• Turkhane Logo

Yüzbaşı Yasin Özdemir’in infaz anı

15 Temmuz’da elleri havada ve yarı çıplak halde askerlerin önünde ilerleyen Jandarma Yüzbaşı Yasin Özdemir’in infaz anı ortaya çıktı.

10:07 28 Nisan 2020 Salı
Yüzbaşı Yasin Özdemir’in infaz anı
15 Temmuz’da elleri havada ve yarı çıplak halde askerlerin önünde ilerleyen Jandarma Yüzbaşı Yasin Özdemir’in infaz anı ortaya çıktı.


15 Temmuz sonrası Jandarma Genel Komutanlığından ihraç edilen Yüzbaşı Ümit Berber, patreon’daki yazısında silah arkadaşı Jandarma Yüzbaşı Yasin Özdemir’in ölüm anına ait görüntüler ve belgeler paylaştı.16 Temmuz’da emrindeki askerlerle beraber Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki binadan yarı çıplak ve elleri başlarında çıkan askerlerin üzerine ateş açıldığını gösteren görüntü ve videolarda, en önde ilerleyen Yüzbaşı Özdemir’in vurulduğu görülüyor. Zırhlı polis aracından otomatik silahla yapıldığı iddia edilen ateşte, Yüzbaşı Özdemir’in vücuduna çok sayıda kurşun isabet ediyor ve olay yerinde hayatını kaybediyor.

Yüzbaşı Ümit Berber’in patreondaki yazısı şöyle:“Kamera kayıtları ve Bilirkişi Raporu bir Türk subayının infazını doğruluyor.


Ortaya çıkan kanıtlar, 15 Temmuz olayı sırasında teslim olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Özdemir’in teslim olduğu halde vurularak öldürüldüğünü göstermektedir.

Olayla ilgili olarak mahkeme tarafından alınan güvenlik kamerası görüntüleri, bilirkişi raporu ve sanık ifadelerinden, Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Özdemir’in teslim olmasına rağmen, altı kez ateş edilerek iş yerinde öldürüldüğü anlaşılmaktadır.

/

Jandarma Genel Komutanlığı nizamiyesinde bulunan güvenlik kamerası görüntüleri, Yüzbaşı Özdemir ve beraberinde bir grup askerin 16 Temmuz sabahı erken saatlerde nizamiyeye doğru ilerlediğini gösteriyor. Elleri havada ve yarı çıplak olan askerlerin, teslim olmak için kimseye tehdit oluşturmayacak şekilde ilerledikleri görülüyor.

  Görüntüler, J.Yzb.Yasin Özdemirin 16 Temmuz sabahı elleri havada, yarı çıplak ve kimseye tehdit oluşturmayacak şekilde teslim olmak için güvenlik güçlerine doğru ilerlediği esnada, görev yaptığı kışla nizamiyesinde vurularak öldürüldüğünü göstermektedir.@adalet_bakanlik https://t.co/zZWu2QbHjC pic.twitter.com/oBoFzA0rT2 — Ümit Berber (@Yzb_Umit_Berber) April 27, 2020

/
Görüntülerden , Yüzbaşı Özdemir’in iki eli başının üstünde geldiği nizamiyeden çıkarken vurularak öldürüldüğü, geri kalan askerlerin ise dehşete düşerek yere yığıldıkları anlaşılıyor.

/

Nizamiye girişinde yerde yatan Yüzbaşı Özdemir’in,  bilirkişi raporunda burada öldürüldüğü değerlendiriliyor.

/

Tanık ifadeleri ve mahkeme tutanaklarından, 15 Temmuz’un ilk anlarında ülke genelinde oluşturulan „Terör saldırısı” algısı nedeniyle yüksek tehdit durumlarında her Türk askerinden beklendiği gibi Yüzbaşı Özdemir’in de görevli olduğu birliğine gittiği anlaşılmaktadır. 15 Temmuz’a gelinen süreçte son 1 yılda şehir merkezlerinde ve özellikle Ankara’da gerçekleştirilen terör saldırıları dikkate alındığında, askeri personelin ülke genelinde yükseltilen alarm tedbirleri  kapsamında birliğine gitmesinin makuliyeti daha da anlam kazanmaktadır.  Bu davranış şeklinin anormal olmadığı, vicdan sahibi, hür değerlendirme yapabilen emekli ve muvazzaf tüm askerlerin ortak kabulüdür.

Kamera kayıtlarında Yüzbaşı Özdemir’in 15 Temmuz saat 23:13’de iş yerine geldiği görülmektedir. Giriş çıkış kayıtlarından gece boyunca Jandarma Genel Komutanlığı’nda olduğu ve nizamiye sınırları dışına çıkmadığı anlaşılmaktadır.

/

Mahkeme Soruşturma Ön Raporunda, Yüzbaşı Yasin Özdemir cinayetinin polis zırhlı aracından yapılan atış sonucu gerçekleşmiş olma ihtimaline vurgu yapılarak, atışın geliş istikametindeki zırhlı aracın plakasına varıncaya kadar detay verilmesine rağmen, olayla ilgili olarak gerek kolluk gerekse adli makamlarca herhangi bir soruşturma açılmamış ve katil zanlısı ortaya konmamıştır.

/

Yüzbaşı Özdemir’in 8 Eylül 2016 tarihli Adli Tip Kurumu’nun Ankara Şubesinde üç tıp uzmanı tarafından gerçekleştirilen otopsi raporuna göre ise, göğüs ve boyun bölgesinden dört kez, karnından iki kez vurulduğu ve bir merminin de sıyırdığı tespit edilmiştir. Savcının huzurunda tespit edilen bulgular, hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde Yüzbaşı Özdemir’in infaz edildiğini göstermektedir.

/

/

Ancak otopsi raporunun yayımlanmasından beş ay sonra, 14 şubat 2017 tarihli Ankara Emniyet Müdürlüğü Raporunda ise, Yüzbaşı Özdemir’in vücudundan sadece bir merminin çıkarıldığı ve balistik açıdan teşhis ve tespite ilişkin karakteristik izlerin bulunmadığı iddia edilmiştir. Buradan yetkililerinin Yüzbaşı Özdemir cinayetini örtbas etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.

15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığı Karargahının Polis ve Jandarma Özel Harekât Timleri tarafından kuşatıldığı ve çevre binalara yerleştirilen keskin nişancıların yaptığı öldürücü atışlar nedeniyle çok sayıda askeri personelin kışla içerisinde katledildiği, kışla dışına çıkmak isteyenlere ise müsaade edilmediği ve bir çok kişinin geceyi karargah içinde bu atışlardan kendini korumaya çalışarak geçirdigi bilinmektedir. Karargaha baskın yapmakla görevlendirilen JÖH timinin komutanı Yarbay İrfan Tüten, duruşmalarda keskin nişancıların çok önceden yerleştirildiğini itiraf etmiştir.

/

Mahkeme kayıtlarından, Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu, komiser Eraslan Er ve Yaman Ağırlar’ın bu kanlı müdahalenin sorumluları oldukları anlaşılmaktadır. Hacıoğlu’nun birliklerine telsiz üzerinden “Gebertin O.çocuklarını” diyerek binanın içinde hapsolmuş askeri personeli infaz emri verdiği anlaşılmaktadır.

/

Astsubay Fatih Karabağ, 13 Aralık 2017 tarihindeki duruşma esnasında verdiği ifadede, Hacıoğlu’nun bazı astlarına darbe girişimi gecesi faaliyet gösteren güvenlik kameraları için sabit diskleri yedeklememelerini emrettiğini beyan etmiştir. Karabağ, duruşmada Jandarma Genel Komutanlığı’nın nizamiye kayıtlarını gösteren güvenlik kameraları görüntülerinin silindiğini ve ayrıca 29 Temmuz’dan önceki günler için kaydediciden hiçbir görüntü alınmadığını da belirtmiştir.



Yzb.Özdemir‘in, hiç yargılanmadan darbeci ilan edilmesi de ayrı bir hukuk garabetidir. Sonuç olarak bir TSK personeli, vazifeli olduğu birliğine geldiği, kışla dışına bile çıkmadığı hatta müdahale unsurlarının tüm talimatlarına uyduğu halde askeri sınırlar içinde öldürülmüştür. Maktulün aleyhinde delil teşkil edecek hiçbir görüntü olmamasına rağmen yargısız infazla darbeci ilan edilmiş ve olayın katili birileri tarafından korunmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin iz’an ve vicdan sahibi, adalete, aldığı eğitime ve ettiği yemine inanan ve bu değerlere sadık sayın Savcıları! Bu bir ihbar mektubu, kamuoyu aydınlatma belgesi ve aynı zamanda eski bir Jandarma personelinin, katledilen arkadaşına karşı hissettiği bir vefa borcudur.

Kişişel olarak tek beklentim, olayın açığa çıkması ve sorumluların bir an önce hakettikleri şekilde yargılanmalarıdır. Kendi arkadaşlarına kumpas kuranların haketmedikleri halde hala makamlarında oturmaları belki de olayların aydınlatılmasındaki en büyük engeldir.

Bu yazı,Türkiye Cumhuriyeti kamuoyuna ve Türk halkına gerçekleri anlatmak için kaleme alınmış olup, içerdigi görüntü ve tanık ifadeleriyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Ankara Başşavcılığına işlenen cinayetle ilgili ihbar niteliği taşımaktadır.

Hukukun çarkları olması gerektiği şekilde işlediğinde cinayeti saklamaya çalışanların da yargılanacağına olan inancım tamdır.”

Son güncelleme: 10:07 28.04.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı