• Turkhane Logo

Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü 1 buçuk yıldır keyfi olarak tahliye edilmiyor

Sincan T Tipi Cezaevi Gözlem Kurulu, 'itirafçı' olmadığı gerekçesiyle, Zaman gazetesinin eski sorumlu yazı işleri müdürü avukat Ali Odabaşı'nı 1,5 yıldır keyfi olarak tahliye etmiyor. Odabaşı'nın eşi "8 yıldır tek başıma mücadele veriyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı." diyerek destek çağrısı yaptı.

13:25 11 Nisan 2024 Perşembe
Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü 1 buçuk yıldır keyfi olarak tahliye edilmiyor
Sincan T Tipi Cezaevi Gözlem Kurulu, 'itirafçı' olmadığı gerekçesiyle, Zaman gazetesinin eski sorumlu yazı işleri müdürü avukat Ali Odabaşı'nı 1,5 yıldır keyfi olarak tahliye etmiyor. Odabaşı'nın eşi "8 yıldır tek başıma mücadele veriyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı." diyerek destek çağrısı yaptı.





Kronos’tan Sevinç Özarslan’ın haberi;



KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin sorumlu eski yazı işleri müdürü olan ve Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 8 yıl önce tutuklanan avukat Ali Odabaşı, tahliye edilmesi gerektiği halde Sincan T Tipi Cezaevi Gözlem ve Denetleme Kurulu tarafından keyfi olarak hapis tutuluyor.



Cezaevi yönetimi, Odabaşı’na Kasım 2022’de kazandığı denetimli serbestlik hakkından sonra Şubat 2024’de elde ettiği şartlı tahliye hakkını da “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle gasp etti.



Ali Odabaşı’nın denetimli serbestlik hakkının “dış ortama ayak uyduramayacağı” gerekçesiyle 1,5 yıl önce reddedildiğini belirten eşi H. Odabaşı, “20 Şubat 2024’te şartlı tahliye edilecek diye beklerken, bir gün arayla yazdıkları iki farklı rapor nedeniyle bu hakkını da vermediler. 20 Şubat’ta eşime iyi halli raporu verdiler. 21 Şubat’ta ise “iyi halli değildir” dediler. Eşimin yaşam hakkıyla, sağlığıyla oynuyorlar” dedi.



“HAPİSTE 4 AMELİYAT GEÇİRDİ, BEŞİNCİYİ OLMASI LAZIM”



Hapiste kaldığı süre içinde böbreklerindeki rahatsızlık ve karın zarında meydana gelen yırtılmadan dolayı eşinin 4 ameliyat geçirdiğini söyleyen H. Odabaşı, DEM Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na mektup yazarak sesinin duyurulmasını istedi.



AMELİYATTAN ÇIKMIŞ EŞİMİ, YATAĞA KELEPÇELİ KAN REVAN İÇİNDE BULDUM”



“Artık dayanacak gücümüz kalmadı” diyen H. Odabaşı, “Kaç yıldır insanlık dışı muamelelere maruz kaldık. Hastanenin mahkum odalarının kapısında bizi çok ağlattılar. Ameliyattan çıkmış eşimi, yatağa kelepçeli kan revan içinde buldum. Şu anda da tüm hakları gasp ediliyor. Hakkını aramak için dilekçe yazdı. Bu yüzden hücreye konuldu. Şu anda karın zarı tekrar yırtıldı. Beşinci kez ameliyat olması gerekiyor.” diye konuştu.




Kasım 2022’de tahliye olması gerekirken hasta olduğu halde tahliye edilmeyip Nisan 2024’te de içeride kıvrım kıvrım çile çektirilen bir mahpusun hikayesi bu! Gerçekten zalimce ve vicdansızca! Buradan @adalet_bakanlik Bakanı @yilmaztunc’a da soruyorum; bu ne iştir? pic.twitter.com/gGyi3yh6rt— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) April 7, 2024




“SON ÇARE OLARAK SİZE YAZMAK İSTEDİM”



Ali Odabaşı’nın eşinin Gergerlioğlu’na yazdığı mektup:



“Ben yaklaşık 8 yıldır Sincan T Tipi Cezaevi’nde bulunan hükümlü Avukat Ali Odabaşı’nın eşiyim. Yaşadığımız haksız uygulamaları bu konudaki duyarlılığınızı bildiğimden son çare olarak size yazmak istedim. Dört çocuğumuz var; dördüncü çocuğumuz eşim cezaevinde girdikten hemen sonra doğdu ve şu an 7 yaşında. Eşim 2005-2014 yılları arasında Zaman Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü idi, 2014’te ayrılıp kendi ofisini açtı.



“HAKİMLİK SINAVINA GİRDİ, ANCAK ELENDİ”⁠



2012 hakimlik sınavına girdi ancak mülakatta elendi. O sınavda soruları çaldığı iddiası ile 20.11.2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandı. 15 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. 3 ay sonra, 12.05.2018 tarihinde tekrar tutuklandı, o tarihten bu yana Sincan T Tipi Cezaevinde bulunmaktadır.



“ZAN ÜZERİNE HAPİS YATIYOR”



6 yıl süren mahkeme süreci sonunda 6 yıl 3 ay ceza verildi. Fakat uydurma bir dolandırıcılık suçlaması ile 2 yıl daha ceza verildi… Zan üzerine yıllardır yatırılıyor.



22 Kasım 2023’te koşullu salıverilmesi gerekirken, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, tahliye edildiği takdirde topluma uyum sağlayamayacağı gerekçesiyle 3 ay daha cezaevinde kalmasına karar verdi. Bu konuda cezaevi müdürü ile görüştüğümde kanunların şeffaf olduğunu herkese eşit haklar verildiğini iddia etti. O zaman eşimin en doğal hakkı olan şartlı tahliyesi neden verilmedi?



“İTİRAFÇI OLMADIĞI İÇİN CEZASINI UZATTILAR”



3 aylık süre 22 Şubat 2024’te doldu. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, bu defa 6 ay daha süreyi uzattı. Hiçbir gerekçe de sunulmadı. Kendisiyle yapılan görüşmede itirafçı olup isim vermesi istenmiş ancak istedikleri şekilde bilgi vermeyi reddettiği için tahliye edilmemekte direniliyor.



Ailesine yakın olabilmek için yıllardır verdiği nakil dilekçeleri işleme konulmuyor. T tipinin ağır şartlarından ve uygulanan haksız muameleden kurtulmak için üç yıldır nakil istiyoruz. Hiçbir şekilde karşılık bulamadık. ⁠



“İTİRAZ DİLEKÇESİ YAZDIĞI İÇİN HÜCREYE KONULDU”



Son olarak haksız uygulamalara karşı yazdığı itiraz dilekçelerini süresi içinde ilgili mercilere intikal ettirmedikleri ve bu yüzden hak kaybına neden oldukları için infaz koruma memurlarını şikayet ettiği gerekçesiyle tek kişilik hücreye konulmuş. Haksız muamelelere maruz kalmıştır.



“HAPİSTEYKEN DÖRT KEZ AMELİYAT OLDU”



Eşim içerde iken dört kez ameliyat oldu. Her bir ameliyatın da yanında refakatçi olabilmek için uğraş verdim. Bu ameliyatlar ve yapılan muamele insanlık dışı idi. Sadece bir örnek vermek istiyorum. Pandemi döneminde eşim iç karın yırtılması nedeni ile Ankara Dışkapı Devlet Hastanesine yatırıldı. Sabah 7’den akşam 7.30 kadar hukuk mücadelesi verip yanına 4 asker bir komutanla girebildim.



HASTA YATAĞINDA ELİ KELEPÇELİ VE KAN REVAN İÇİNDEYDİ



Geldiğimde yatakta eli kelepçeli ve kan revan içindeydi. Sabah 9’da ameliyat olmuştu. O vakte kadar en azından sıvı verilebilirdi. Önce şu içip içmediğini sordum. Burada su yok dediler. Ben de askerler eşliğinde aşağıdan su satın alıp geldim. Sonra kanlı üzerini ve yatağını değiştirdim.



Yeniden kolunu yatağa kelepçelediler. Pandemi olmasına rağmen hasta odasında dört asker vardı, kapının dışında da iki asker bekliyordu. Buna rağmen eşimin kelepçelerini baygın uyurken bile açmadılar. Sabaha kadar kolunu kımıldatamadığı için tutulmuştu ve acı çekiyordu. Sabahleyin doktor gelip taburcu etti. Ayağa kalkıp yürüyecek mecali olmayan ve hastanede kalması gereken eşimi tekrar hapishaneye gönderdiler.



Sonraki süreçte gün aşırı pansuman olması gereken ameliyat yerine üç gün boyunca bakılmamış. Şimdi aradan 3 yıl geçti eşimin aynı ameliyat yeri yırtılmış. Acilen ameliyat olması lazım…



“HÜCREYE KONULDUĞU İÇİN SAĞLIĞI AĞIRLAŞABİLİR”



⁠Cezaevinde bulunduğu süre içinde geçirdiği ameliyatlar yüzünden şu an iki yerde iç karın yırtılması var. Doktor kendisine perhiz yazıyor ancak bu cezaevi idaresi tarafından dikkate alınmıyor. Her gün en az 1 saat yürümesi gerekiyor ama gerekli koşullar sağlanmıyor. Şimdi de hücreye konulduğu için durumu daha da ağırlaşabilir.



Bu rahatsızlıklarına ilave olarak böbreklerinde taş ve ayrıca kalp kapakçığı büyümesi var. Cezaevi müdürü ile yaptığım görüşmede eşim Ali Beyin de benim de ebeveynlerimizin vefat ettiğini, tek başına 8 yıldır mücadele verdiğimi ve şu an çocukların ve benim bu gidişata dayanacak gücümüzün kalmadığını ifade etmeme rağmen karşılık bulamadım. Bir an evvel çocuklarımın babalarına kavuşmaları için sizden destek talep ediyorum.”

Son güncelleme: 13:25 11.04.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı