• Turkhane Logo

Kaftancıoğlu, 15 Temmuz’da Köprü’de öldürülen askerlerle ilgili konuştu

Boğazı kesilerek öldürülen askerlerle ilgili açıklamalarıyla ilgili yargılanan Canan Kaftancıoğlu sözlerinin arkasında olduğunu söyledi.

15:37 22 Temmuz 2019 Pazartesi
Kaftancıoğlu, 15 Temmuz’da Köprü’de öldürülen askerlerle ilgili konuştu
Boğazı kesilerek öldürülen askerlerle ilgili açıklamalarıyla ilgili yargılanan Canan Kaftancıoğlu sözlerinin arkasında olduğunu söyledi.



İstanbul seçimlerinin kazanılmasının ardından yıllar önce attığı tweetlerinden dolayı 11 yıl hapsi istenen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 15 Temmuz günü Boğaziçi Köprüsü’nde boğazı kesilerek öldürülen askerlere ilişkin konuştu. Kaftancıoğlu, “15 Temmuz’da köprüde boğazı kesilen askerleri eleştirmişim. Neden eleştirmeyeyim. Tutarsınız yargılarsınız cezalandırırsınız. Hiç kimsenin hiç kimsenin yaşam hakkını elinden alma hakkı yoktur” dedi.

Halk TV’de Medya Mahallesi programına katılan Kaftancıoğlu, altı yıl önce yaptığı bazı sosyal medya paylaşımları ve üretilen sahte içerikler ile açılan davayla ilgili konuştu. Kaftancıoğlu, “Suçum çok büyük! Cumhurbaşkanına hakaret etmişim, kamu görevlisine hakaret etmişim, halkı kin ve nefrete teşvik etmişim! Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni  aşağılamam. Çünkü ben Atatürk’ün kurduğu partide görevliyim. Ve o koltuklarda oturanların o makamları aşağılamasınlar diye onları uyarma sorumluluğum var” dedi. Kaftancıoğlu, “Eleştirmezsem siyaset yapmamın bir anlamı kalmaz” diye konuştu.


SORUNLAR DERİNLEŞİYOR

Kaftancıoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Ne hikmetse 23 Haziran’dan önce birilerini aklına gelmiş tweetlerim soruşturulmuş, sonra o dosya rafa konulmuş. Ne zaman ki 31 Mart seçimlerine gelirken yine bu dosya birilerinin aklına gelmiş. Seçim ertelenir ertelenmez dosya sürece konulmuş. 13 Ocak’taki haliyle bir ek bile yapılmadan jet hızıyla 5 günde kabule dilmiş. Ne hikmetse ilk duruşmada savunma istememe rağmen kabul edilmedi, sonra da hâkim kendi kararından vazgeçerek 18 Temmuz’a dava günü verildi. Suçum çok büyük, Cumhurbaşkanına hakaret etmişim, kamu görevlisine hakaret etmişim, halkı kin ve nefrete teşvik etmişim, bunları 6 yıl önce attığım tweetlerle yapmışım. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni  aşağılamam. Çünkü ben Atatürk’ün kurduğu partide görevliyim. O koltuklarda oturanlar da o makamları aşağılamasınlar diye bunu yapanları uyarma sorumluluğum var. Benim babam yıllarca Anadolu’nun bir köyünde kamu görevlisi yapmış biri. Kamu görevlerini kötüye kullanarak halkın üç kuruşunu çalan insanları ifade etmek durumundayım ben. Ben eleştirmezsem o zaman siyaset yapmamın bir anlamı kalmaz.”

YAŞAM HAKKI SAVUNUCUSUYUM

6-7 yıl öncesinde de yazdım, o günün koşullarında eleştirdiğim ve eleştirmem gereken durumları cımbızla seçip, bağlamından koparıp sundular. Ben bir yaşam hakkı savunucusuyum. Suçu ne olursa olsun herkesin yargılanma hakkı vardır. Ne olursa olsun siz 3 kadını Avrupa’nın merkezince vahşice öldürüyorsanız ben bunu kınamak zorundayım. Bu kişilerin suçu ne olursa olsun bunu yapmak zorundayım. Ne olursa olsun sen o kişileri yargılamak zorundasın.

BOĞAZI KESİLEN ASKERLER

15 Temmuz’da köprüde boğazı kesilen askerleri eleştirmişim. Neden eleştirmeyeyim. Tutarsınız yargılarsınız cezalandırırsınız. Hiç kimsenin hiç kimsenin yaşam hakkını elinden alma hakkı yoktur. Bu bir ceza değil, cezalandırma davası. Siz düşünce özgürlüğü çerçevesinde bunları yargılayamazsınız.

AKP GERÇEKLİKTEN KOPTU

Kaftanıcıoğlu AKP’nin çöküş döneminde olduğu yorumlarıyla ilgili ise şöyle konuştu:

“Bu tespite katılmamak mümkün değil. Araştırmalarımıza göre iktidarın vatandaşla arasında korkunç bir mesafe koyduğunu gördük. İktidar gerçeklikten öyle koptu kendi gerçekliğinden de koptu. Bu kopuş da istemsiz değil. O gücün verdiği bir takım imkanlarla kibre sahip olur kendilerini ulaşılmaz bir yerde konumlandırarak insanlara tahakküm uygulayarak istediklerini yaptırarak koptular. Tehditlerle insanları susturacağını sanan, insanları değerleri üzerinden tutabileceğini zanneden, istismar edecek noktaya geldiler. İstismar edilen vatandaş değerleri üzerinden istismar edildiğini gördü. Vatandaş ‘sen benim inancımı sorgulayamazsın, benim inancım üzerinden bana iaşe yapamazsın’ dedi. Bir dönem bunu başardılar, inanları bu şekilde etkilemeyi başardılar. Ama insanlar bu gelinen noktada ‘Sen beni suistimal edemezsin. Kendi geleceğin için bizi kullanıyorsun, buna izin vereceğiz’ dedi. Sorunların kavramlarla çözülmeyeceğine insanlardanım. Demokratik çatısı altında bir arada gelen ortak hak arayışında yan yana gelebilen insanların ortaya çıkardığı bir durum. Bu gelecekte de Kürt sorunu gibi birçok sorunun çözümünü sağlayacaktır.”

Son güncelleme: 15:37 22.07.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı