Beyin ile vücut kasları arasındaki iletişimi sağlayan çevresel sinirlerin etkilendiği Charcot Marie Tooth (CMT) hastalığı nedeniyle doktorunun tavsiyesi üzerine 20 yaşında tedavi amacıyla yüzmeye başlayan milli sporcu Elif İldem, 5 yıl içinde paralimpik oyunlarına katılma hakkı elde ederek büyük bir başarıya imza attı.
ALMANYADA DÜNYA ŞAMPİYONASI BARAJINI GEÇTİ
Tedavi amaçlı başladığı yüzmeden milli sporculuğa uzanan yolu Elif İldem, şöyle özetledi:
“1.5 yaşından beri nörolojik bir rahatsızlığım var. Doktorlar, güçlü kalıp hastalığımın ilerlemesinin önüne geçmek için yüzmeyi önerdi. Ben de kendi çapımda denizde yüzüyordum. Yaşım 20ye geldiğinde tanıdığım bir antrenör ‘Gel bizim kulüpte yüz dedi. Rehabilitasyon amaçlı yüzüyorken hocalarım iyi yüzdüğümü ve yarışlara katılmam gerektiğini söyledi; ben de heyecanlandım tabii ayrıca motivasyonum da arttı. İstanbulda seçmelere girdim, güzel de geçti. Daha sonra Alanyadaki Türkiye Şampiyonasına katıldım, o da iyi geçti. Bu başarılarla daha da motive oldum. Ardından hocalarım antrenman saatlerimi artırdı. Haftada 2 gün çalışıyorken bu, zamanla 5-6 gün oldu. Yüzmeye başladıktan bir sene sonra Almanyada uluslararası bir yarışmada Dünya Şampiyonası barajını geçtim ve milli sporcu olmaya hak kazandım. Yaklaşık 5 yıldır milli yüzücü olarak antrenmanlarıma devam ediyorum.”
Sporcu kimliğinin yanında akademik alanda da başarılı olan İldem, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümündeki eğitimini fakülte birincisi ve okul üçüncüsü olarak tamamladı, Bahçeşehir Üniversitesindeki yüksek lisansını da onur derecesiyle bitirdi.
Spor ile eğitimi bir arada götürmek istediğinin altını çizen İBBSK yüzücüsü, kendisinin aynı zamanda bir klinik psikolog olduğunu ve mesleğini de çok sevdiğini belirtti.
YÜKSEK LİSANS TEZİNİ BURNUYLA YAZDI
İldem, tez yazma sürecinde annesi ile arasında geçen diyaloğu da kendine has üslubuyla, zaman zaman gülerek, gülümseyerek anlattı. Başarılı sporcunun o sözleri şöyle:
“Bilgisayarla yazamıyorum. Telefonla biraz yazabiliyorum, parmaklarımı kullanamıyorum. Daha sonra çıldırdığım bir dönem oldu. Sabah antrenmana gidiyorum kollarım yorgun düşüyor. Hastalığım da ilerleyince hepsi birleşti. Ne yapacağım derken telefon tutamaz hale geldim. Aniden arabada giderken dudaklarımla yazmaya başladım. Baktım yazıyorum, hoşuma gitti, dudağımla yazmaya başladım. Bir gün annem, ‘Dudaklarını uzata uzata ördek gibi olacaksın dedi. Ben de ‘Aaa! Doğru diyorsun dudaklarım öyle botokslu gibi kalır dedim. Dudağımla yazıyorsam burnumla da yazabilirim dedim ve burnumla yazmaya başladım. Şu anda da burnumla yazıyorum. Ellerimi kullanmaya çalışıyorum ama şu an güçsüzleştiler biraz.”
ANTRENMAN ÖNCESİ MEDİTASYON YAPIYORUM
25 yaşındaki yüzücü, Tokyo Paralimpik Oyunlarına hazırlıklarına dair şunları söyledi:
“Olimpiyata hazırlanmak yoğun ve yorucu bir iş, ertelenince üzüntü yaşadım. Yaklaşık bir buçuk-iki ay havuza girmedim; ama boş durmadım. Günlük bir buçuk-iki saat lastik çekerek kara idmanı yaptım. Yüzmediğim için pilates topunda yüzdüm. Antrenman öncesi meditasyon yapıyorum. Hastalığım ilerleyen bir hastalık, ilerledikçe daha da güçsüzleşiyorum. Her sene aynı kalamıyorum. Geçen sene yaptığım derecemi yine yaptım; ama bu kez daha da zorlandım.”
DERECEMİ GELİŞTİRİYORUM
Haftanın 6 günü hem kara hem su antrenmanları yapıyoruz. Ayrıca haftada 2-3 gün dışarıda fizik tedavi çalışması yapıyorum; kendi sağlığım ve suda faydası olması adına. Bir dönem spor psikolojisi eğitimi de almıştım; “bir sporcu kendini nasıl daha iyi hissedebilir, yarışa çıktığında stersi, heyecanı nasıl dengeleyebilir” bu gibi konular için mental çalışmalar yapıyorum. Pandemiden sonra ilk defa Avrupa Şampiyonası’na gittik. Kadınlar paralimpik yüzmede S1den S10a kadar kategoriler var. S1 en ağır engelli kategorisi, ben bu kategoride yarışıyorum. S10 ise en hafif engelli sporcuların olduğu kategori. Kadınlarda S1de benden başka kimse olmadığından, ben de üst gruplarla yarışıyorum. Onlar benden daha güçlü olduğu için zorlanıyorum. Madalya olsa da olmasa da ben kendi derecemi geliştiriyorum, geliştirmeye devam ediyorum.”
BİR AİLEDEN 2 KİŞİ TOKYODA
Elif İldemin kuzeni Cenk İldem de güreşte 97 kg grekoromen stilde Tokyo Olimpiyat Oyunlarında yarışacak. Kuzeni hakkında açıklamalarda bulunan paralimpik yüzücü, “Cenk İldem kuzenim olur, o da güreş alanında olimpiyatlarda yarışacak. Dayım Hüseyin İldem de güreşçiydi. Gençler Dünya Şampiyonluğu vardı hatta. Abim de belli yaşa kadar güreşti, madalyaları var. Aynı aileden 2 kişinin Tokyoya gitmesi benim için onur verici. Bu da beni olumlu yönde motive ediyor” dedi.
ENGELLİ BRANŞLARINA VERİLEN BÜTÇE YETERSİZ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübünün kendilerine birçok alanda destek olduğunu, özellikle engelli bireylere uygun fiziksel ortamın sağlanmasından çok memnun olduğunu vurgulayan milli yüzücü, medyanın kendilerine daha fazla yer vermesini beklediklerini söyleyerek şöyle devam etti:
Olimpik bir başarı olduğunda bunu bütün medyada görüyoruz. Para Atletizm sporcuları 6-7 madalya ile dönüyor ama olimpik sporcular kadar konuşulmuyor. Olimpik oyuncularla konuştuğumuz için biliyoruz ki onlar çok daha fazla kamp yapıp yarışlara katılabiliyor. Bizde ise şöyle bir dezavantaj mevcut; 4-5 yarış varsa biz bunların 1 ya da 2 tanesine katılabiliyoruz. Engelli branşlara verilen bütçe bence yetersiz.
BİR BARDAK SU YUTTUM…
Unutamadığı bir anısını sorduğumuz İldem, “2019 Londra Dünya Şampiyonası vardı. Hocam derecemi görmek için beni ekstra bir yarışa yazdırdı. Yarışa gireceğimiz zaman antrenörlerimiz bizi suya bırakıyordu; hocam beni yanlışlıkla suya atar gibi oldu. Suya sert düşünce yarış başlamadan neredeyse bir bardak su yuttum! Bir yandan gülüyorum bir yandan da sinirleniyorum, ‘Ne yapacağım, su yuttum diyorum içimden. Tabii bunlar saniyeler içinde oluyor. Zaten normalde de nefes sorunum var. Nefesim kitlendi, nefes alamadan yarış başladı; aşırı zorlandığımı hissettim. Çıktığım zaman ise orada 3.22lik derecemi 3.18e düşürmüştüm. Çok mutlu oldum” diyerek hikayesini heyecanla anlattı.
SPOR PSİKOLOJİSİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM
Geleceğe dair planlarından bahseden İBBSK sporcusu, “Paris 2024 Paralimpik Oyunlarına kadar kaliteli çalışarak ilerlemek istiyorum. Öncelikle hedefim yüzmeyle kendi işimi devam ettirmek. Sporun ve psikolojinin içinde yer alan biri olarak imkan olursa spor ve psikolojiyi birleştirerek bu alana katkı sunmak istiyorum. Sporda ve günlük hayatta engelli bireyleri spora nasıl adapte edebiliriz, psikolojik olarak engelli bireyin yaşam kalitesini nasıl artırabiliriz, hayata bakış açısını nasıl değiştirebiliriz gibi konularda çalışmalar yapmak istiyorum” dedi.