• Turkhane Logo

Yargıtay-AYM krizinin perde arkasında neler yaşandı?

AYM ile Yargıtay'ı karşı karşıya getiren Can Atalay krizine neden olan kararı veren heyetin özel seçildiği öğrenildi. Yargıtay, krizin çözümü için Meclis'te AYM'nin yetkilerine sınır getirilmesini istiyor.

10:14 10 Kasım 2023 Cuma
Yargıtay-AYM krizinin perde arkasında neler yaşandı?
AYM ile Yargıtay'ı karşı karşıya getiren Can Atalay krizine neden olan kararı veren heyetin özel seçildiği öğrenildi. Yargıtay, krizin çözümü için Meclis'te AYM'nin yetkilerine sınır getirilmesini istiyor.

Anayasa Mahkemesinin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalaya ilişkin verdiği hak ihlali kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından uygulanmaması, yüksek yargıda anayasal krize neden oldu. Kararın ardından AYMden herhangi bir açıklama gelmezken DW Türkçe yargı kulislerinde kararın perde arkasını araştırdı.

Buna göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesinde Atalay kararını veren heyetin özel seçildiği öğrenildi. Dairede 18 üyenin görev yapmasına karşın Daire Başkanı, Atalay dosyasına bakması için milliyetçi kanada yakın üç üye ile yargıdaki İstanbul grubuna yakın bir üyeyi görevlendirdi. Aksi yönde görüş belirtebilecek diğer üyelerin ise bu karardan haberlerinin olmadığı belirtildi.

Özel olarak seçilen beş kişilik daire heyetinin, kararı yazmak için de hafta sonu Yargıtayda mesai yaptığı öğrenildi.

Kararın arkasında AYMye yönelik üç tepki etkili
DW Türkçenin konuştuğu bazı Yargıtay üyeleri, son dönemde AYMden duyulan bir rahatsızlık olduğunu dile getirdi.

Kaynaklar, AYM, bireysel başvuru sistemi üzerinden kendisini süper temyiz mahkemesi olarak görmeye başladı. Yargıtayın yıllar içinde oluşmuş içtihatlarıyla verilen kararlar AYM tarafından resmen yüksek mahkeme gibi bozulur hale geldi. Mahkeme, bu nedenle yetki aşımı yaptı. Yine AYM, kendisini Meclis yerine koyup yeni norm ihdas hale getirir oldu. Oysa AYMnin görevi bireysel başvurularda hak ihlali kararı vermekti. Eğer ihlal varsa, tazminat verilir. Ancak yeniden yargılama kararıyla Yargıtay kararlarının yok sayılması burada rahatsızlık yaratıyor dedi.

Ancak Yargıtayda çoğunluk gibi düşünmeyen üyeler de var. DW Türkçenin konuştuğu bazı üyeler ise AYMye yönelik eleştirilere hak verse de dairenin bu karara uymamasının yanlış olduğu görüşünde.

AYMnin Yargıtay ve Danıştay üyelerinin maaşlarına yapılan zam düzenlemesini de geçen ay iptal etmesinin Yargıtayda özellikle tepki çektiği öğrenildi. Direnme kararının arkasında AYMnin bu iptal kararının da etkili olduğu dile getiriliyor.

AYMye yönelik Yargıtayın sert tepkisinin bir nedeninin ise yargıda İskenderpaşa Cemaati geleneğinden gelen Hakyolcular ile İstanbul Grubu ve milliyetçiler arasında yaşanan güç mücadelesinin etkili olduğu konuşuluyor. Kulislere göre, bu kararın aynı zamanda 2 Şubat 2023te yapılan AYM Başkanlık seçimin sonucuna bir misilleme olarak yorumlanıyor.

AYM Başkanlık seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın işaret ettiği İrfan Fidan seçimi kazanamamış, Hakyolcu grubun desteğiyle Zühtü Arslan yeniden başkan seçilmişti. Bu seçimde, dönemin TBMM Başkanı Mustafa Şentopun da Arslan lehine kulis yapmasının etkili olduğu konuşuluyordu. Özellikle İrfan Fidanın AYM Başkanı seçilememesinin, yargı ve yürütme içinde şahin politikalar yürüten gruplarda hayal kırıklığı yaratmıştı.

Yargıtayın bu kararıyla ne amaçlanıyor?
Yargıtay kulislerinde, daha önce Enis Berberoğlu kararına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin direnmesi üzerine AYM tarafından yeniden ihlal kararı verdiği ve bu kararın uygulanmak zorunda kalındığına işaret ediliyor.

Bu nedenle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Can Atalay dosyasını özellikle Yargıtaya göndermesinin bilinçli bir tercih olduğu ifade ediliyor. Buradaki amacın da bir yüksek yargı kararıyla AYMnin bu yetki aşımına sınırlama getirmek olduğu kaydedildi.

Yargıtaya göre sorun nasıl çözülür?
Yargıtayda direnme kararını destekleyen üyeler, sorunun çözümü konusunda özellikle TBMMyi işaret ediyor. Yargıtay, AYMnin bireysel başvuru konusundaki yetkilerini sınırlayacak anayasal veya yasal düzenlemeler yapılmasının ileride benzer krizleri önleyeceği görüşte.

Kaynaklar, bu konuda MHPnin de AYMnin yapısının ve yetkilerinin değiştirilmesine yönelik olumlu görüşüne işaret ediyor. Kaynaklar, özellikle AYM kararlarına karşı yüksek yargıya bir denetim mekanizması yetkisi verilmesini istiyor.

Can Atalay için başka hangi yol var?
AYM-Yargıtay arasındaki krizin ardından gözler Can Atalay cephesine çevrildi. Atalayın avukatları, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin ihlal kararına uymaması nedeniyle bir kez daha AYMye bireysel başvuruda bulunacak.

AYMnin de bu başvuru üzerine yeni bir ihlal kararı vermesi bekleniyor. Bu durumda Atalayın tahliye olma ihtimali gündeme gelecek. Ancak Yargıtayın ikinci ihlal kararına yeniden direnip direnmeyeceği ise bilinmiyor.

Yargı içinde hangi gruplardan söz ediliyor?
Yargıda Berat Albayraka yakın olduğu iddia edilen hakim ve savcılar ile Cumhurbaşkanı Erdoğanın bazı avukatlarının yer aldığı oluşum, İstanbul Grubu olarak adlandırılıyor. Bunlar içerisinde AYM üyesi İrfan Fidan ve Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz ile HSK Başkan Vekili Mehmet Akif Ekincinin de yer aldığı iddia ediliyor.
Nakşibendi Tarikatına bağlı İskenderpaşa Cemaatinin bir kolu olan Hakyol Vakfı kökenlilerin (Hakyolcular) de yargı içerisinde etkili grupların başında olduğu tahmin ediliyor. Yine Nakşibendi Tarikatından gelen Menzil Cemaati de yargıda kendisine yer bulan gruplardan. Bu cemaat, daha çok MHP eliyle yargıya girerken yüksek yargıda da ciddi bir örgütlenmesi göze çarpıyor.

Son güncelleme: 10:14 10.11.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı