• Turkhane Logo

Zamanlaması manidar! Erdoğan seçimde çatacağı yeri buldu...

Erdoğan her seçim kampanyasını bir düşman üzerine kurdu Önümüzdeki yerel seçimleri için aradığı düşmanı çabuk buldu

18:40 22 Kasım 2018 Perşembe
Zamanlaması manidar!  Erdoğan seçimde çatacağı yeri buldu...
Erdoğan her seçim kampanyasını bir düşman üzerine kurdu Önümüzdeki yerel seçimleri için aradığı düşmanı çabuk buldu

Bir dönem Erdoğanın Basın Danışmanlığını yapan Akif Beki Karar gazetesindeki yazısında seçim öncesi Erdoğana iyi bir malzeme verildiği görüşünde . 
Erdoğanın meydanlarda seçmeni  AİHM’le parti adayları arasında bir tercihe yönlendireceğini hatırlatan Beki sonucun belli olduğunu söyledi 

Erdoğanın da yerli ve milli mahkemelerimizden hakkını alamadığı olmuş...
O da adalet için vaktiyle AİHMe gitmiş...
Bir değil, iki değil, tam üç kere hem de bu mahkemenin kapısını çalmış...
Düşünce özgürlüğü ve seçilme hakkını engelleyen yargımızı, Avrupa mahkemesine şikayet etmiş...
Lehindeki karar Yargıtayca yok hükmünde sayıldığında, davasını AİHMe taşımayı göğsünü gere gere savunmuş...
Siyasi yasağını kaldırtana dek, hak arama hakkını sonuna kadar kullanacağını deklare etmiş...
AİHMe başvurmasının bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunu, hukuk dışı yollarla önünün kesildiğini zihinlere kazırcasına vurgulamış...
AİHMin Demirtaş kararına Bizi bağlamaz diyen Cumhurbaşkanına şimdi bunu hatırlatıyorlar, kendi demokratik mücadele geçmişini.
O zaman tanıyordun AİHMi, şimdi niye tanımıyorsun demeye getiriyorlar.
Oysa mevzu başka, anlamıyorlar.
Tutukluluğunu hukuki değil siyasi bulmuş, Demirtaşın tahliyesine karar vermiş AİHM.
Fakat içeride hak arama yolları tükendiğinde ne yapılacağı, adalet talebinin ülke dışına taşınıp taşınamayacağı değerlendirmesinden yaklaşmıyor ki Cumhurbaşkanı...
Hukuki değil siyasi olarak ele alıyor meseleyi.
AİHMin yargılama yetkisini reddediyor gibi görünse de aslında yargısal bir tartışma açmıyor.
Geçmişini unuttuğunu ve tutarsızlığa düştüğünü zannedenlerin kaçırdığı bu.
Aynı endişeden, aynı duyarlılıktan bakmıyorlar, ilkesel değerlendiriyorlar.
Odaklandıkları şey, bu gelişmenin önümüzdeki yerel seçimlere nasıl yansıyacağı ve barındırdığı imkanlar değil.
Hollanda, Almanya, AB ve ABD emperyalistleriyle arayı toparladık; Hansla George üzerinden kampanya yürümeyeceğini göremiyorlar.
Kime karşı oy kullanmaya çağrılacak bu durumda vatandaş?
Sandığa atılacak oylarla çatlatılacak, patlatılacak düşman kadrosu tam boşalmışken imdada yetişen hızır, AİHM olamaz mı!...
Uluslararası mahkeme, münhal dış güç kadrosunu bir anda dolduruverdi.
Şimdi iç rahatlığıyla, bu seçimde taşlanacak şeytanın bulunduğu söylenebilecek.
Vatandaşın huzur-u kalple sandığa gidip bu AİHM hadsizine haddini bildirmesi istenebilecek.
İç işlerimize karışma ve egemenliğimize müdahale cüretkarlığına halkın kızması sağlanabilecek.
Ülkemizin bekasına kasteden bu tehdide en güzel cevabı sandıkta vermek üzere, kızıştırılabilecek millet.
Hukukla alakası yok yani, ilm-i siyaset diyorlar buna.
Erdoğanın bizi bağlamaz çıkışını doğru zeminde tartışalım o yüzden.
Vatandaşın önüne iki seçenek koyabilecek siyaset. Ve AİHM mi, benim adaylarım mı, seçiminizi yapın diye sorabilecek örtülü olarak.
İl ya da ilçe belediyesini kimin daha iyi yöneteceğine bakarak, parti ve adaylar arasında bir tercihte bulunmak zorunda kalmayacak seçmen.
AİHMle parti adayları arasında bir tercihe yönlendirilebilecek.
Oyunu, nispet olsun diye, AİHMle kim savaşıyorsa ona verebilecek.
Geçmişi hatırlatanların atladığı popülizm şu; bu zıtlaşmada tarafını seçecekse, kim seçer AİHMi?

Son güncelleme: 18:40 22.11.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı