• Turkhane Logo

Şenol Güneş: İstersem Messi'yi oynatmam

Beşiktaş'ın başarılı teknik direktörü Şenol Güneş, Gazete Habertürk'ten Kartal Yiğit ve Meriç Müldür'ün sorularını yanıtladı.

10:04 21 Aralık 2017 Perşembe
Şenol Güneş: İstersem Messi'yi oynatmam
Beşiktaş'ın başarılı teknik direktörü Şenol Güneş, Gazete Habertürk'ten Kartal Yiğit ve Meriç Müldür'ün sorularını yanıtladı.

Cenk Tosun’dan Jeremain Lens’e, FIFA kokartı iptal edilen Cem Satman’dan Tolgay Arslan’a, Video Yardımcı Hakem uygulamasından transfere kadar birçok konuda samimi açıklamalar yapan Güneş, Bayern Münih maçıyla ilgili de konuştu.

İşte Şenol Güneş’in açıklamaları…

-Ricardo Quaresma özelinden yola çıkarsak, takım içindeki dengeleri nasıl ayarlıyorsunuz. Bunun için neler yapıyorsunuz?

Oyuncuların karakteri çok önemli… Onun altında hataları düzeltiyoruz. Ricardo Quaresmanın hala iç dünyasında farklılıkları vardır. O da kendini düzeltmeye çalışıyor. Oyundan çıkarken sorunlu. İdmanda da yapıyor. Bazen iyi, bazen sıkıntılı. Konuşmalarımızda ilişkilerimizde oluyor. Ben anlatırken ona uyuyor. Ama yapmıyor da bazen. Hiç sesi çıkmayan da yapıyor.

Sesi çıkmayanların durumu daha tehlikeli… Adam beni alkışlıyor şimdi ya sonra belki yuhalayacak. Adamı kazanacaksın. Ben hep şuna benzetiyorum. Kasanın içinde elmanın biri çürükse o kısmını temizleyeceksin. Olmadı o zaman atacaksın. Hoşgörü göstereceğiz. Ama taviz veremeyiz. Bunu yaparsak diğerlerini, takımı kaybederiz. Adam çok koşuyor ama yetenekli değil onu oynatamam.

“TOLGAYIN ÇOK KIRILMALARI OLDU”

Bazen tartışmalar olur. Oyun içinde bağırıyoruz. “Lütfen koş” da dersin, “Koş lan” da dersin. Bu algılama ile alakalı. Bunu yapınca “Hoca ile oyuncu tartıştı” diyorlar. Bazen hoca “Yavrucuğum koş” der. Adam dönüp “Bana niye yavrucuğum” dedin diye tartışır. Adam isterse kafasına koymuşsa kavga eder. Hayat çok şey öğretiyor. Adam bana bakarsa öğrenir. Öyle oyuncu var ki gelişme kaydeder ama durup dururken “Bana güvenmiyorsun” der. Güvenmiyorsam burada ne işin var?

“RAKİBE DEĞİL KENDİMİZE GÖRE OYNARIZ”

– Maçlara hazırlanırken rakibe göre plan yapıyor musunuz?

Osmanlı maçının temposu iyiydi. Son 10 dakika oyun disiplininden kopmalar oldu. Hücuma gidiyoruz, adamlar geliyor. Onların dağılması lazım, biz niye dağılıyoruz? Gole gitmek önemli ama takımın yarısı önde yarısı arkada… Korner atıyoruz, gol yiyoruz. Bu ne maçı ya! Böyle gol mü yenir yahu! Güzel maç demek, doğru oynanması ve göze hoş gelmesi demektir. İşte bu ikisi olursa mükemmel… Yetinmek değil, şükrederim. Bu işi yapıyorsak en iyisini yapacağız…

Bir takımla oynayacaksak zayıf ise ona göre, güçlü ise ona göre niye oynayalım? Kendine göre oynayacaksın. Sahneye çıkan sanatçı da öyle… Bir sanatçı bin kişi önünde güzel söylesin 5 kişiye kötü söylesin, öyle olmaz. Biz işimizle değerliyiz. Oyuncu da öyle…

“YÖNETİM BENİ, BEN TAKIMI YÖNETİRİM”

-Beşiktaşa çok ivme kazandırdınız. Bunun sırrı nedir?

Tek başıma bunu yapamam. Bu ekip işi. Kolay değil. İyi olduğu zaman paylaşım olur, kötü oldu mu tam tersi. Önemli olan ilke ve prensipler. Bunu iyi koruduğunuz zaman olur. Bunu önce başkan ve yönetim yapar. Sonra takım. Takım adına hoca, hocanın altında oyuncu, personel, medya, taraftar, hepsi var… Bu camia büyük…

Benden de, başkandan da önce Beşiktaş vardı, bundan sonra da olacak. “Bensiz olmaz” diyemeyiz. İşler iyi gidince “Ben yaptım” dersin ama kötü gitti mi, öyle demezsin. Mazaret ararsın o zaman senin varlığının anlamı olmaz. İşler dört dörtlük mü, hayır. Daha yapacak şeylerimiz var. Bu kulüp yapısı, ekonomi ile ilgili. Türkiyenin de sorunu bu. “Şenol, Fikret, Ahmet, Hüseyin yaptı” diyorsun, demek zorunda kalıyorsun. İlkeleri oturtacak tam düzen yok.

Ben buraya erken de geç de gelsem önemli değil. Önemli olan bu sistemde yerim ne? Ben takımı yönetiyorum, yönetim de beni. Benim aldığım her karar yönetimi ilgilendirir. Ben takımı burada yönetirken benim işime karışamaz, ben de oyuncuya karışmam saha içinde. Yapmazsa ne olur, oynatmam. Yönetim işini, ben işimi yapacağım.

İSTERSEM MESSI’Yİ OYNATMAM”

Özgürlüğü oyuncuya vereceksin. Her alanda. O özgürlük benim üstüme çıkma anlamında değil. Ben de yönetimin üzerine çıkamam. Bu olgu yerleşmedi. Bazen oyuncu hocanın üzerine çıkıyor. Hoca iyi olduğu zaman başkanın yönetimin üzerine çıkarıyorsun. Messi bizim takımda oynuyor mesela her şeyi iyi yapıyor, istersem oynatmam. Ne kadar başarılı olursa olsun, oyuncu hocanın üzerine, hiçbir hoca da yönetimin üzerine çıkamaz.

İşimi iyi yapıyorum “Her şeyi ben yapıyorum” demek değil. Hep beraber yapacağız. Hepimizin ortak duygu düşüncesi olmalı. Takım odur. “Ben hocayı seviyorum oynuyorum, sevmiyorum oynamıyorum” anlayışı bana göre değil. Yok öyle. Tesise giriş çıkış bana göre değil, başkana da değil. Hep beraber karar alınmalı. Ben gittikten sonra o zaman düzen dağılır. Burada bir grup var. Buradaki aşçı bile önemlidir. Mesela maç günü yanlış yemek yaptı, midesi bozuldu oyuncunun, oynayamadı ve yenildik 3 puan gitti. Oyuncunun derdi benim derdimdir. Bilerek yaptıysa buna izin vermem.

Binlerce milyonlarca taraftar senden güzel futbol bekliyor. Allah sana bir şans vermiş. Herkese vermemiş. Millet tarafından sevilmek sayılmak… Bunun bir bedeli olacak. Futbolcuyu suçlamak için söylemiyorum, hepimizde var. Sabah geliyorum çimci geliyor, malzemeci geliyor. Niye, işi var diye. Sen kaçta geliyorsun. Saat 4te idman, 3te geliyorsun. Gelebilirsin ama işinden heyecan duymalısın. O, 1 kazanıyor sen 100 kazanıyorsun. Biz daha çok yorulacağız.

Yorulmaktan rahatsız olmaktan ziyade yaptığın işten zevk alacaksın. Mutlu olacaksın. Babam bana büyük sermaye bıraktı ben onu kullanıyorum, benim eserim değil ki. Erken geç fark etmez, işinden zevk al. Özverili olmak önemli… Biz iyiyiz. Bu benim için, takım için değil, herkes için geçerli.”

“ESKİDEN KALECİLERE ‘APTAL DERLERDİ”

Ayakta kalmak için her gün bir şeyler yapacaksın. 1 yıl değil, 50 yıl böyle devam ediyorsun. Ömür bu. 1 gün yalan söyledin milleti kandırdın, cin gibisin. Kendini nasıl kandıracaksın. Ömür boyu böyle mi gider? Düzgün olmak aslında erdemlik değil, çok başarılı bir yöntem. Kaleciliğin verdiği en büyük değer farklı düşünmem. Kaleci farklı duran, farklı giyinendir. Forması bile değişik yahu.

Kaleci çok akıllıdır. Niye o arkası dönük değil, hep önü dönük. Eskiden kaleciye “aptal” derlerdi. Niye derlerdi, kimse kaleye geçmek istemezdi. Koşmayacak adam kaleye geçerdi. Saf derlerdi, halbuki zeki adamdır kaleciler. Hatta geçen yoktu, sırayla geçilirdi. Zeki olmak zorundadır. Öyle bir zamanda takımı kurtarır ki, sabır, özveri… Herkesin hatasını kapatır ama onun hatasını kimse kurtarmaz. Bazen kaleciyi görürsün. Adam 18 dışından şut atar. Kaleci bağırır önündekilere: ‘Niye vurduruyorsun? Daha ne istiyorsun, vurdurmasalar ne işin var senin orada?



“BEŞİKTAŞ KOLTUĞUNUN DEĞERİ VAR”

50 yıldır futbolun içindeydim. Futbol bana her şeyi öğretiyor. Bazen sana iyilik yapanı anlamıyorsun. Ya da kötülük yapmış, o an anlamıyorsun sonra anlıyorsun. Bizim dönemimizde futbol işsiz güçsüzlerin işiydi. “Serseri ahlaksızların işi” derlerdi. İtibar görmezdi. Evlilikte kız bile verilmezdi. Ama ben okudum da aynı zamanda. “Serseri değilim, ahlaksız değilim” dedim kendi kendime. Adam “efendi” diyor. Efendi olmak zorundayız zaten.

Genel ahlak yapım; fırsatçı iş üretmeyen her türlü alemi yapan biri değilim. Sanat ve spor dünyasında böyle tartışmalı şeyler oluyor. Bulunduğun mesleğe katkı yapman lazım… Şu koltuğa oturdun mu, bu koltuğun değeri var. Beşiktaş Teknik Direktörüsün. “Ben buraya nötr ile geldim, öyle gittim”, bu olmaz. Bir yere geldin, bakan ya da müdür oldun mesela. Önemli olan arkandan değer ve iz bırakmak. Ben hep bunu yapmaya çalıştım.

“V.A.R. İÇİN BOŞUNA MASRAF YAPMASINLAR”

-Fenerbahçe-Beşiktaş maçındaki performansı nedeniyle yan hakem Cem Satmanın FIFA kokartı iptal edildi. Hakemlerle ilgili yorumunuz nedir?

Kokart iptalini bir maça göre doğru bulmam. Çok kötü yönettiler. O maçta da Ali Palabıyık, Yaşar Kemal Uğurlu vardı. Sahamızdaki kupa maçında da, tuhaftır onlar vardı. Yine aynı ekip. Oldu bitti, kimse zarar görmesin, tamam ama herkes ders çıkarsın. Bildiğimizi doğru düzgün yapalım. O maçı kaybettiğimiz için konuşuyoruz.

Kaybedilmeyen maçlar var. Gomis, Tolgaya vurdu, ölüm tehlikesi vardı görmedi. Babeli attın Gençler maçında. Geriden geldi müdahale etti. Bizim Kayseri maçında Cenkin penaltısına ‘Penaltı değil diyorlar. Nasıl olmaz anlamıyorum. O zaman Video Hakem Uygulamasını çıkarmaya hiç gerek yok.

Boşuna masraf yapmasınlar. V.A.R. hiç gelmesin. O gelse bile bir şey değişmez. Paralar boşuna harcanmasın. At gözlüğü ile bakan adam video ile de aynı şeyi görüp söylüyorsa neyi değiştireceksin. Adam ‘vurdum diyor. Hala penaltıyı tartışıyorsun.

“MEDEL YARATICI DEĞİL AMA ÇABUK OYNUYOR”

-Medel ile ilgili çok tartışmalar yapıldı. Sizin yorumunuz nedir?

Gençler maçında Lens, Negredo ile başladık. Onlar çok çalıştı ama tutmadı. Şimdi tuttu Osmanlı maçında. Medel 4 kilo verdi. Geçen yakın dostum ‘Bu Medeli hoca hazırlık maçında bile oynatmadı dedi. Yahu biz lige başlamıştık adam geldiğinde. Medelin en büyük avantajı sade oynuyor. Basit ama etkili pas atıyor. Yaratıcı değil ama çabuk oynuyor. Koşuyor. Takımın şu anki durumu Medel, Atiba, Cenk, Oğuzhan ile bir seviyemiz var. Bu avantaj. Bunları yeni bir heyecan ile hedefe yönlendiriyorsun.

Lens geldi, oynamayınca kırıldı; kırılmayacak. Lens, Babel, Quaresma varsa biri oynamayacak. Negredo, Cenk gibi. Mustafa kötü çocuk mu? Bu kadro lig şampiyonluğu için önemli. Hedefimiz kupa ve ligde şampiyonluk. Şampiyonlar Liginde gruptan çıkmaktı hedef.

Biz oyunumuzu görmek istiyoruz. Kayseri maçında 11e 11 daha pozisyon bulduk, sonra bulamadık. Gençler maçının ilk yarısı uyurgezer oynadık. Maç maç bakmak lazım… O ritmi yakalayamadık, seri yapamadık. Seri yapmalıyız.

Son güncelleme: 10:04 21.12.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı