• Turkhane Logo

Kılıçdaroğlu: Tüm kesimlerin katılacağı güçlü, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni sisteme yönelik “Kuvvetlerin tek elde toplandığı, yüksek yargı temsilcilerinin yürütmenin başındaki kişi önünde el pençe divan durdukları bir sistemde, anayasal değişikliklere ihtiyaç olduğu açıktır.” dedi.

10:32 02 Eylül 2019 Pazartesi
Kılıçdaroğlu: Tüm kesimlerin katılacağı güçlü, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni sisteme yönelik “Kuvvetlerin tek elde toplandığı, yüksek yargı temsilcilerinin yürütmenin başındaki kişi önünde el pençe divan durdukları bir sistemde, anayasal değişikliklere ihtiyaç olduğu açıktır.” dedi.





Kılıçdaroğlu, çarşamba günü Sivas’ta yapılacak Parti Meclisi toplantısına sunulacak ‘Yönetilemeyen Türkiye’ başlıklı yazısında şunları söyledi:


“Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlik sisteminden hukuka ve akla gelen her alanda yönetilemeyen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Kuvvetlerin tek elde toplandığı, yüksek yargı temsilcilerinin yürütmenin başındaki kişi önünde el pençe divan durdukları bir sistemde, anayasal değişikliklere ihtiyaç olduğu açıktır. İçinde bulunduğumuz durum dünyanın her yerinde kriz olarak isimlendirilir.

CHP olarak Türkiye’nin eğitim, ekonomi, demokrasi, dış politika ve toplumsal barış alanlarında temel sorunları olduğunu, bunlara çözüm üretemeyen bir tek adam iktidarının varlığını her fırsatta söyledik. Özetle Türkiye yönetilemiyor, savruluyor. Bunun çözümü daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları, daha fazla barıştır.

Kuvvetler ayrılığının yok edildiği bir yerde ekonominin düzelmesi, kalkınma, hakça bölüşüm beklenemez. ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyorlar. Doğrudur. Ama tek adam rejiminde geminin kaptanı, başmakinisti, çarkçıbaşısı, güverte reisi, makine lostromosu, yağcısı, kamarotu, aşçısı aynı kişi.

Bir kişi koca gemiyi tek başına, kazasız belasız güvenli bir limana götürebilir mi? İşte bu nedenle Türkiye’nin bütün kesimlerin katılacağı demokratik güçlü bir anayasaya ihtiyacı var.

Gerek askeri gerek sivil darbe dönemlerinde yapılan anayasalar ve anayasa değişiklikleri topluma büyük acılar çektirmiştir. Bizim, toplumun her kesimini kucaklayan ve anayasa kitapçığını eline aldığında her yurttaşın ‘Bu benim anayasamdır, bu benim haklarımı koruyan bir anayasadır ve bu anayasanın korunması gerekir’ diyebileceği bir anayasaya ihtiyacımız var.

Oysa demokratik geleneklere aykırı biçimde, Türkiye’de OHAL yönetiminde Anayasa değişikliği yapılmış, suiistimalci bu değişiklik Türkiye’yi 100 yıllık parlamenter sistem geleneğinden geri götürdüğü gibi, sorunlarına da çözüm sunmamıştır. Adaletin çöktüğü bir Türkiye’de ekonomik tablo da bir kriz içerisindedir.

24 Haziran seçimlerinde kurduğumuz ‘Millet İttifakı’, yerel seçimlerde de büyük oranda varlığını sürdürerek, demokrasi cephesinin güçlü biçimde halka umut olmasını sağladı.

31 Mart sonrası gelen bahar, yargı eliyle gölgelenmeye çalışıldı. 23 Haziran’da yenilenen seçimde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız tarihi bir farkla seçimi kazandı. Adalet terazisi, YSK üyesi 7 yargıca karşı halkın eliyle düzeltildi.

Milli irade halkın eliyle düzeltilmesine rağmen iktidar aynı yanlışı yapmaktan, yerel yönetimler üzerinden hukuksuzluğa girişmekten geri durmamaktadır.

Halkın oylarıyla seçilmiş belediyelere atanan ve belediye bütçesini keyfince harcamaktan çekinmeyen kayyımlara karşı, 31 Mart tarihinde halkın demokrasi dersi verilmesine rağmen, yeni kayyımlar atayan iktidar, sandıktan çıkan ‘halka rağmen siyaset’ yapılamayacağı mesajını almamakta ısrar etmektedir.

Yerel seçimlerde Türkiye’nin gerek nüfusunun çoğunun yaşadığı gerekse ekonomisinin çoğunun üretildiği yerlerin halkçı belediyecilikle yönetilmesi, geleceğimiz açısından büyük bir umuttur. Türkiye’nin yönetilememesi sonucu içine düşürüldüğü krizden çıkarılması için reçete yerel yönetimlerde yazılacaktır.”

Son güncelleme: 10:32 02.09.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı