Meclis’te basın toplantısı düzenleyen İnce, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere cumhurbaşkanı adayları ile televizyonda karşılıklı diyalog teklifinde bulundu: “Dün Sayın Erdoğan diyor ki muasır medeniyet seviyesine çıkacağız. Çok güzel, mutlu oldum. Batı’da seçimler şöyle oluyor. Adaylar televizyon programına karşılıklı çıkıyorlar, tartışıyorlar. Ben sizinle ve diğer adaylarla, madem ki diyorsanız muasır medeniyetler seviyesini geçeceğiz. Gelin tartışalım, hayallerimizi anlatalım.”
İnce’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
CHP’nin saraya gitmeme gibi bir tavrı var. Ben CHP rozetini çıkardım. Erdoğan nerede isterse görüşebilirim. Saraya da gitmeye razıyım. Bugün Karamollaoğlu ile görüşeceğim. Akşener ve Erdoğan’dan da cevap bekliyorum.
Toplumun ezici bir çoğunluğu mutsuz, huzursuz. Erdoğan inince ne olur? Döviz inerse, faizler inerse, işsizlik rakamları, enflasyon, gübre fiyatı, mazot fiyatı inerse Erdoğan da insin kardeşim o zaman. 80 milyondan daha mı değerli?
Medya susmuş, sesini çıkaramıyor. Manşete koyamaz. İş dünyası korkmuş. Hiçbir umudum yok. Zerre kadar umudum yok. Benim umudum millette. Bu fakir fukara millete güveniyorum. Devrimi gerçekleştirecek. Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da nasıl imanıyla mücadele ettiyse, bu kampanyada da savaş gibi değil ama zafere ulaşmak için ter dökerek mücadele edecek. Ben bunu milletimizle birlikte yapacağım. Ne iş dünyasına ne medya patronlarına güvenim var. Sizlerin de içinin kan ağladığını, yapamadığınızı, yazamadığınızı, göremediğinizi ben de biliyorum.
Bu kampanyada da bir savaş gibi değil ama zafer kazanmak için bunu milletimiz ile birlikte yapacağım.
Siyasette önümüzdeki dönemde uzay madenciliğini konuşacağız. Hurafeler değil bilim konuşacak insanlar. Kuantum diyen bir cumhurbaşkanı olacak ilk kez. Cumhurbaşkanının dili bu olunca Türkiye’nin gündemi de bu olacak, televizyondaki tartışmalar da bunlar olacak.
‘Cumhurbaşkanına hakaret’ maddesini kaldıracağız. Böyle bir şey olmayacak. Hiç kimseye dava açmayacağım, bariz küfür etmediği sürece. Ben kimseye tezek demeyeceğim ki bana hakaret etsin.
Benim diğer adaylardan bir farkım olsun. Fizik öğretmeni bir aday olarak şunları söylemek istiyorum: Emeklilere bin lira verilecek mi, verilecek. Benim derdim gençler, çocuklar, geleceğimiz. Ben o çocuklara 16 yıl fizik anlattım. Allahın izni, milletin izniyle cumhurbaşkanı olduğumda ilk müjdemi veriyorum. 19 Mayıs’ta ve 29 Ekim’de size ihtiyaçlarınızı gidermek için 500 lira para vereceğiz. 19 Mayıs’ta gençlik, 29 Ekim’de cumhuriyet bursu. Sarayı 6 ay halkımıza açacağım, 6 ay sonra kapatacağım. Tasarrufla gençlere burs vereceğim. İlk 5 bine girmiş en zeki çocuklarına vereceğim sarayı 6 ay sonra. Orayı bir bilim merkezi yapacağım.
Ben yaptığım açıklamalarımı oy hesabı olarak yapmıyorum. Derdim gelecek nesiller değil, derdim gelecek nesiller. Ben Türk ve Kürt’ü barıştırmak istiyorum. Ben Alevi ile Sünni’nin barıştırılmasını istiyorum.
(Bilal Erdoğan’ın açıklamalarıyla ilgili soruya) Ben Bilal Erdoğan’ın babasıyla muhatabım. Babası sorsun. Babasına söylesin, babası gelsin.
