• Turkhane Logo

Sahte Mehdi buyurdu: Beni seven şelaleye atlasın!

Güvenlikçi akıl, Adnan Oktar ve cemaatine yapılan operasyondan sonra, Tuncer Çiftçi’ye yönelik de operasyon istiyor. Oysa sıradan bir tele-vaiz'in gözlerine bakan 'mütedeyyin' kadınlar, "Önünde talebe, arkanda askeriz" diyor, şelaleye atlıyor.

11:20 28 Temmuz 2018 Cumartesi
Sahte Mehdi buyurdu: Beni seven şelaleye atlasın!
Güvenlikçi akıl, Adnan Oktar ve cemaatine yapılan operasyondan sonra, Tuncer Çiftçi’ye yönelik de operasyon istiyor. Oysa sıradan bir tele-vaiz'in gözlerine bakan 'mütedeyyin' kadınlar, "Önünde talebe, arkanda askeriz" diyor, şelaleye atlıyor.

Kronostaki habere göre; saray turkuazı gömleği, henüz boyanmış hissi veren geriye taranmış seyrek saçları ve ‘temiz’ yüzüyle “Başka bir abla konuşsun…” diyor.

Şimdilik arkasındaki fonda Osmanlı armaları yok. Ekranın sağ üst köşesinde madeni para büyüklüğünde ”t’ logosu dönerken, sağ alt köşede biraz daha büyük ‘Hoş Sohbetler’ logosu var. ‘Tele-vaiz’ Tuncer Çiftçi ‘televizyon seanslarından’ birini daha eda ediyor.

Ağlamaklı kadın söze ‘Selam-naleyküm…’ diye başlıyor:


“Benim de tıpta çaresi olmayan iltihaplı romatizmam vardı. Midemde reflü-gastrid, gözümde alerji vardı. Görme bozukluğum vardı… Allah’ın izniyle size mesaj attım, geçti!”

HÜZÜN STÜDYOSU…

Stüdyodaki hüznün dozu yükselirken kendisinin kaza namazlarına da başladığını, eşinin ise beş vakit namazlarla birlikte kalan kazaları tamamlama gayretinden bahsediyor genç kadın.

Ağlamaklı yüz yoğun gözyaşlarına ve hıçkırıklara dönüşürken ‘mütesettir’ ve ‘mütedeyyin’ kadın sözlerini zor tamamlıyor:

“Bu bir mucide! Gelin, bakın neler oldu… Bi duayla insanlar şifa buluyorsa, demiyorlar mı bu veli midir, deli midir? Hızır aleyhisselam mıdır, nedir, araştıralım bulalım. Ümmeti Muhammed uyansın, peşinde koşalım… El ele tutuşalım, gidelim, huzuruna varalım. Ümmet-i Muhammed’in gözlerini aç rabbim, yalvarıyorum. Aç, görsünler… N’olursun, Allah’ım!”

‘ÖNÜNÜZDE TALEBE, ARKANIZDA ASKERİZ’

Sonra İstanbul Esenler’den gelen başka bir hemcinsi “Televizyonda sizi tesadüfen rastladım” diyor. Sonuçtan o da memnun, “Burada bir şifa dağıtılıyor, burada hem dünyadaki hem de ahiretteki hastalıklara bir şifa var, huzur var… 20 yıllık tansiyon hastasıyım, sizden dua aldım, kurtuldum. Sizi iziledikçe değişik bir şeyler hissediyorum kendimde, bir huzur geliyor.” diyor.

Daha sonra başka biri, “Yanınıza geldim, dua aldım, bütün ağrılarım kesildi. Bir sıcaklık geldi, omuzumdan girdi, topuklarımdan çıktı…” derken, sözünü “Rabbim önünüzde talebe, arkanızda asker eylesin.” diye bitiriyor.

DUYGULAR ‘ŞELALE’: BENİ SEVEN SUYA ATLASIN!

Yıllardır ev ortamlarında, televizyon ekranlarında kendini ‘şifacı’ olarak tanıtan ve daha çok, “Çok güzel şeyler yaşıyoruz’ diyen dindar ev kadınlarını etrafında toplayan İzmit’li Tuncer Çiftçi, hislerin ‘şelale’ olduğu videosuyla bir kez daha gündeme geldi.


İnsanların dini duygularını istismar etmekle suçlanan Çiftçi, Fox TV’deki bir televizyon tartışmasında hekim Arif Verimli’yi suçluyordu. “Beni ziyarete gelenlerden birinin annesi size muayeneye gelmiş. Ücreti 250 milyon mu, 400 milyon mu neymiş” diye çıkışırken, Verimli, dayanamıyor, lafı şakaya getirerek “Yok 550!” diyor. Çiftçi’nin yanıtı, “Gördüğünüz gibi insanları biz değil, sizler suistimal ediyorsunuz!”

Evet, İzmit’te ortaya çıkan, önce Gonca FM isimli radyoda, ardından çeşitli televizyon kanallarında yaptığı dua seanslarıyla dikkati çeken, kanseri, bazı hastalık ve dua ile tedavi ettiğini ima eden, kendini bu şekilde pazarlayan Tuncer Çiftçi’nin son ‘şelale terapisi’ büyük ilgi çekti.

‘MEHDİ TÜRKİYE’DEN, MESELA BEN…’


Oysa şimdiye kadar halkın dini duygularını istismar ettiği iddiasıyla pek çok kez suç duyurusunda bulunulan, savcılıklara şikâyet dilekçesi verilen Çiftçi gemisini bu defa dağ başında bir şelalede yüzdürmek istedi. Başardı da… “Beni seven suya atlasın” ricasını sevenleri kırmadı.

Bakalım, dua seansı düzenlediği kanallardan birine, “Bende bir keramet var. Benimle uğraşanı Allah cezalandırır” dediği gerekçesiyle RTÜK tarafı
cezası verilen Çiftçi, nakdi cezalarla kurtulabilecek mi?

Sosyal medyaya görüntüleri düşen ve hızla yayılan videoda Tuncer Çiftçi, “Beni en çok sevenler şelalenin altına girecek ve çıkacak” diyerek kadınların bir şelalenin altından geçmesini istiyor. Onların gülünç durumları
girmek istememeleri karşısında kahkahalarını gizlemeyen Çiftçi, kimi sevenlerinin de suya dalmasını istiyor.

MEHDİ ‘MESAİYE’ BAŞLADI!

Sohbetlerinde isim vermeden kendisinin Mehdi olduğunu iddia eden Çiftçi, Mehdi olduğunu ima ediyor.

Yaşlı kadınları kandırarak ‘cennet’ garantili mezar yeri satan, kutsal ekmekten tutun da kutsal çiçek satışına kadar her yoldan para kazanmaya çalışan Tuncer Çiftçi, sahibi olduğu şirket tarafından hazırlanan Gonca’nın Özlemi dergisinde kendini tarif ediyor: Allah dostlarının ortak görüşü: Hz. Mehdi görevine başlamıştır!

Bu şekilde kendisini mehdi ilan eden Tuncer Çiftçi, iç sayfalarda da mehdinin özelliklerini tek tek sıralarken kendisini tarif ediyor. Mehdinin Türkiye’den çıkacağını iddia ettikten sonra boyundan kilosuna, burnundan saçlarına, kaşlarından gözlerine fiziksel özelliklerini anlatıyor, “Ona çiftçi denecek” diyor.

Dergisinde ‘mehdi’ konusuna sayfalarca yer veren Tuncer Çiftçi, “tıpkı kendisi gibi mehdinin de 30 ile 40 yaşları arasında olacağını, tıpkı kendisinde olduğu gibi sağ yanağında bir ben bulunacağını, tıpkı kendisinin oluşturduğu topluluk gibi kadınların da içinde bulunduğu 313-314 kişilik bir gruptan çıkacağını, tıpkı kendisi gibi alnının açık, burnunun ince ve iri gözlü olacağını, tıpkı kendisi gibi orta boylu olup büyük bir şehirde doğacağını” anlatarak kendisini işaret ediyor.

Güvenlikçi akıl ise, Adnan Oktar ve cemaatine yapılan operasyondan sonra, Tuncer Çiftçi’ye yönelik de operasyon yapılması isteniyor.

‘BENİM DE AÇIK BİR KAPIM OLSUN’

Oysa ev dolup taşıyor…

Ödemişten geldiğini söyleyen orta yaşlı bir kadın diz kırmış, kendisini tasdik eden arkadaşların yanında hem derdini anlatıyor, hem içini döküyor.

N.U. adlı kadın, konuşuyor da konuşuyor:

“Benim de bir kapım olsun, açık bir kapım olsun. Peygamberimiz zamanında bulunamadık, dedim. Bu zamanda başka bir veli kulun var mı dedim. Bir mucize ama… Yani dedim, bilmiyorum, dedim. Günlerce aylarca gittim. Başka toplantılara gidiyorum ama feyz almıyorum. Ben senin sevmediğin bir kul muyum, dedim. Allah’ım beni affet, bana da bir kapı aç dedim.

Evliya mı olacak, veli mi olacak, şehit mi olacak, gideyim ona tabi olayım, feyz alayım. Uykusuz kaldım, televizyonu açtım. Kanalları dolaştım. 1000’lere kadar geldim. Sizin kanalı buldum.

Siz çıktınız. Gözlerinizden çok etkilendim abim…”

Son güncelleme: 11:20 28.07.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı