• Turkhane Logo

Nerden çıktı bu 'Etki ajanlığı' yasaları?

Türkiye'de

12:10 12 November 2024 Tuesday
Nerden çıktı bu 'Etki ajanlığı' yasaları?
Türkiye'de

Son 20 yılda baskıcı yönetimlerin kopyalayıp kendi çıkarlarına uygun biçimde mükemmelleştirdiği düzenlemenin çıkış noktası olarak Rusya görülüyor.

DWnin haberine göre, Türkiyede kamuoyunda etki ajanlığı yasası olarak adlandırılan Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin yasalaşmak üzere bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor. Geçen ay TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen 23 maddelik bu düzenleme özellikle sivil toplum kuruluşları ve gazetecileri endişelendiriyor.

Mayıs ayında 9. Yargı Paketinde yer alan, ancak Gürcistan örneği üzerinden de yoğun tartışmalara yol açan düzenleme daha sonra geri çekilmiş, Ekim ayı ortalarında ise torba yasa kapsamına alınarak AKP tarafından yeniden TBMM başkanlığına sunulmuştu. Gürcistanda geçen Mayıs ayında yürürlüğe giren ve fonlarının en az yüzde 20si yurtdışından gelen sivil toplum örgütleri ile medya kuruluşlarının yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon olarak kayıt altına alınmasını şart koşan düzenleme haftalarca kitlesel protesto gösterilerine neden olmuştu.

Türkiyede de gazeteciler ve sivil toplum üzerinde bir sansür ve baskı aracına dönüşmesinden endişe edilen düzenleme, Türk Ceza Kanununda (TCK) casusluk konusunda yeni bir suç tanımı yapıyor.

Kanun teklifinde devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı belirtiliyor. Eylemin savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş olması halinde ise cezanın 8 yıldan 12 yıla kadar çıkarılması öngörülüyor. Suçun kovuşturması ise Adalet Bakanlığının iznine bağlanıyor.

Yakın geçmişte başka ülkelerde de örnekleri görülen bu türdeki yasal düzenlemeler uzmanlara göre otoriter iktidarların, muhalefeti susturmak ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) faaliyetlerini imkansız hale getirmek için kullandığı yöntemlerden biri.

Gürcistanda Mayıs ayında yürürlüğe giren etki ajanlığı düzenlemesi haftalarca kitlesel protestolara neden oldu. Tiflisteki gösterilerden bir kare. Pembe yağmurluk giymiş bir eylemci elinde Gürcistan bayrağı ve yüzünde maskesi ile görülüyor. Gürcistanda Mayıs ayında yürürlüğe giren etki ajanlığı düzenlemesi haftalarca kitlesel protestolara neden oldu. Tiflisteki gösterilerden bir kare. Pembe yağmurluk giymiş bir eylemci elinde Gürcistan bayrağı ve yüzünde maskesi ile görülüyor.


Rusyadaki yabancı ajan yasası
Peki bu yasal düzenlemenin geçmişi nereye kadar uzanıyor? İlk olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
Son 20 yılda baskıcı yönetimlerin kopyalayıp kendi çıkarlarına uygun biçimde mükemmelleştirdiği düzenlemenin çıkış noktası olarak Rusya görülüyor. Rusya, 2012 yılında ülkede siyasi faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarının ülke dışından destek alması halinde yabancı ajan olarak kayıt altına alınmalarını öngören bir yasal düzenlemeyi kabul etmişti.

Rusyada STKların çalışmalarını zorlaştıran yasayı ayrıntılı bir şekilde inceleyen Almanya Siyasal Eğitim Merkezinden (bbp) hukukçu ve tarihçi Benjamin Reeve, düzenlemenin özellikle personeli az, bütçesi dar dernekleri üstesinden kalkamayacakları yoğun bürokratik yükle karşı karşıya getirdiğini belirtiyor. Rusyadaki 90 sayfalık düzenlemeye bakıldığında hata yapılmasının baştan itibaren kaçınılmaz olduğunu söyleyen Reeve, ihlaller halinde öngörülen hapis ve para cezalarının da aşırı yüksek olduğuna dikkat çekiyor.  

Reeveye göre, Rusyanın yurt dışı destekli kuruluşları tehdit olarak görüp yabancı ajan olarak sınıflandırmasının nedeni o dönemde Gürcistan, Ukrayna, Lübnan ve Kırgızistandaki kitlesel protestolar, Arap Baharı ayaklanmaları ve yabancı gözlemcilerin 2011/2012de Rus parlamentosunun alt kanadı Duma seçimlerini eleştirmesiydi. Alman uzman, Moskova yönetiminin bu protestoları, o ülkelerdeki halkların memnuniyetsizliğini yansıtan eylemler olarak değil, dışardan etki ve yabancı kaynaklarca finanse edilmiş gösteriler olarak analiz ettiğini belirtiyor.

Reeve, bu nedenle Rusyada kontrolü artırmak, yurt dışından sivil toplumu, iç güvenliği ve ülkenin egemenliğini etkilemeye yönelik çabaları minimalize etmek amacıyla bu düzenlemenin yürürlüğe konduğunu kaydediyor.

Gürcistandaki gösterilerden bir kare. Bir göstericinin tuttuğu pankartta bir yüz gözüküyor. Yüzün sol yarışı Rusya lideri Putine ait, sağ yarısı ise Moskovaya yakınlığıyla bilinen Gürcistan Rüyası adlı partinin kurucusu oligark Bidzina İvanışviliye. Gürcistandaki gösterilerden bir kare. Bir göstericinin tuttuğu pankartta bir yüz gözüküyor. Yüzün sol yarışı Rusya lideri Putine ait, sağ yarısı ise Moskovaya yakınlığıyla bilinen Gürcistan Rüyası adlı partinin kurucusu oligark Bidzina İvanışviliye.
Gürcistandaki gösterilerden bir kare. Bir göstericinin tuttuğu pankartta bir yüz gözüküyor. Yüzün sol yarışı Rusya lideri Putine ait, sağ yarısı ise Moskovaya yakınlığıyla bilinen Gürcistan Rüyası adlı partinin kurucusu oligark Bidzina İvanışviliye.Fotoğraf: Maria Katamadze/DW

ABDnin FARAsı mı ilham verdi?
Yabancı ajan yasası olarak nitelenen düzenleme 2012de Rusyada uygulamaya konulurken pek çok Rus politikacı ise benzer bir yasanın Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) de 1930lardan beri geçerli olduğunu söylemişti. Ancak uzmanlara göre ABDde 1938de Nazi Almanyasına tepki olarak çıkarılan Yabancı Ajanlar Kayıt Kanununun (FARA) Rusyadaki düzenleme ile ilgisi yok. Çünkü FARAya göre yabancı ajan olarak sınıflandırma yapabilmek için bir derneğin yurt dışından aldığı desteği, bağışçının emri ve hedefi doğrultusunda siyasi faaliyette kullandığının kanıtlanması gerekiyor.
Doğu Avrupa konusunda uzman tarihçi ve hukukçu Reeveye göre ise Rusyadaki yasada kanıt aranmıyor, Yurt dışından bağış alan bir dernek, diyelim ki ülkedeki vergi artırımına karşı imza kampanyası düzenledi, bu yeterli diyor.

Heinrich Böll Vakfı Orta Amerika Bölge Direktörü Ingrid Wehr de FARA ile yeni kuşak yabancı ajan yasaları arasındaki farkın üç belirgin noktada toplandığını söylüyor. Wehr, konuyla ilgili makalesinde Birincisi FARA yabancı bağışçı ile alan arasında doğrudan bir emir alma ve onun çıkarını yansıtmayı koşul görüyor. İkincisi FARAda dini, akademik, kültürel ve bilimsel alanda çalışan kişi ve kuruluşlar için çok sayıda istisna mevcut. Üçüncüsü de FARA, öncelikli olarak sivil toplum kuruluşlarına yönelik değil. Yurt dışından destek alan her STK siyasi faaliyet yürütse bile otomatik olarak yabancı ajan olarak kayıt yaptırmak zorunda değil diyor.

Avrupa Birliğinde örneği var mı?
Türkiyede etki ajanlığı düzenlemesi gündeme geldiğinde hükümete yakın medya kuruluşları da ABDdeki FARA dışında Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi düzenlemesini hatırlatıyor. ABnin son yıllarda Avrupa Parlamentosu (AP) vekillerine tesir etmeye yönelik dışardan yapılan girişimlerde ve yasa dışı lobi çalışmalarındaki artış ile başta Rusya kaynaklı dezenformasyonla mücadele amacıyla hız verdiği düzenleme eleştiriliyor.

Etki Ajanlığı yasası sivil toplum kuruluşları ve gazetecileri endişelendiriyor. Etki Ajanlığı yasası sivil toplum kuruluşları ve gazetecileri endişelendiriyor.
Etki Ajanlığı yasası sivil toplum kuruluşları ve gazetecileri endişelendiriyor.Fotoğraf: Christian Charisius/dpa/picture alliance
Siyaset bilimci Sezin Öney ise P24te konuyu ele aldığı değerlendirmede, AB yetkililerinin bu direktifin yabancı ajan yasaları ile hiçbir ilgisinin olmadığı şeklinde savunma yaptığını kaydediyor ve ABnin meselesinin, üye ülkelerin seçimleri ve APnin üyeleri belirlenirken aşırı sağ popülistler ve radikal partileri güçlendiren dış kaynaklı lobilerin faaliyetlerine yönelik şeffaflığı sağlamak olduğunu öne sürüyorlar diyor. Bununla kastedilenin, özellikle Rusyanın Avrupa siyasetini içeriden lobi faaliyetleri ile etkilemesini engellemek olduğunu belirten Öney, Ukrayna Savaşı patlak verdiğinden beri Avrupa Birliğinde Rusyanın siyasi müdahalesinin artacağı kaygısı da yükseliyor diye ekliyor.

AİHMnin Rusya kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), geçen hafta Rusyanın yabancı ajan yasasının insan haklarını ihlal ettiğine hükmetmişti.

Hakimler, başta yabancı ajan tanımı olmak üzere, yapılan kamuoyu anketlerinde halkın çoğunluğunun bunu vatan haini, casus ve halk düşmanı olgularıyla bağlantılandırdığına işaret ederek yasadaki tanımlamaların insanları damgaladığına dikkat çekti. Hakimlere göre ayrıca söz konusu düzenleme Rusyada ulusal güvenliğe değil, korkutma ve cezalandırmaya hizmet ediyor.

Bu kararın AİHMye en çok şikayet edilen ülke olan Rusyanın üzerinde bir etki yaratması beklenmiyor. Çünkü Moskova, AİHM kararlarını uygulamıyor. Konuyu 100den fazla STK mücadele başlatarak, üst mahkemeye taşımıştı.

Kopyalama ile mükemmelleştirme(!) sireci

Heinrich Böll Vakfından Ingrid Wehr de Rusyanın yabancı ajan yasasının Ukrayna, Kırgızistan, Belarus, Polonya, Macaristan, İsrail ve Mısır ile Nikaragua, Guatemala ve El Salvador tarafından da kopyalanmaya çalışıldığını söylüyor ve bunlardan bazılarına atfen Putinin senaryosunu uygulamada neyseki her zaman başarılı olamadılar tespitini yapıyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orbanın 2017de uygulamaya koyduğu yasanın Avrupa Adalet Divanı kararı ile durdurulduğunu hatırlatıyor.

Bunun AB üyesi Polonyada 2021de benzer bir tasarıyı meclise getirmesine engel olmadığını söyleyen Wehr, İsrailde 2016da çıkarılan Şeffaflık Yasası ile finansmanının yüzde 50sini yurt dışından sağlayan kuruluşlara ağır yükümlülükler getirildiğini, bunun öncelikle Filistinli insan hakları kuruluşlarını olumsuz etkilendiğini vurguluyor.

Orta Amerika ülkelerinde de düzenlemenin kopyalandığına işaret eden Wehr, Nikaraguada Devlet Başkanı Daniel Ortega ile eşi Rosario Murillonun sivil toplumu bastırmada benzer bir yasayı nasıl sert biçimde kullandığını şu sözlerle özetliyor: Ortega-Murillo Aşireti, Putinin taslağına dayanan ve 2020de kabul edilen ajan yasasını, hükümeti eleştiren STKlara şiddetli şekilde uyguluyor. 2022 ortasına kadar 200den fazla feminist, iklim koruma ve insani sivil toplum kuruluşu yasaklandı.

Komşu Guatemalada 2021de kabul edilen STKların kayıt altına alınmasına ilişkin düzenlemeyi ve Avrupa Parlamentosunun tepkisini hatırlatan Wehr, bu tür yasalar yabancı etkisini sınırlamak veya kara para aklamayı engellemek hedefiyle gerekçelendirilseler de asıl amacın muahlifleri susturmak veya devre dışı bırakmak olduğunu söylüyor. Ayrıca düzenlemenin STKların bir listeye kayıt olmakla sınırlı olmadığını, yabancı ajan yakıştırmasının bütün kamuoyuna ifşa edildiğini kaydediyor. Wehr, otoriter rejimlerin yeni kuşak yabancı ajan yasalarını başka ülkelerdeki düzenlemelere bakarak takibat ve yaptırım uygulamada mükelleştirmeye çalıştıklarını vurguluyor.  

Wehr, El Salvador Devlet Başkanı Nayip Bukelenin 2021de meclise getirdiği benzer bir taslakta STKların kayıt altına alınması, ilave rapor ve vergi yükümlülüklerine ek olarak, yurt dışından yapılan havalelere yüzde 40 gibi yüksek bir vergiyi de öngördüğünü hatırlatıyor. Sürgünde yaşayan Nikaragualı gazeteci Wilfredo Mirendanın Bukele Orteganın yasasını klonladı ve vergiyle daha da sertleştirdi. Pek çok kuruluş için bu bitiş demekti, çünkü hiçbir devlet veya finansörün bu kadar yüksek komisyon ödemeye hazır olmayacağı belliydi sözlerini hatırlatan Wehr, Ne mutlu ki El Salvadorda yoğun çabalarımızla yasa taslağını çekmeceye geri göndermeyi başardık diye belirtiyor. 

Son güncelleme: 12:10 12.11.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı