• Turkhane Logo

İmamoğlu: Bir oyla kazanacakmış gibi çalışmak zorundayız

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) sonlandırılan Ekrem İmamoğlu, medyaya verdiği röportajlarla sesini geniş kitlelere duyurmaya çalışıyor.

11:08 10 Mayıs 2019 Cuma
İmamoğlu: Bir oyla kazanacakmış gibi çalışmak zorundayız
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) sonlandırılan Ekrem İmamoğlu, medyaya verdiği röportajlarla sesini geniş kitlelere duyurmaya çalışıyor.



Röportajlarda hem 31 Mart sonrası yaşananları hem de 23 Haziranda yenilenecek seçim öncesi izlenecek stratejiye dair önemli ipuçları veren İmamoğlu, tek bir oyla kazanılacakmış gibi çalışmak zorunda olduklarını söyledi.

Birgün Gazetesinden Berkant Gültekinin haberine göre, İmamoğlu, İBBnin üst yönetiminin kendini kente değil AKPye adadığını belirtti. 


Üst yönetimde kendisini İstanbulluya adamış kitle değil, tam aksine AK Parti’ye ya da oradaki bazı insanlarla çıkar ilişkisine adamış insanlar var diye konuşan İmamoğlu, seçimi boykot seçeneği ile ilgili ise, Türkiye demokrasi mücadelesini son ana kadar sandıkla vermelidir, ben buna inanıyorum. Bugün boykot koşulları, şu anki hükümetin isteyeceği bir ortam olacaktı. Ben sandıkta bu sorunu çözebileceğimizi düşünüyorum, tam inancımla hem de… dedi.

Sanatçıların, her şey çok güzel olacak desteğiyle ilgili olarak İmamoğlu, Ben iftar sofrasında iptal haberini almıştım. Kendimi çok güçlü hissettim. Bir gün öncesinden daha güçlü ve daha umutluydum. Sonra çevremdekilere ve çalışma arkadaşlarıma baktım. O ara arayanlar, mesaj atanlar da oldu. İnanılmaz bir umutsuzluk sezmeye başladım. Dedim ki, “Derhal bir açıklama yapmalıyım. Ne hissettiğimi anlatmam lazım topluma.” O gece Beylikdüzü’ne on binlerce insan yığıldı. İnanılmaz bir ortam oluşmuştu. Yazılı bir metin yoktu, duygularımı anlattım. Beni niye o makamda görmek istemediklerini söyledim. Her şeyi anlattım aslında. Güçlü olduğumuzdan bahsettim. Asla vazgeçememiz gerektiğini söyledim. Toplum da böyle bir şey bekliyordu. İnanılmaz bir umut doğdu. Bir çöküntü de yaşayabilirdi toplum, içine de sinebilirdi. Bütün ümitlerini kaybedebilirdi ama tam aksine büyüyen bir umuda döndü iş yorumunu yaptı. 

İmamoğlu röportajının öne çıkan başlıkları şöyle:

31 Mart gününden şu anda misli misli önde bir pozisyondayız. Toplumun inancı bakımından bunu söylüyorum. 31 Mart’ta da süreci çok iyi bir ivmeyle, çok iyi bir yere taşımıştık. Ama şu an gerçekten oradan daha iyi bir noktadayız. Bunu oy sayısı olarak söylemiyorum. 

Bu sürecin psikolojisini iyi yönetmek zorundayız. Nasıl yönetileceğini iyi biliyorum. Burayı biraz açmak isterim. Şöyle ki, mutlaka ve mutlaka biz gerçek dilimizden asla vazgeçemeyeceğiz. Uzlaşmacı, pozitif, herkesi kucaklaştıran, hiç kimseyi ayrıştırmayan, her siyasi partiyi, her siyasi partiye oy veren insanı bu sürecin işine dahil eden; İstanbul İttifakı diye tanımladığım o tarife uyan bir anlayışla kampanyayı yönetmeliyiz. Ama yanına mutlaka demokrasi mücadelesini koymalıyız. 18 günlük süreçte, Büyükşehir Belediyesi’nde gördüğümüz zafiyetleri, orada oluşmuş atmosferi de biz topluma anlatacağız. Çünkü bizim topluma şeffaflık sözümüz var. Yönetime geldiğimizde onu hissettirmiştik, şu anda da onu hissettireceğiz. Ben YSK’nin kararını yok hükmünde saydığım için, sokaklarda toplumun seçtiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gezeceğim. Ben İstanbul’un seçtiği kişiyim.

Bir oyla kazanacakmış gibi çalışmak zorundayız. 

(İBBde) korkutulmuş, ürkütülmüş bir çalışan kitlesi var. “Bir cani gelecek, insanları işinden edecek” gibi bir şeyin olmadığını anlattım. Israrla ben 18 gün boyunca oradaki herkesten, üst bürokrasiden faydalanmaya çalıştım. Hiç kimseyi ayırt etmedim. “Hangi etkinliğiniz var ise konuşalım, makulse, sıkıntı yoksa devam ettirelim” dedim. Yeni gelen Vali Bey demiş ki, “Diyanet yayınlarının fuarını açalım.” Ben iptal etmedim ki. Oradaki genel sekreter yardımcıları, Emniyet ve İtfaiye uygun görmüyor. Oradaki esnaflar da istemiyor. Dolayısıyla yapılması istenmedi, ben de “Siz bilirsiniz” dedim.

Vali Bey inşallah bu süreci, söylediğim şekliyle dikkate alır ve test eder. Bürokrasi, özellikle üst yönetim partizanlaşmış. Ön hedefinde İstanbulluya hizmet olmayan, ciddi sayıda insan var. Göreve geldiğim andan itibaren tavırlarından ve ortaya koydukları eylemlerden hissettiğim buydu. Kişiye ve partiye kendini adamışlara diyorum ki, ben İstanbul’a kendini adayanlarla çalışacağım. Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük sıkıntısı, o korkutulmuş kadro. Üst yönetimde kendisini insanlığa, Türk insanına ve İstanbullu’ya adamış kitle değil, tam aksine partiye, Ak Parti’ye ya da oradaki bazı insanlarla çıkar ilişkisine adamış insanlar var. Onları tespit etmiş durumdayız.

Son güncelleme: 11:08 10.05.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı