• Turkhane Logo

Mızraklı'ya yeniden aynı ceza verildi: 'Bu, mahkemenin verdiği bir karar değil'

Selçuk Mızraklı 19 Ağustos 2019'da görevden alınarak yerine kayyum atanmış ve Ekim 2019'da tutuklanmıştı. Yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın 'terör örgütü üyeliği'' iddiasıyla yeniden yargılandığı davada mahkeme yine aynı hapis cezasını verdi.

10:18 01 Aralık 2023 Cuma
Mızraklı'ya yeniden aynı ceza verildi: 'Bu, mahkemenin verdiği bir karar değil'
Selçuk Mızraklı 19 Ağustos 2019'da görevden alınarak yerine kayyum atanmış ve Ekim 2019'da tutuklanmıştı. Yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı'nın 'terör örgütü üyeliği'' iddiasıyla yeniden yargılandığı davada mahkeme yine aynı hapis cezasını verdi.

Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde Çarşamba günü görülen davada, hakim örgüt üyesi olduğu iddiasıyla, Mızraklıya 9 yıl 4 ay ve 15 gün hapis cezası ile birlikte tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mızraklının avukatı Muhsin Bilal BBC Türkçe için ikinci defa verilen ceza kararını değerlendirdi ve Bu karar, mahkemenin verdiği bir karar değil, o kararın altında imzaları var sadece, ama nihayetinde bu Selçuk Mızraklıyı cezaevinde tutma ve onun hakkında bir ceza kararı vermeye teşvik edildiklerini anlıyoruz dedi.

Görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Yargıtayın bozma kararından sonra aynı dosyadan ikinci defa yargılanıyordu. Mahkeme 2020 yılında Selçuk Mızraklıya 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası vermişti.

Avukatlar dava dosyasını temyiz incelemesi için Yargıtaya göndermişti. Yargıtay 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği bu kararı, Mızraklının savunma hakkının kısıtlandığını söyleyerek, üç ayrı nedenle bozmuştu. Bozma kararı sonrasında 12 Haziran 2023te Mızraklının yeniden yargılaması başladı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olan Selçuk Mızraklının yargılandığı ilk dosya, Hicran Berna Ayverdi adındaki PKK itirafçısı bir kadının beyanları üzerine hazırlanmıştı. Ayverdinin beyanlarıyla birlikte, yeniden yargılama için hazırlanan iddianameye, Haziran ayında Ümit Akbıyık adında bir başka itirafçının beyanlarıyla açılan yeni bir soruşturma dosyası da dahil edildi.

Mızraklının avukatı Bilal İşin en dramatik yanı Mızraklı hakkında tahliye kararı verilmesi gerekirken verilmemesi ve tutukluluğunun devam etmesi ve hakkında tekrar aynı cezanın verilmesi. Tam 51 ay yani dört yılı aşan bir tutukluk durumu var. Ceza kararı verilince bile dosyanın gidip gelmesi süresi de göz önünde bulundurularak tahliye edilmesi gerekiyordu, yani adli bir vaka olsa ya da bir başka siyasi dava olsa tahliye edilirdi. Şu an itirafçı Hicran Berna Ayverdinin beyanıyla ve DTKdan (Demokratik Toplum Kongresi) tutuklu olan bir tek şahıs var; o da Mızraklı. Bu ceza, onun Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanı olmasıyla ilgili dedi.

Mızraklının ikinci defa aynı cezayı almasına gerekçe gösterilen beyanların sahibi olan itirafçı tanık Ümit Akbıyık, 2018de HDPnin (Halkların Demokratik Partisi) Gençlik Meclisinde yer almıştı ve ikinci yargılamada Mızraklının davasına açık kimliğiyle SEGBİS üzerinden katılıyordu.

Akbıyık, Mızraklının örgütün sağlık komitesinde olduğunu iddia etmiş, örgüt üyelerinin talimatıyla kentte film festivalleri düzenleyen Ortadoğu Sinema Akademisi adındaki derneğe yardım ettiğini öne sürmüştü. Mızraklının avukatları derneğin bir Avrupa Birliği projesi kapsamında alınan fonla festival düzenlediğini belgelese de mahkeme Mızraklıya ceza verdi.

Avukat Muhsin Bilal, Ümit Akbıyıkın sadece Mızraklı aleyhine değil, aralarında gazeteci, avukat, sanatçı, sivil toplum çalışanlarının yer aldığı 193 kişi aleyhine de ifade verdiğini belirtti ve onun beyanları üzerine başlatılan operasyonda Nisan ayında gözaltına alınan 193 kişi arasında gazeteci Abdurrahman Gök, Beritan Canözer, gazetecilerin avukatı Resul Temur gibi isimlerin de yer aldığını söyledi.

Çarşamba günü görülen duruşmaya hem Mızraklı, hem de açık itirafçı Akbıyık SEGBİS üzerinden katıldılar. İtirafçı, Mızraklının belediye başkanı seçildikten sonra kendisine Örgütün sağlık komitesinde yer aldığını aktardığını öne sürünce, Mızraklı bunun büyük bir iftira olduğunu söyledi ve kayyum atanmasının meşrulaştırılması için büyük bir kumpasla yüz yüze olduğunu savunarak bu davayı Dreyfus davasına benzetti.

Avukat Bu, takipsizlik kararı verilmesi gereken bir davaydı
Mızraklının avukat Bilal, Yargıtayın bozma kararından sonra müvekkilinin dosyasının, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine geldiğini, 15 Mart tarihinde davanın yeniden görülmeye başlandığını, 12 Haziran, 11 Eylül ve 29 Kasım tarihlerinde olmak üzere dört duruşma gerçekleştirdiğini hatırlattı.

29undaki duruşmada, mahkeme davayı yine aynı suçlamayla 2020 yılındaki cezanın aynısını verdi. Yargıtayın bozma ilamındaki gerekçeleri mahkeme hiç dikkate bile almadı. Yargıtayın bozma kararından sonra normalde, o eksiklikleri, gerekçeleri gidermeleri gerekiyordu, bir şey de elde edemeyince beraat kararı verip tahliye etmeleri gerekiyordu ama öyle olmadı ve aynı cezayı verdiler. Asıl trajik olan da bu, çünkü bu dava takipsizlik kararı verilmesi gereken bir davaydı dedi.

Avukat Bilal, Mızraklı HDPnin Diyarbakır birinci sıra milletvekili olarak meclise girdiğinde Demokratik Toplum Kongresi davasından tutuksuz olarak yargılandığını, kendisiyle benzer konumda olan ve aynı dosyadan yargılanan birçok kişinin beraat ettiğini söyledi.

2016da örgüt üyesi olarak tutuklanan ve itirafçı olan Berna Ayverdinin, Büyükşehir Belediye başkan adayı olduktan sonra, yerel seçimlere on gün kala, Mızraklının aleyhine ifade verdiği ortaya çıkmıştı. Ayverdi, Mızraklının özel bir hastanede doktorluk yaptığı sırada bir örgüt üyesini ameliyat ettiğini ileri sürmüş ve bu ifade ile Mızraklı hakkında yeni bir soruşturma açılmıştı. Bu soruşturmada Mızraklının Mezopotamya Vakfı üyeliği, Sarmaşık Yoksullara Yardım Derneğinin kurucu üyesi olması da örgüt üyesi olmasına delil olarak gösterilmişti.

Selçukun asıl trajedisi belediye başkanı adayı olmasıyla başladı
Mızraklının avukatı Muhsin Bilal, müvekkili için asıl trajedinin Ayverdinin ifadeleriyle başladığını söyledi: Eğer milletvekili olarak parlamentoda kalsaydı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmasaydı, 20 Mart 2019da Hicran Berna Ayverdi adındaki bir itirafçı kadın, üzerine beyanda bulunmayacaktı. DTK dosyası da kaldığı yerde duracaktı, trajedi onun belediye başkanı adayı olması ve adaylığının kesinleşmesi ile başladı yorumunu yaptı.
Yargıtayın bozma kararında, yerel mahkemenin cezayı sağlam gerekçelere dayandırmadığını belirten avukat Muhsin Bilal, Mızraklıya itirafçının beyanları üzerinden ceza verildiğini belirtti.

Yargıtay önce şunu söylemişti; verdiğin cezayı sağlam gerekçelere dayandırman gerekiyor. Öyle olmadığı için kararı bozuyorum dedi. Yerel mahkeme 9 yıl, 4 ay, 15 gün hapis cezasını Ayverdinin beyanlarına dayanarak vermişti. Çünkü iddiaları için alınan belgelerin hepsi tam bir faciaydı ve Yargıtay onun beyanlarına bile girmeden dedi ki Sen DTKya dayandırmışsın ama Mızraklıya ait olduğunu iddia ettiğin konuşma içerikleriyle ilgili ses analiz raporu bile aldırmamışsın, Mezopotamya Vakfı için örgüt kurumu demişsin ama bunu da delillere dayandırmamışsın.

Yargıtayın mahkemeden ispatlamasını istediği gerekçelerin tamamı çöktü
Avukat Bilal, ikinci yargılamada Yargıtayın mahkemeden istediği gerekçelerin eksik bırakıldığını savundu ve Adli Tıptan gelen ses analiz raporunda Selçuk Mızraklı aleyhine değerlendirilecek bir ifade, delil tespit edilmediğini söyledi. Ayrıca Mezopotamya Vakfının faal olduğu ve Emniyetin araştırmasında terör suçları yönünden herhangi bir bağlantıları tespit edilmediği bilgisinin de mahkemeye iletildiğini belirtti. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin Yargıtay kararını dikkate almadan itirafçı tanık Ümit Akbıyıkın beyanları ile aynı cezayı verdiğini öne sürdü.

Yargıtayın mahkemeden ispatlamasını istediği gerekçelerin tamamı çöktü. Mahkeme bozma kararından sonra gerekçeler de çökünce Selçukla ilgili tüm suçlama dayanakları çöktü. Kanuna özen gösteren hiçbir mahkeme bu dosyadan mahkumiyet kararını veremez, hukuken kaçınılmaz olan tek şey beraat kararı vermeleriydi.

Avukat Muhsin Bilal, Mızraklının suçlandığı deliller çökünce, savcılığın yeni bir hamle yaptığını iler sürdü ve yargılama devam ederken Haziran ayında bir başka itirafçının ifadeleriyle yeni bir soruşturma açıldığını öğrendiklerini aktardı: Tam her şey Selçukun lehine gelişiyor derken, bir baktık ki Ümit Akbıyık adındaki bir başka itirafçı tanık çıktı. Üstelik soruşturma açıldıktan sonra Selçukun savunmasını bile almadan dosyası 9.Ağır cezaya jet hızıyla getirilip davasıyla birleştirildi. Biz bunu, Selçukun tahliye edilmesine engelleyen bir müdahale, mahkemeye yeni bir gerekçe yaratma hamlesi ve mahkumiyet kararı için yeni bir delil sunma gayreti ve müdahalesi olarak okuduk.

Avukat Muhsin Bilal, ceza kararından sonra Perşembe günü mahkemeye Yargıtaya temyiz yoluna ilişkin dilekçe verdiklerini belirtti. Mahkeme gerekçeli kararını açıkladıktan sonra Mızraklının avukatları dosyayı Yargıtaya götürecek.

Son güncelleme: 10:18 01.12.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı