. 1976ya kadar burada çalıştığını belirten Canan, 1975te Türkiye çapında Akşam gazetesinin düzenlediği ses yarışmasında 500 kişi arasından birinci olduğunu anlattı.

55 YILDIR MÜZİK DERSİ VERİYOR

Yarışmada kazandığı Altın sazın ardından TRTden ayrıldığını ifade eden Canan, Önce Kıbrısta sonra Avrupanın birçok kentinde sahne aldım. 1982de Türkiyeye döndüm, İstanbul Erenköyde dershane açtım. Orada da birçok kişiyi yetiştirdim dedi.

Hayatı boyunca müzikle iç içe olduğuna vurgu yapan Canan, şunları kaydetti:
Ud, cümbüş, tambur, bağlama, piyano ve kaval çalıyorum. Bağlama ağırlıklı olmak üzere bunların dersini veriyorum. Yağlı boya tablolar ve halen beste yapıyorum, şiir yazıyorum. 55 yıldır müzik dersi veriyorum. Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) liste gönderdi kayıtlı 100ün üzerinde bestem var. En önemli bestem Aşık mısın arkadaş, Önce ben sonra İbrahim Tatlıses okudu. Belkıs Akkale beste istedi verdim. Kemal Sunalın oynadığı Salako filminin müziği Emine türküsü var.

Bunu İbrahim Tatlıses de seslendirdi. Senede 10 eserin telif hakkı için 25 lira civarında ödeme yapıyorlar. Herkes eserlerimi okuyor. Eserlerimi tahrif ediyorlar sözüm olmayan bir söz ekliyorlar. Buna rağmen hakkımı alamıyorum. Burada oturuyorum çok şükür hiç bir şeye ihtiyacım yok, ablamla beraber kalıyoruz.

BİR HALK MÜZİĞİ SANATÇISI TÜRKÜ OKUYACAKSA...

Halk müziğinin çok farklı olduğuna dikkati çeken Canan, Halk müziği beni bana anlatıyor, seni sana anlatıyor. Yöremizi geleneğimizi, anlatıyor. İki insan oluyorsun. Şimdiki sanatçılar duyduklarını okuyorlar. Eğer bir halk müziği sanatçısı bir türküyü okumak istiyorsa yerinden öğrenecek yalan yanlış okumayacak. Yorum yapayım diye eseri tahrif etmeyecek ifadelerini kullandı.

BİR MUHABBET BEKLİYORUM

Sanat dünyasının ilgisizliğinden yakınan Canan, Türkiyede sanatçıların öldükten sonra hatırlandığını söyledi. Maddi bir sıkıntı içinde olmadığını aktaran Canan, Herkesin yatı, katı var benim yok. Ben Eserimi yayınlayın beni programlara çıkarın. diye yalvarmıyorum. Şarlatanlık yapamam, televizyona çıkayım diye yapımcılara yalvaramam. Benim üzüldüğüm konu, sanatçı yalnız kalmamalı. Sanatçı ne hikmetse Türkiyede sahneyi bırakınca o topluluktan uzaklaşıyor, hiç kimse ne arıyor ne soruyor. İnsan bir telefon açar, insan o kadar emek veriyor dedi.

Kapısının herkese açık olduğunu belirten Canan, Nasılsın, iyi misin? diyen yok. Ben öldükten sonra ha bestemi çalmışsın ha çalmamışsın bir yararı yok. Ben hayattayken arayın sorun. Kimseden para pul istemiyorum, bir dostluk bir muhabbet bekliyorum. Sanatçılar öldüklerinde cenazeleri kalabalık oluyor. Bilmiyorum gösteriş için mi yapıyorlar. Sağken gi?di?p halını hatırını sormadın öldükten sonra adamın senin onun cenazesine gittiğinden haberi bile olmuyor. İki kişiyle de gömülebilir. Hayattayken git halini hatırını sor sözlerine yer verdi.

Son güncelleme: 13:09 25.09.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı