• Turkhane Logo

Eski Bakan Ömer Dinçer: Kopuşum 17-25 Aralık’ta başladı; şok olmuştum

Erdoğan’ın ilk müsteşarı ve eski bakan Ömer Dinçer, AKP’den ayrılığının 17-25 Aralık soruşturmasıyla başladığını söyledi. Dinçer, “Kopuşum 17-25 Aralık’ta başladı. Şok olmuştum, inanamamıştım. Yüce Divan’a gitsinler diye oy vermiştim” dedi.

11:38 18 Aralık 2019 Çarşamba
Eski Bakan Ömer Dinçer: Kopuşum 17-25 Aralık’ta başladı; şok olmuştum
Erdoğan’ın ilk müsteşarı ve eski bakan Ömer Dinçer, AKP’den ayrılığının 17-25 Aralık soruşturmasıyla başladığını söyledi. Dinçer, “Kopuşum 17-25 Aralık’ta başladı. Şok olmuştum, inanamamıştım. Yüce Divan’a gitsinler diye oy vermiştim” dedi.



 Dinçer, 17-25 Aralık’ta ismi geçen bakanlar için, “Yargılanmalıydılar” ifadesini kullandı.

AKP’nin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde danışmanlığını yapan, Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde bulunan, 2011-2013 yılları arasında Milli Eğitim Bakanı olan ve şu anda Şehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı görevini yürüten Ömer Dinçer, AKP’den kopuşunu ve güncel gelişmeleri değerlendirdi.




17-25 ARALIK İDDİALARIYLA İLGİLİ HESAPLAŞMA YAPILMADI

T24‘ten Candan Yıldız‘a konuşan Dinçer, AKP’nin kurucu ilkelerinden uzaklaştığını söyleyerek, ’17-25 Aralık yolsuzluk’ iddialarıyla partisinin hesaplaşmadığını, dönemin bakanlarının Yüce Divan’a gitmesi için oy verdiğini vurguluyor.

Dinçer, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Marmara Üniversitesi, Şehir Üniversitesi’nin hamisi ama mütevelli heyetinden de vazgeçmiyorlar” dedi. Neden vazgeçmiyorsunuz üniversite için?” sorusuna, “Sorun çözülecekse istifa etmeye hazırım” cevabını veriyor.

PARTİDEKİ ARKADAŞLARIM YOLSUZLUK YAPMIŞ, DUYMAMIŞTIM

AKP’den kopuşu ile ilgili olarak “Benim için kopuş 17-25 Aralık’ta başladı; yargılanmalıydılar” sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Ömer Dinçer şöyle devam etti:

“Benim ilk kopmaya başladığım an 17-25 Aralık meselesidir, 2013 yılının sonları. Gerçekten görev yaptığım süre içerisinde, partide kendi arkadaşlarımın yolsuzluk yaptığına dair hiçbir şeye şahit olmamıştım. Belki duymamıştım. Bu durum kendi işime çok odaklanmamdan kaynaklanıyor olabilir. Yani bir şeyin olup olmadığı ayrı bir mesele, sizin onun farkına varıp varmamanız ayrı bir mesele. Bu olaylar ortaya çıktığında şok olmuştum, inanamamıştım. Gerçekten mesai arkadaşlarımız bunu yapmış veya yapmamıştı, ama parti bunun gerçekliğini tartışmalı ve bütün gücüyle doğruya ulamaya çalışmalıydı. Bir grup içinde hatalar ve yanlışlar olma ihtimali her zaman vardır ve her grupta olabilir. Burada önemli olan partinin bu durumlar karşısında takındığı tavır ve geliştirdiği politikalar daha önemlidir. Yüce Divan’a gitsinler diye oy verdim. Yargıda aklanmış olsalardı, belki o insanlar için de daha iyi olurdu.”

Son güncelleme: 11:38 18.12.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı