• Turkhane Logo

5 soruda Can Atalay krizi

Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay'a ilişkin verdiği ikinci ihlal kararından sonra gözler İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi. DW Türkçe

10:35 26 Aralık 2023 Salı
5 soruda Can Atalay krizi
Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay'a ilişkin verdiği ikinci ihlal kararından sonra gözler İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi. DW Türkçe

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalayın Yargıtay tarafından tahliye edilmemesi üzerine ikinci kez ihlal kararı verdi. Ancak mahkeme henüz gerekçeli kararını açıklamadı. Kararın bu hafta Resmi Gazetede yayımlanması bekleniyor. Bu nedenle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Atalaya ilişkin verilen hak ihlali kararını görüşmek için henüz toplanmadı.

DW Türkçeden Alican Uludağ, Can Atalaya ilişkin yaşanan krize beş soruyla mercek tuttu.

1 - Yargıdaki Can Atalay krizi nasıl başladı?
Gezi davası kapsamında, Hükümeti devirmeye teşebbüse yardım etme iddiasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 25 Mayıs 2022de tutuklanarak cezaevine konulan Can Atalay, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Hataydan milletvekili seçildi. Atalay, milletvekili seçildiğinde Yargıtay henüz Gezi davasındaki mahkûmiyet kararlarını onamamıştı. Avukatlar, Anayasanın yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesi uyarınca Atalayın tahliyesini istedi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ilk olarak 13 Temmuz 2023 tarihinde bu talebi reddetti. Yargıtay, gerekçesinde hükümeti devirmeye teşebbüs suçunun Anayasanın 14. maddesindeki durumlar kapsamına girdiğini ve yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağını bildirdi. Bunun üzerine Atalay, AYMye bireysel başvuruda bulundu. AYM İkinci Bölüm, 27 Eylülde yaptığı açıklamada, Atalayın bireysel başvurusunu 5 Ekimde görüşeceğini duyurdu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu duyurudan bir gün sonra Gezi davası kapsamında Atalayın cezasını onadı ve mahkûmiyet hükmünü kesinleştirdi. Bu kararın gerekçesinde Atalayın yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı bir kez daha belirtildi, AYMnin var olan bir anayasa hükmünü yorum yoluyla değiştiremeyeceği savunuldu.

2 - AYMnin ilk ihlal kararında ihlal tezi neydi?
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25 Ekimde görüştüğü başvuruda, Can Atalaya ilişkin 5e karşı 9 oyla iki temel hakkın ihlal edildiğine karar verdi. Bu haklar, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı oldu. Kararı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderen AYM, kararında açıkça Atalayın infazının durdurulmasını ve tahliyesini istedi. Kararda, Anayasanın 14. maddesinin metninin, Anayasanın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Anayasanın 14. maddesindeki durumlar ibaresinin yasama dokunulmazlığı dışında bırakılan suçların salt yargı organlarının kararlarıyla anlamlı bir şekilde belirlemeye ve böylece belirlilik ve öngörülebilirliği sağlayacak şekilde yorumlamaya elverişli olmadığı vurgulandı. Anayasanın 14. maddesindeki durumlar ibaresindeki belirliliği sağlama görevinin münhasıran kanun koyucuya ait olduğu belirtilen kararda, kanun koyucunun söz konusu ibarenin belirliliğini sağlamak için bugüne kadar yasal bir düzenleme yapmadığına dikkat çekildi. Kararda, Anayasanın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Anayasanın 14. maddesindeki durumlar ibaresinin belirliliğinin yargı kararları ile sağlanması seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına bir müdahale oluşturacağı için anayasal olarak mümkün olmadığı gibi Anayasanın açıkça parlamentoya verdiği bir yetkinin de kullanılması anlamına gelecektir denildi.

Buna karşılık Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin Ömer Faruk Gergerlioğlu içtihadına aykırı davrandığı, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmediği; aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasanın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal ettiği vurgulandı. Kararda, Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip, belirliliği ve öngörülebilirliği sağlayan anayasal veya yasal bir düzenlemenin bulunmaması nedeniyle başvurucunun Anayasanın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır değerlendirilmesi yapıldı.

3 - Yargıtayın AYMye karşı tezi ne oldu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYMnin kararını uygulamak yerine dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. Daire de 8 Kasımda AYM kararına uyulmamasına hükmetti. Kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay, AYMyi süper temyiz mahkemesi olmak ve yargısal aktivizm yapmakla suçladı. Kararda, seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olması kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki durumların yasama dokunulmazlığı dışında kaldığı, Atalayın hükümeti devirmeye teşebbüse yardım suçundan mahkûm olduğu, bunun da Anayasanın 14. maddesi kapsamında sayılan suçlar arasında yer aldığı ve Atalayın bu nedenle yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı savunuldu. Aksi durumda ise Fethullah Gülen, Murat Karayılan ve Cemil Bayık gibi isimlerin milletvekili seçilmeleri halinde TBMMye girmelerinin önünün açılacağı öne sürüldü.

Yargıtay kararında ayrıca, AYMnin yürürlükte bulunan Anayasa normunun uygulanmasını bireysel başvuru yoluyla ortadan kaldıracak veya işlevsiz hale getirecek şekilde bir karar vermesinin hukuken mümkün olmadığını savunuldu. Kararda, Anılan maddede öngörülen faaliyetler konusunda, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyete yönelen tehdidin ağırlığı ile orantılı olacak bir biçimde içtihatta süreklilik ve istikrar ilkeleri de gözetilerek Anayasa koyucunun 14. maddede bilinçli bir tercihin ürünü olarak bıraktığı boşluğun, yargı kararları ile doldurularak belirli hale getirilmesi, ilgili Anayasa normunun yürürlüğünün ve işlevinin korunması bakımından hukuk devletinin bir gereğidir değerlendirmesi yapıldı.

4 - Cumhur İttifakının krizdeki rolü ne?
Cumhur İttifakının temsilcileri, Can Atalay krizi boyunca Yargıtaydan yana tavır aldı, AYMyi eleştirdi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Yargıtayın direnme kararından önce yaptıkları açıklamada, AYMyi eleştirirken, Yargıtayın karara direnebileceği mesajını verdiler. Tunç, AYMye Anayasa maddelerini yorum farkıyla yok saymakla suçladı. Yıldız ise Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz. Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz ifadelerini kullandı. Yargıtayın uymama kararından sonra konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Yargıtayın kararının bir kenara atılamayacağını savundu. Ancak Erdoğan, ikinci açıklamasında, krizde taraf değil, hakem olduğunu kaydetti. Kriz sürerken, iktidar temsilcileri, özellikle AYMnin bireysel başvuru yetkilerinin sınırlandırılması gerektiği mesajını verdi. Adalet Bakanlığında bu yönde bir çalışma olduğu kulislerde konuşuluyor.

5 - AYMnin ikinci ihlal kararına uyulacak mı?
Anayasa Mahkemesi, 21 Aralıkta Can Atalaya ilişkin ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Toplantıya katılan tüm üyeler, özellikle Atalayın Anayasada güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğinde birleşti. Mahkeme, bir kez daha Atalayın tahliye edilmesi için kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Ağır Ceza Mahkemesinin bu karara uyup oymayacağı veya dosyayı yeniden Yargıtaya gönderip göndermeyeceği şimdilik bilinmiyor. Ancak Anayasanın 153. maddesine göre AYM kararları yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı nitelikte.

Son güncelleme: 10:35 26.12.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı