Aydın’ın Karacasu ilçesinde yaşayan Sosyal Bilgiler Öğretmenliği mezunu Hüseyin Çoban, atanamayınca mezun olduğu lisede 6 yıl kantin işletti. Kendisini yetiştiren öğretmenlere yıllarca çay servisi yapan Çoban, kira bedelinin artması nedeniyle kantini devretmek zorunda kaldı. Çoban, “Babam üniversite okumamı istemiyordu, haklıymış. Emek verdim ama karşılığını alamadım” dedi.
Üniversite sınavında Türkiye genelinde ilk 20 bin öğrenci arasına girerek Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazanan 34 yaşındaki Hüseyin Çoban, mezuniyetinin ardından atanamayınca doğup büyüdüğü ilçede yaşamını sürdürmeye karar verdi.
Bir süre ücretli öğretmenlik yapan Çoban, daha sonra 6 yıl boyunca mezun olduğu lisede kantin işletmeye başladı. Çoban, “kendisini okutan öğretmenlere çay servis ettiği” yılların ardından, okulun yıkılıp yeni binaya taşınmasıyla birlikte yapılan ihalede kira bedelinin yükselmesi nedeniyle kantini devretmek zorunda kaldı.
“Mezun olduğum okulda kantincilik yapmaya başladım”
Yaşam hikayesini anlatan Hüseyin Çoban, “2009 yılında mezun olduğum okulda kantincilik yapmaya başladım. Başta zordu ama sonrasında düzen kurdum. Giderleri düştükten sonra elime asgari ücret kadar para kalıyordu ama mutluydum. Eşime, çocuğuma bakabiliyordum” dedi.
Okulun yeni binasına taşınmasıyla birlikte kantin ihalesine girdiğini ancak bedelin çok yükseldiğini söyleyen Çoban, “Nazilli’den gelen biri, yıllık 360 bin lira teklif verdi. Ben en son 30 bin liraya çalıştırıyordum. Bu rakamları duyunca teklif bile veremedim” diye konuştu.
“Burada yaşamak istiyoruz ama yaşam alanı kalmadı”
Karacasu’da gençlerin istihdam sorununa dikkat çeken Çoban, “Biz Karacasu’nun çocuklarıyız. Burada yaşamak istiyoruz ama yaşam alanı kalmadı. Karacasu gelişsin istiyorsak Karacasulu gençleri korumamız gerekmiyor mu? Karacasu’yu yönetenlerin de bunu gözetmesi gerekmez mi?” ifadelerini kullandı.
“Öğretmen olduk, yaptırmadılar; kantinci olduk, onu da aldılar elimizden”
Çoban, “Şimdi öğretmenlik yapalım, yaptırmıyorsunuz. Kantincilik yapalım, onu da aldılar elimizden. Çarşıda bir yer açalım diyoruz, kira bedelleri uçmuş. Çocuk bakmak zorundayım, aileme bakmak zorundayım” dedi.
Belediyede çalışmak istediğini ancak “lisans mezunu olduğu için uygun iş bulunmadığı” gerekçesiyle reddedildiğini anlatan Çoban, “Ben her işi yaparım dedim. Süpürgeyi de alırım, çöpçülük de yaparım. Yeter ki memleketimde kalayım. Ama bu şehirde çöpçü bile olamıyoruz” diye konuştu.
“Babam üniversite okumamı istemiyordu, haklıymış”
Zorluklarla kazandığı diplomanın karşılığını alamadığını dile getiren Çoban, “Babam üniversite okumamı istemiyordu, haklıymış. ‘Keşke okumasaydın’ diyordu bana. Onu haklı çıkardık ama kendimizi haklı çıkaramadık. Emek verdim ama karşılığını alamadım” dedi.
Mezun olduğu okulda kendisini yetiştiren öğretmenlere yıllarca çay servisi yaptığını anlatan Çoban, “Dereceyle çıktığım okulda beni okutan öğretmenlere çay dağıttım. Hiç gocunmadım ama üzücü. Hayalini kurduğum meslek öğretmenlikti ama yaptığım iş çaycılıktı” ifadelerini kullandı.
“Karacasulu gençlerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek istiyorum”
Şu anda geçici işlerde çalıştığını belirten Çoban, “Bu röportajı verirken kimseden bir beklentim yok. Sadece Karacasulu gençlerin yaşadığı sıkıntılara dikkati çekmek istiyorum. Karacasu’da yaşamak, çocuklarımızı burada büyütmek istiyoruz. Biz Karacasu’yu seviyoruz diye suçlu olmayalım” dedi.







