• Turkhane Logo

Erdoğan'ın İmralı çıkışının ardında bakın ne planlar var

Erdoğan'ın

08:50 14 Ocak 2022 Cuma
Erdoğan'ın İmralı çıkışının ardında bakın ne planlar var
Erdoğan'ın

DWden Gülsen Solakerin haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın, gözleri İmralı-Edirne cezaevi hattına çeviren dünkü Demirtaş Öcalana hesap verecek şeklindeki açıklamasının ardından Ankaradaki siyasi kulislerde bu ifadelerin ne anlama geldiği ve iktidar için yeni bir stratejiye evrilip evrilmeyeceği tartışılıyor.

Erdoğan dünkü grup konuşmasında İmralı cezaevindeki PKK lideri Abdullah Öcalan ile eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında bir hesaplaşma yaşanacağını söyleyerek, Edirnedeki, en büyük hesabı İmralıdakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar demişti.

Erdoğanın bu sözlerinin ardından siyasi kulislerde Acaba AKP Kürt politikasında bir strateji değişikliği mi yapacak? sorusunun yanıtı aranmaya başlandı.

İktidara göre Öcalan Demirtaşa tepkili
Siyasi gözlemcilere göre AKP, çözüm sürecinin bitmesi ve Demirtaşın tutuklanmasının ardından Kürt seçmenlerin desteğini ciddi boyutlarda kaybetti. Aynı gözlemciler, AKPnin kaybettiği Kürt oylarını bir şekilde yeniden kazanmak istediğini, bunun için de yol arayışında olduğunu belirtiyor.

DW Türkçenin ulaştığı AKPli yetkililer, Erdoğanın bu açıklamayı büyük ihtimalle önüne gelen istihbarat raporlarına dayanarak yaptığını kaydediyorlar.

Adının açıklanmasını istemeyen AKPli bir yetkilinin değerlendirmesi şöyle:

Öcalanın, çözüm sürecinde HDPnin sorumlu davranmadığını düşündüğü ve sürecin bitmesinden Demirtaşı da sorumlu tuttuğu zaten bilinen bir şey. Muhtemelen Öcalan ile İmralıda yapılan görüşmelerde bu konu yeniden gündeme gelmiş olabilir ve Sayın Cumhurbaşkanı da bu raporları okumuş olabilir.

Aynı yetkiliye göre önümüzdeki süreçte Öcalanın yeni bir mektup kaleme alması da gündeme gelebilir.

2019daki yerel seçimler öncesinde Öcalanın İstanbuldaki seçimlerde HDPyi tarafsız kalmaya çağıran mektubu bir akademisyen aracılığıyla kamuoyuna duyurulmuştu. Abdullah Öcalanın kardeşi Osman Öcalan da TRT Kurdiye çıkartılmıştı. Her iki hamle de kamuoyunda çokça konuşulmuş ancak yerel seçimde iktidar lehine bir etki yapmamıştı.


HDP şimdilik sessiz
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğanın sözlerini hem siyasi hem de hukuki açıdan eleştirenler var.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Zonguldak ziyareti sırasında sorular üzerine Erdoğanı İmralının postacılığına soyunmakla suçlayarak, şunları söyledi:

Şimdi İmralının postacılığına soyunmuş, öyle anlaşılıyor. Posta memuru mu kendisi? Gidip tezgahı kuran, konuşan, medet uman o. Yerel seçimlerde ne yaptı? Yerel seçimlerde de ona bir akademisyen gönderdi. Acaba bize oy verebilirler mi? diye. Selamlarını getirdi. Devletin televizyonunda bunu canlı yayınladılar.

HDPli yetkililer ise şimdilik sessiz. Parti yetkilileri detaylı bir durum değerlendirmesi yapmadan görüş vermek istemediğini belirttiler.

Hukuken izah edilemez sözler
Erdoğanın sözlerini hukuki açıdan değerlendiren emekli Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, açıklamanın hukuken izah edilemeyeceğini kaydediyor.

Anayasanın 104. maddesine göre devletin başı olan Cumhurbaşkanının anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etmekle görevli olduğunu hatırlatan ceza hukukçusu Türkaslan, şunları söylüyor:

Konuşmaya göre bir siyasi partinin eski genel başkanı, silahlı terör örgütü kurup yönetmekten mahkum olmuş, cezası infaz edilmekte olan kişiye hesap verecektir. Hukuk devletinde bireyler yargıya hesap verirler. Birisinin, bir başkasına hesap vereceğini söylemek Türkiyenin hukuk devleti olduğunu inkar etmektir.

Türkaslan, hukuk devletinde kişinin kişiye hesap vermesinin söz konusu olamayacağını da ifade ederek, DW Türkçeye şu değerlendirmeyi yapıyor:

Hesap soracak olan kişi PKK terör örgütünün lideri olmaktan mahkumdur. Bu kişiyi hesap verilecek, hesap sorar konuma getirmek terör örgütü liderini meşrulaştırmak, legalize etmektir ki bunun hukuk içinde izahı yoktur.

PKK ile çatışma sürecini sonlandırmak amacıyla demokratik açılım adı altında 2009 yılında başlayan çözüm süreci 2014 yılında yasalaştırılmıştı. 2015te sonlandırılan sürecin akıbetiyle ilgili taraflar birbirini suçluyor.

Son güncelleme: 08:50 14.01.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı