• Turkhane Logo

Gazeteciler, Türkiye’de mülküne el konan meslektaşlarının uğradığı mağduriyetleri anlattı

Türkiyede AKP iktidarı tarafından kapatılan ve el konulan muhalif Medya kurumlarının çalışanları Düsseldorf’taki medya festivalinde buluştu.

11:40 28 Ağustos 2022 Pazar
Gazeteciler, Türkiye’de mülküne el konan meslektaşlarının uğradığı mağduriyetleri anlattı
Türkiyede AKP iktidarı tarafından kapatılan ve el konulan muhalif Medya kurumlarının çalışanları Düsseldorf’taki medya festivalinde buluştu.

Festivalin katılımcıları arasında olan İnternational Journalist Association’ın düzenliği ilk oturuma IJA Dış İlişkiler Direktörü Yüksel Durgut’un moderatörlüğünde Kerim Balcı ve avukat Fikret Duran konuk oldu.

IJA’nın YouTube kanalından canlı yayınlanan oturumda AKP iktidarının muhalif medya kurumlarını susturmak için uyguladığı baskı rejimi masaya yatırıldı.

Avukat Fikret Duran konuşmasında, Türkiye’nin en büyük medya gruplarından biri olan Samanyolu Yayın Grubu’nun nasıl susturulduğunu anlattı;


“Medya kurumlarına terör soruşturmaları Gezi eylemlerinin ardından hız kazandı. Hükümetin pompaladığı argümanları kullanmayan medya kuruluşları devletin polis gücüyle karşı karşıya kaldı ve cezalandırıldı. Ben o süreçte Samanyolu Yayın Grubu’nun kapatılması ve mallarına el konulması sürecini birebir yaşayarak şahit oldum. O dönemde Samanyolu Yayın Grubu çok sayıda televizyon, radyo ve 850 civarında çalışanı ile yayın hayatına devam ediyordu.

YOLSUZLUK HABERLERİ SÜRECİ HIZLANDIRDI

Samanyolu’nun yolsuzlukları haber yapmasının ardından kapatılma ve el koyma süreci hızlandı. Erdoğan ekranlarda, toplantılarda yaptığı konuşmalarda birebir terör ve ajanlıkla suçladı ve talimat verdi. İlk harekete geçen RTÜK oldu. RTÜK içerik denetiminden frekans tahsisine varana kadar çok geniş yetkileri olan bir kurul. Bir örnek vereyim. Mesela 2013 yılında o dönemin parası ile kesilen cezalar 4 milyon lirayı bulmuştu. Seçimlerin hemen öncesinde 1 günde 63 kez ceza ve 70’in üzerinde yayın durdurma cezası verildi. Bunun başka bir örneği bulunmuyor ve cezaların tamamı haberlerle ilgili. Mesela Soma maden kazasında, kazazedelerin yakınlarının mikrofonlara söylediği cümleler sebebiyle cezalar verildi. Bu cezaların amacı televizyon kanallarını ağır ekonomik yük altına alarak, yayın yapılamaz hale getirmekti.

DENETİMLER İÇİN TELEVİZYON BİNASINDA KAMP KURDULAR

Aynı dönemde belediyeler, vergi dairesi ve diğer kurumlar gün aşırı denetimler yaparak cezalar kesti. Kurumların görevlendirdiği kişiler haftalarca televizyon binasında kamp kurdular. Ankara, İstanbul ve Eskişehir’de dizi çekimleri vardı. Valilikler bizzat setlerde çekim yapılmasını yasakladı. 14 Aralık 2014’te Hidayet Karaca ile birlikte çok sayıda basın emekçisi gözaltına alındı. Bunlar senaryo yazanlardı ve suçlama dizide geçen diyaloglardı. Suçlama bir AKP klasiği idi. Terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği.

DOSYANIN SAVCISI ADALET BAKAN YARDIMCISI OLDU

Dosyanın savcısı tanıdıktı. Daha sonra Adalet Bakan Yardımcısı olan, Osman Kavala’nın dosyasına da bakan savcı Hasan Yılmaz. Belli ki, her şey tiyatroydu ve talimatı hükümet vermişti. Bir buçuk yıl sonra tahliye kararı verilmişti ama yine Ankara’dan gelen talimatla tahliyeler gerçekleştirilmedi. Hidayet Karaca bu dava sebebiyle 33 yıl hapis cezası aldı ve halen Silivri Cezaevi’nde. Buna rağmen Samanyolu TV yayın hayatına devam etmeye çalıştı. Ancak Samanyolu Televizyonu’nun Digitürk ve Türksat üzerinden yayın yapmasına izin verilmedi. Bu sebeplerle artık yayın yapma imkanı kalmadı. Sonraki adım olarak da yönetime kayyım atandı. Ancak zaten artık fiili oralak yayın yapılamıyordu. Bu atamanın sebebi televizyon binasına ve içindeki teknik cihazlara el koyarak yandaş basın kuruluşlarına peşkeş çekmekti.

“ERDOĞAN’IN KOLLARI UZUNDU”

Kurumun avukatlığını yaptığım için 15 Temmuz sonrası benim için de sıkıntılı bir ortam oluştu. Avukatlık yapma imkanım kalmadı ve ben de yurt dışına çıktım. Türkiye’de olanlar tutuklanmaktan kurtulamadılar. Yurt dışına çıkanlar yakalanmaktan belki kurtuldu ancak Erdoğan’ın kolları uzundu ve medya çalışanlarının peşine yurt dışında da düştü. Erdoğan İnterpol aracılığı ile yurt dışındaki gazetecileri de tutuklatmaya çalıştı. Ancak İnterpol yöneticileri, Türkiye’nin prosedürü kötüye kullandığının farkına vardılar ve Türkiye’nin taleplerini karşılamadılar. Ancak Erdoğan’ın formulleri bitmedi. Bu sefer de basit, adi suçları bahane edip bir soruşturma açtırdı ve yine İnterpol aracılığı ile iadeye çalıştı.
Eski medya çalışanları hakkında ekonomik saldırılar da gerçekleşti. Bu kişilerin Türkiye’deki mal varlıkları üzerine tedbir konuldu.”

RAPORLA GAZETECİLER KARA LİSTEDEN ÇIKARILDI

Gazeteci Kerim Balcı da mülkiyetine el konulan gazetecilerin durumunu ortaya koyan uluslararası raporun önemine vurgu yaptı. Balcı; ‘Hazırlanan bu rapor, yurtdışında finansal sorun yaşayan gazetecilere yardımcı oluyor.’ İfadelerini kullandı. Kerim Balcı; “Özellikle ABD ve Almanya’da bazı sürgün gazetecilerin hesapları donduruldu ancak bu raporla gazeteciler kara listeden çıkarıldı” dedi.
 

Son güncelleme: 11:40 28.08.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı