Seçim güvenliği konusunda birçok uluslarası kuruluşun şeffaf olunmadığı tespitleri yapılırken Mart 2019 seçimlerinde nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı belirsizliğini koruyor.
Türkiye, 31 Mart 2019 Pazar günü tarihi bir seçim yapacak. Sözcü yazarı Can Ataklı, “Seçimler herkes ve her kurum için belli kurallar içinde yapılacak. Ama bir kişi bu kurallara uymak zorunda değil” diyor ve ekliyor:
“Ve o kişi kurallara uymadığında her şey çok farklı olacak.”
Yüksek Seçimi Kurulunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim yasaklarından muaf tutulduğu kararına atıf yapan Ataklı, “Erdoğan bir protokol cumhurbaşkanı değil. İcrayı ve devletin tüm erkini tek başına elinde tutuyor. Bu durumda Türkiyedeki bütün kişi ve kurumlara yasak koyup da sadece Erdoğanı serbest bıraksanız hiçbir seçim yasağının uygulanması mümkün olmayacaktır” görüşünü dile getiriyor.
“Partisi adına bütün gezi, açılış, tören, davet, organizasyon ve propaganda konuşmalarını sadece Erdoğan yapıyor. Ona hiçbir yasak uygulanmayınca ortada yasak da kalmıyor” diyen yazar, “Muhalefet eğer bu koşulları kabul ederek seçime giderse seçim yapmanın veya yapmamanın bir anlamı kalmaz ama belki biz seçimler için ‘Fatiha’ okuruz” ifadesini kullanıyor.