• Turkhane Logo

"Kürt siyasi eliti, tüm unsurlarıyla cezalandırıldı"

HDP eski eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ'ın da aralarında olduğu 9 vekilin tutuklanmasının üzerinden beş yıl geçti. Prof. Mesut Yeğen'e göre, HDP'ye dönük baskılar seçmeni HDP'den vazgeçirmiş değil.

11:09 04 Kasım 2021 Perşembe
HDP eski eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ'ın da aralarında olduğu 9 vekilin tutuklanmasının üzerinden beş yıl geçti. Prof. Mesut Yeğen'e göre, HDP'ye dönük baskılar seçmeni HDP'den vazgeçirmiş değil.

Terör soruşturması kapsamında 4 Kasım 2016 tarihinde eş zamanlı bir operasyonla aralarında HDPnin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağın da olduğu 12 HDPli milletvekili gözaltına alındı. Demirtaş ve Yüksekdağın yanı sıra, HDPli vekiller İdris Baluken, Nursel Aydoğan, Leyla Birlik, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Abdullah Zeydan ve Ferhat Encu tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dokuz vekilin tutuklandığı bu tarih, Türkiye siyasetinin dönüm noktalarından biri oldu.

DWden Burcu Karakaşın haberine göre, Kürt meselesi üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Mesut Yeğen, 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDPnin başarısı ve aynı zamanda çözüm sürecinin çökmesi ile başlayan süreçte gerçekleşen dokuz vekilin tutuklanması ile Kürt siyasi hareketinin bastırılmasının hedeflendiği görüşünde. 4 Kasım 2016 tarihinin Kürt siyasi elitinin tasfiye edilmesine ve cezalandırılmasına yönelik bir hareketin başlangıç anı olarak düşünülmesi gerektiğini ifade eden Yeğen,  eş başkanların tutuklanmasının ise sembolik önemi olduğunu söylüyor.

Kürt hareketinin daha önce de benzer süreçlerden geçtiğini dile getiren Yeğen, 2016 yılında yaşananların farkını ise 2016da Kürt siyasi elitinin neredeyse öne çıkan tüm unsurları cezalandırıldı. Cezalandırma, sivil toplum ve yurttaşlara yönelik genişleyerek ilerledi ve genelleşti. Sadece vekil düzeyinde bir cezalandırma olmadı. Yerel düzeyde de siyasi temsilin ortadan kaldırılmasıyla neticelenen bir sürecin başlangıcı oldu diye anlatıyor.

Kürt siyasetçi Leyla Zananın 1991 yılında TBMMde Kürtçe yemin etmesinin ardından Kürt vekillerin dokunulmazlıkları 1994 yılında kaldırılmıştı. Zananın yanı sıra Kürt vekiller Ahmet Türk, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

AKP 7 Haziranın rövanşını almak istedi
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da 4 Kasım 2016ya giden sürecin, 7 Haziran 2015 seçimlerinde başladığı kanaatinde. Danış Beştaş, 7 Haziran seçimlerinde AKP büyük bir hezimet yaşayınca bunun rövanşını almak istedi ve HDPyi demokratik siyasetin dışına itmek, adeta yasaklı hale getirmek için her türlü hukuk dışı yönteme başvurdu diyor.

AKP, 7 Haziran 2015te yapılan genel seçimlerinde Meclisteki çoğunluğunu kaybederek tek başına iktidar olabilmesi için ihtiyacı olan 276 sandalye sayısına ulaşamadı. HDP ise aynı seçimlerde barajı aşarak yüzde 13,2lik oy oranıyla 80 milletvekili çıkardı ve Mecliste üçüncü büyük parti konumuna erişti.

Selahattin Demirtaşın seçim öncesi 2015 yılının Mart ayında partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik Seni başkan yaptırmayacağız sözleri ise ülke gündemine oturmuştu. Danış Beştaş, başkanlık sisteminin Demirtaş dahil 11 HDPli milletvekilinin cezaevinde olduğu dönem hayata geçtiğini hatırlatarak 4 Kasım aynı zamanda, bütün Türkiye halkları açısından karanlık bir geleceğin fitiliydi eleştirisini dile getiriyor.

4 Kasım 2016dan bu yana yapılanların hukuk dışı olduğunu savunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına dikkat çeken Danış Beştaş, AİHM Büyük Dairesinin tutuklamaların siyasi amaçla yapıldığını ve Türkiyeyi 18inci maddeden mahkûm ettiğini bütün dünyaya ilan ettiğini söylüyor.

Demirtaş dosyası denetleme sürecinde
AİHM Büyük Dairesi, Selahattin Demirtaş ile ilgili kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 18inci maddesine atıfta bulunarak Türkiyenin HDPli Demirtaşı tutuklama gerekçelerinin hukuki değil, siyasi olduğuna hükmetmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 20 Kasım 2018 tarihli kararın ardından yaptığı açıklamada, AİHMin kararları bizi bağlamaz demişti.

Ancak Türkiye, AİHMnin Demirtaşla ilgili kararını uygulamadığı gerekçesiyle Osman Kavala dosyasında olduğu gibi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin denetleme sürecine girdii. Bakanlar Komitesi, Demirtaş ve Kavalanın dosyalarını 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında Strasbourgda büyükelçiler düzeyinde düzenlenecek toplantıda bir kez daha ele alacak. O tarihe kadar dosyada gelişme olmaması halinde Demirtaş kararıyla ilgili Ankarayı uyaran bir ara kararın kabul edilmesi bekleniyor.

Kürt temsiliyetine yönelik müdahale başarısız oldu
Prof. Dr. Mesut Yeğene göre 4 Kasım 2016yı izleyen süreçte HDP çizgisinin ana akım olmasının önüne geçmek isteyen devlet bunu başardı. Fakat Kürt hareketinin temsiline yönelik müdahalenin amacına ulaşmadığını savunuyor.

Kürtler ve Kürt meselesi halen HDP tarafından temsil ediliyor. Burada zayıflama sağlanabilmiş değil. Yurttaşlar da HDPyi desteklemekten vazgeçmiş değil, vazgeçecek gibi de görünmüyor. Dolayısıyla buradan baktığımızda, devlet açısından açık bir başarısızlık söz konusu diyen Yeğen, 2016daki tutuklamalarla başlayan sürecin tamamlanmadığını, HDPye yönelik kapatma davasına işaret ediyor. Yeğen sözlerini, Cezalandırılanlar içeride ama onlara yenileri ekleniyor. Fezlekeler düzenlenmeye devam ediliyor. Mevcut vekiller üzerinde yeni bir dalga estirilebilir diye sürdürüyor.

HDPnin güçlenerek yoluna devam ettiğini dile getiren Meral Danış Beştaş da HDPye yönelik kapatma davasını örnek göstererek Kürt hareketine yönelik müdahalelerin sürdüğünü ekliyor. Beştaş, Tutuklamaların beşinci yılda bütün arkadaşlarımızın özgürlüğünü talep ediyoruz diyor.

Anayasa Mahkemesinde (AYM) açılan kapatma davası kapsamında ise HDPye savunma için verilen ek süre, 8 Kasımda sona erecek. HDPnin bu tarihte savunmasını AYMye sunması bekleniyor.

Son güncelleme: 11:09 04.11.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı