• Turkhane Logo

Osman Kavala'dan Henri Barkey açıklaması: Savcılık bu gerçeği baştan beri biliyordu

Gezi tutuklusu Osman Kavala, eski CIA Danışmanı Henri Barkey'in 18 Temmuz 2016'da Karaköy'de yemek yediği kişinin Kavala değil, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş olduğunu duyurmasının ardından açıklama yaptı.

14:41 08 Ağustos 2022 Pazartesi
Osman Kavala'dan Henri Barkey açıklaması: Savcılık bu gerçeği baştan beri biliyordu
Gezi tutuklusu Osman Kavala, eski CIA Danışmanı Henri Barkey'in 18 Temmuz 2016'da Karaköy'de yemek yediği kişinin Kavala değil, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş olduğunu duyurmasının ardından açıklama yaptı.


Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve 1742 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, casusluk suçlaması yöneltilmesine gerekçe olarak gösterilen akşam yemeğiyle ilgili Henri Barkeyin yaptığı açıklamanın ardından yazılı bir açıklama yaptı.

Barkeyin 18 Temmuz 2016da Karaköyde yemek yediği kişinin Osman Kavala olmadığını, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş olduğunu belirttiği yönündeki açıklamasını hatırlatan Kavala, Savcılık bu gerçeği baştan beri gayet iyi biliyordu dedi.


HUKUKSUZ YARGILAMALARA ÖRNEK

Hukuksuz yargılamalar, siyasi etki altında olan savcıların olguları saklama, tahrif etme, komplo teorilerine göre anlamlandırma yöntemleriyle hazırladıkları iddianameler üzerinden yürütülmektedir ifadelerine yer veren Kavala, Karaköy lokantasında Henri Barkey ile yemek yediğim iddiası bu davranışın küçük ama oldukça aydınlatıcı bir örneğidir değerlendirmesi yaptı.

Kavalanın osmankavala.org sitesinde yayımlanan yazılı açıklaması şöyle:
Emniyet görevlileri lokantada yaptıkları araştırmada, o akşam kimlerin hangi masalarda oturduğu bilgisine ulaşmıştı; Emniyet’te yapılan sorgumda da bu durum teyit edilmişti. Gezi olaylarını organize etmek ve 15 Temmuz darbe girişimine katılmak suçlamalarıyla karşılaştığım sorgulama sırasında, Barkey ile lokantada sadece selamlaşmış ve ayaküstü konuşmuş olmamdan söz edilmişti ve bu, aramızda temas olduğunun delili olarak gösterilmişti. Ancak, Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından sonra hazırlanan, benim Barkey ile 15 Temmuz darbe girişimini organize ettiğimi ve casusluk faaliyetlerinde bulunduğumu içeren ikinci iddianamede, bu olay planlı bir buluşma ve bir görüşme olarak değiştirildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’nin Mahkeme’nin önceki kararına uyma yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmettiği son kararında, ek tespitlerde bulunan iki yargıç, aynı olayın farklı biçimde anlatılmasını tutukluluğumun sürdürülmesini haklı gösterme çabasına örnek olarak değerlendirdiler.

İkinci iddianamede yapılan tek manipülasyon bu değildi. Birbirine yakın baz istasyonlarından verilen sinyaller Barkey ile sık sık buluştuğumun delili olarak gösterildi. Oysa çakışmanın neden kaynaklandığı, HTS kayıtlarından açıkça görülüyordu: Çakışma, benim telefonumun Elmadağ’daki çalışma ofisimin bitişiğindeki baz istasyonundan, Barkey’in telefonunun da kendisi Taksim’e gittiğinde civardaki baz istasyonlarından sinyal vermesinden kaynaklanıyordu. Daha vahimi, iddianamede, böylesi sözde deliller göstermeye dahi ihtiyaç duyulmadan, benim darbe hazırlığı amacıyla FETÖ/PDY’nin sorumlularıyla irtibata geçtiğimin, birlikte faaliyetlerde bulunduğumun yazılmış olmasıydı.

Gezi davasında verilen beraat kararları bozulduktan ve iktidarın istediği türden cezalar verildikten sonra, ne pahasına olursa olsun tutukluluğumu devam ettirmek için hazırlanmış olan bu düzmece casusluk suçlamasına gerek kalmadı.

İddia makamının olayları ve olguları tarafsız bir gözle inceleyerek lehte ve aleyhte delilleri nesnel olarak değerlendirmesi ve mahkemeyi dürüstçe bilgilendirmesine ilişkin yükümlülüğü, yasalarımız ve AİHM normları tarafından belirlenmiştir. Bugün ülkemizde bu yükümlülük fiilen ortadan kalkmıştır.

Hukuksuz yargılamalar, siyasi etki altında olan savcıların olguları saklama, tahrif etme, komplo teorilerine göre anlamlandırma yöntemleriyle hazırladıkları iddianameler üzerinden yürütülmektedir.

Karaköy lokantasında Henri Barkey ile yemek yediğim iddiası bu davranışın küçük ama oldukça aydınlatıcı bir örneğidir.

NE OLMUŞTU?

Osman Kavala hakkındaki casusluk suçlamasına delil olarak kendisiyle yemek yediği iddiasının gösterildiğini belirten Barkey, “Ben o gece tanınmış bir Türk gazeteciyle yemekteydim ama Türkiye’deki durum göz önüne alındığında bu kişinin kim olduğunu açıklamam doğru değil diye düşünüyorum. Bu yüzden ve açıkçası haksız ve uydurulmuş ayak oyunlarının bir parçası olmayı reddettiğimden şimdiye kadar açıklamadım; kendisi isterse yapabilir tabii” demişti.

Bu açıklamanın ardından, CHPnin ABD Temsilcisi Yurter Özcan 18 Temmuz 2016da Henri Barkey ile yemek yiyen gazetecinin Aslı Aydıntaşbaş olduğunu söylemiş ve Aslı Aydıntaşbaş çıkıp söylesin, bir insanla yemek yemek suç değildir ama haksızlığa sessiz kalmak suça ortak olmaktır demişti. Aydıntaşbaş ise, “Böyle bir iddia var ama bu olayla bir ilgim yok” demişti.

Ancak Henri Barkey, geçtiğimiz gün, 18 Temmuz 2016da Karaköyde yemek yediği kişinin Osman Kavala olmadığını, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş olduğunu sosyal medya hesabından açıklamıştı. Aydıntaşbaş ise Barkeye verdiği yanıtta, Bu zamana kadar Osmanla ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır demişti. Barkey ise, Aslı Hanımın o geceyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söylemeye başlamasıyla, benim her yerden, her köşeden açıklama yapmam istendi. Onun için bugün bu açıklamayı yaptım yanıtını vermişti.

Son güncelleme: 14:41 08.08.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı