• Turkhane Logo

Türköne: Savcıya dosyadan el çektirilsin, hakkında soruşturma açılsın

Zaman'ın 11 eski köşe yazarı ve editörünün yargılandıkları davanın son celsesi yazar Mümtaz'er Türköne'nin, "Savcının bu dosyadan el çektirilmesi ve hakkında soruşturma açılmasını talep ediyorum." sözleriyle başladı.

14:17 10 Mayıs 2018 Perşembe
Türköne: Savcıya dosyadan el çektirilsin, hakkında soruşturma açılsın
Zaman'ın 11 eski köşe yazarı ve editörünün yargılandıkları davanın son celsesi yazar Mümtaz'er Türköne'nin, "Savcının bu dosyadan el çektirilmesi ve hakkında soruşturma açılmasını talep ediyorum." sözleriyle başladı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Zaman Gazetesinin 11 eski köşe yazarı ve editörü, “Anayasayı ihlal,” “örgüt üyeliği,” “propaganda” ve “örgüte yardım” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın son celsesinde 10-11 Mayıs günlerinde hâkim karşısına çıkacak.

Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hükmünü açıklaması beklenen duruşmadan P24‘ün mahkeme salonundan aktardığına göre, savcı tarafından daha önce dört sanık hakkında verilen ek mütalaa kayda geçirildi.

Duruşumada ilk olarak Mümtaz’er Türköne esas hakkında savunma yapmak için söz aldı.


Türköne, “İddianamede 10, mütalaada 23 yazı var. Teslim edilen CD’lerde yazıların bir kısmı savcının mütalaasından sonra toplanmış. Mahkeme ara kararında 30-40 yazı talep ediyor ama bin kadar yazı toplanıyor. Mahkemenin talep etmediği makaleler var. Makale diyorum zira biz sadece makalelerden yargılanıyoruz.” diyerek savunumasına şöyle devam etti:

Savcı bey bu 1000 kadar makaleyi tarayıp alıntılar yaparak mütalaasını hazırlamış.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’na duruşma savcısı Cem Üstündağ hakkında suç duyurusunda bulunmak istiyorum.

Savcının esas hakkındaki mütalaası çok sayıda kanunu ihlal etmektedir.

Savcının bu dosyadan el çektirilmesi ve hakkında soruşturma açılmasını talep ediyorum.

Sözlerinin devamında Türköne, “Savcının mütalaaya iddianamede olmayan, mahkemeye sunulmamış belgeleri katması CMK’ya aykırıdır. “Mutfakta biri mi var” kuşkusu yaratmıştır.” diyen Türköne, “Bu uygulama, Şahin Alpay hakkındaki AYM ve AİHM kararlarının benzerinin diğer sanıklar için de çıkabileceği ve tahliye sonucunu vereceği endişesiyle yapılmış izlenimi veriyor. Mehmet Altan’ın durumundaki gibi hüküm tesis edildiği için AYM ve AİHM kararının gerektirdiği tahliyenin uygulanamamasının bizler için de geçerli olması istenmiştir. Savcının hüküm verme konusundaki aceleciliği adil yargılama hakkı ihlali kuşkusu uyandırmaktadır. AYM ve AİHM’in gazete yazılarının suç delili olarak yer aldığı durumlarda yazıların tam metninin verilmesi kararı burada da uygulanmalı. Duruşma savcısı ise yazılardan kısa alıntılarla yetinmiş ya da sadece yazı tarihlerini vermiştir. Şahin Alpay’ın AYM ve AİHM kararlarında yer alan beş köşe yazısı tarihleriyle mütalaada yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Türköne, sözlerine şöyle devam etti:

Duruşma savcısı suç unsuru olmayan delilleri tekrar kullanarak Anayasa’ya meydan okumuştur.

AYM “gazete makalelerinden tutuklama yapılamaz” derken savcı makalelerden hüküm istemektedir. Mütalaa ihlalin kasten devam ettirildiğini göstermektedir.

Artık her yerde referans gösterilecek AİHM’in Şahin Alpay kararı bu anlamda bir delil teşkil etmektedir.

YAZDIKLARI VE PAYLAŞTIKLARINDAN YARGILANIYORLAR

İki gün sürmesi beklenen duruşmada Zaman gazetesinin eski köşe yazarları Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, İhsan Dağı, Lale Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural, avukat ve Bugün gazetesi köşe yazarı Orhan Kemal Cengiz, Zaman’ın eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Özdemir, Ankara temsilcisi Mustafa Ünal ve gece editörü İbrahim Karayeğen, savcının esas hakkındaki mütalaasında yer alan suçlamalara karşı nihai savunmalarını sunacaklar.

Davanın 5 Nisan 2018 günü Silivri Cezaevi yerleşkesindeki mahkeme salonunda görülen üçüncü duruşmasında mütalaasını sunan savcı, tutuklu yargılanan Bulaç, Türköne, Alkan, Özdemir, Ünal ve Karayeğen’in TCK 309/1 kapsamındaki “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, TCK 314/2 kapsamındaki “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ise üst sınırdan, 15’er yıl hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti.

Mart ayında Anayasa Mahkemesi kararıyla 590 günü aşkın tutukluluğun ardından Silivri Cezaevi’nden tahliye edilerek ev hapsine konulan Alpay ve tutuksuz yargılanan yazarlar Cengiz ve Dağı’ya da “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamaları yönelten savcı, Alpay, Dağı ve Cengiz hakkında tutuklama talebinde bulunmamıştı.

Ancak savcının 24 Nisan tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Cengiz, Dağı, Özdemir ve Karayeğen hakkında ek bir mütalaa sunduğu öğrenildi. Savcı daha önce “darbe” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla müebbet hapis cezası ve 15 yıla kadar hapis talep ettiği Dağı ve Cengiz hakkında, ek mütalaada Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 ve TCK 43/1 maddeleri uyarınca “zincirleme şekilde terör örgütü propagandası” suçundan 13’er yıla kadar hapis cezası talep ederken, Karayeğen ve Özdemir hakkında ise TCK 314/1 maddesi uyarınca “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Yine tutuksuz yargılanan yazarlar Sarıibrahimoğlu ve Ural için ise 5 Nisan’da sunulan esas hakkındaki mütalaada TCK 220/7 kapsamında “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgüte yardım etmek” suçlamasıyla ceza talep edilmiş, her iki yazarın da iddianamedeki diğer suçlamalardan beraatleri istenmişti.

5 Nisan’daki duruşmanın sonunda mahkeme, davanın yazar ve editörler dışında kalan 18 sanığının dosyalarının “diğer sanıkların atılı eylemleriyle aralarında hukukî ve fiilî irtibat bulunmadığından” bu dosyadan ayrılmasına karar vermiş, ayrıca etkin pişmanlıktan yararlanan iki diğer sanığın dosyalarını da ayırmıştı.

Mahkeme, Zaman gazetesi haricinde Fethullah Gülen grubu ile ilişkili diğer medya kuruluşları bünyesinde görev almış 18 sanığın ayrılan dosyalarını 30 Nisan tarihinde hükme bağladı. Mahkeme, 18 sanıktan 10’una “örgüt üyeliği” ve “üye olmaksızın örgüte yardım” suçlarından 3 yıl 1 ay 15 gün ile 9 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verirken, sanıklardan 5’inin beraatine hükmetti. Üç sanığın dosyası ise ayrıldı.

Kamuoyunda “Zaman davası” olarak anılan dava, 10 Nisan 2017 tarihinde, 30 sanık hakkında düzenlenen iddianamenin kabulüyle açılmıştı. Davadaki sanık sayısı, Zaman gazetesi yöneticilerinden Adil Gülçek’in dosyasının da bu dosyayla birleştirilmesinin ardından 31’e çıkmış, davanın ilk duruşması 18-19 Eylül 2017 tarihlerinde görülmüştü.

Son güncelleme: 14:17 10.05.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı